1 Nisan'ın öyküsü
Buyurun siz de internette gezinin ve benzerlerini okuyun:
"15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir.
Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir.
En sonunda 31 Mart gecesi Kalenin önüne giderek bir elinde Kur'an bir elinde İncil 'şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım' der.
Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler.
Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir.
Bunun üzerine Müslümanlar 'Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz' dediklerinde
Haçlı ordusu komutanı 'Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur' diye cevap verir ve bütün Müslümanlar orada şehit edilir.
İşte o gün bugündür 1 Nisan hristiyanlar arasında 'Hile Günü' olarak kutlanmaktadır.
Maalesef halkımız arasında da yaygınlaşmış, yüzlerce, binlerce müslümanın katliam günü olan 1 Nisan'lar, bir şaka günü olarak kutlanmaktadır."
Evet, aynen böyle. İşin içine din ve dindaşlık gibi hassas bir konular karışınca, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Yani papaza kızıp sevgililer gününü, Anna Javis'e kızıp anneler gününü, grevcilere kızıp kadınlar gününü kutlamayalım mı?
Bütün dünya sevgisizliğe, saygısızlığa, hoşgörüsüzlüğü sürükleniyor. Bin bir stres içinde kıvranıyoruz. Yüzlerimiz sirke satıyor, asım asım asılıyor. İnsanlar gülmeyi, şakalaşmayı unuttu. Sevgi sözünü hatırlatıyorsa, varsın "Sevgililer Günü" olsun. Eğer yüzümüzde bir tebessüm belirtecekse 1 Nisan günü de olsun. İşte size bir 1 Nisan haberi:
"Amerika'da bir TV ılık geçen kış nedeniyle ağaçlarda artık spagetti yetişmeye başladığını duyurdu. Bunun ardından köylülerin artık ağaçlardan spagettinin hasadını yapmaya başladığı açıklandı. Bir anda TV kanalına telefon yağmaya başladı. Herkes kendi spagetti ağaçlarını nasıl yetiştireceklerini soruyorlardı. Telefonu açan kanal görevlisi "Bir kutu domates soslu spagettiyi ekin ve tutması için dua edin" dedi. Sonunda bunun bir nisan şakası olduğu açıklandı.
Sıkça dillendirilen birkaç şaka da bizim dünyamızdan aktarayım:
Samsun'un Havza ilçesinde de kendini ''Fettullah Doğrusöylemez'' olarak tanıtan kişi, ''Merkez FM'' isimli yerel radyoyu canlı yayındayken arayarak, ''Kunduz Ormanlarından yüzlerce fil size doğru geliyor'' dedi. Dinleyicilerin çoğu bunun şaka olduğunu anlamayarak, panik içerisinde radyoyu telefonla arayıp bilgi almaya çalıştı. Pek çoğu ''Burada fil mi varmış? Nereden geliyorlar?'' gibi sorular sordu. Kısa süre sonra aynı kişi yeniden radyoyu arayarak, ''Size 1 Nisan şakası yaptım'' dedi.
Kastamonu'da yaşanan 1 Nisan şakası da şöyleydi: En yakın arkadaşı Sedat Toygar'ın sınav başvuru şifresini öğrendikten sonra YGS'ye gireceği ili Kastamonu yerine Hakkari olarak değiştiren İsmail Kaya, olayı 1 Nisan şakası olarak tasarladığını söylemişti. Toygar, sınav için bin 400 kilometre yol kat ederek, Hakkari'de sınava girmişti.
İlginç şakalardan biri de Antalya'da gerçekleştirilmişti. Kepez'de dayısına şaka yapmak isteyen genç, arkadaşına mahalle camisinin imamını telefonla aratarak, dayısının vefat ettiğini söyleyip camiden selasını okutmuştu. Yeğen ve arkadaşı, dayının şikâyetçi olması üzerine 2,5 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Geçen yıl yayına verilen ve ''Hamilelik süresini 5 aya indirecek mucizevi buluş'' başlıklı haberde, İsviçreli bilim adamlarının, anne karnında bebeğin gelişimini hızlandırmayı başardığı, çalışmalar tamamlandığında kadınların 5 ayda doğum yapabileceği bilgisine yer verilmişti. Birçok internet sitesi tarafından kullanılan haber, dünyada ve Türkiye'deki Twitter'da TT olmuştu.