SAĞLIK

100 binden fazla kişi yaşama tutunmak için organ bağışı bekliyor

Abone Ol

Fakat her yıl dünya genelindeki organ bekleyen hastaların sayısı, mevcut organ bağışı oranlarını aşıyor. Tıbbi araştırmalar organ bağışı ve sonucunda gerçekleştirilen nakillerin başarılı sonuçlarını ortaya koyarken, çeşitli sebeplerle beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organları ve dokuları, başkalarına hayat veriyor. Medicana Sağlık Grubu Genel Cerrahi Bölümü uzmanlarından Dr. Öğr. Üyesi Amil Hüseynov, “Organ ve Doku Bağış Haftası” nedeniyle organ nakli ve bağışı hakkında bilgi verdi.

Genel Cerrahi Bölümü uzmanlarından Dr. Öğr. Üyesi Amil Hüseynov, “Yapılan her bağış, son dönem organ yetmezliği ile mücadele eden hastalar için umut olmaktadır. Karaciğer veya böbrek yetmezliğinin son aşamalarında, transplantasyon genellikle tek tedavi seçeneğidir” dedi.

Canlı vericili nakillerde Türkiye ikinci sırada

Türkiye’de son rakamlara göre yaklaşık 30 bin civarında organ bekleyen hasta bulunduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Amil Hüseynov, “Dünya genelinde de son rakamlara göre 100 binden fazla kişi organ nakil listesinde bağış beklemektedir. ABD’de de 2021 yılında 6 bin kişi organ nakli beklerken hayatını kaybetti. Yine ABD üzerindeki rakamlara bakılınca her gün 17 kişi organ beklerken hayatını kaybetmektedir. 2021 yılında dünyada 144 bin 302 organ nakli yapılmıştır. Bu rakam 2020 yıllına göre yüzde 11 civarında artmıştır. Fakat dünya genelinde nakillerin yüzde 90’ı canlıdan canlıya gerçekleştirilmektedir. Kadavradan nakillerin rakamı düşüktür. Ülkemiz de canlı vericili nakillerde dünyada ikinci sırada yer almaktadır. Fakat artık kadavradan nakillerin artması gerekmektedir. 18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarını bağışlayabilir. Canlı verici olarak yalnızca karaciğer ve böbrek bağışında bulunulabilir” diye konuştu.

Pediatrik nakiller önemli

Medikal pratikte, transplantasyon başarısının, doku uyumu ve bağışçı organın kalitesi ile yakından ilişkili olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Hüseynov, “İmmünosupresif tedaviler, alıcıların vücutlarının yeni organları kabul etmesine yardımcı olurken, transplantasyon sonrası takip, hastaların uzun süreli sağlığını korumak için hayati önem taşır. Ancak, transplantasyonun başarısının ilk adımı yeterli bağış sayısına bağlıdır. Organ bağışının özellikle önemli olduğu bir alan da pediatrik transplantasyondur. Pediatrik hastalar, yetişkinlerden farklı olarak, büyümeleri ve gelişmeleri için uygun büyüklükteki organlara ihtiyaç duyarlar. Bir çocuğa uygun bir organ bulunması, onların sadece hayatta kalmalarını değil, aynı zamanda normal bir çocukluk geçirebilmelerini de sağlar” şeklinde konuştu.

Tek bir kişi 8 kişiye hayat verebilir

Birçok potansiyel organ bağışçısının karaciğerinin iki ayrı hastaya hayat verebileceğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Hüseynov, “Karaciğerin regeneratif kapasitesi, organın bölünüp, iki hastaya nakledilmesine imkan tanır. Böbrekler, kornealar, kalp, akciğerler ve pankreas da bağışlanabilir organlar arasındadır ve her biri, başka bir insanın hayatını değiştirebilir. Organ bağışı, yalnızca tıbbi bir eylem değil, aynı zamanda derin insani ve ahlaki bir sorumluluktur. Tek bir bağışçı, sekiz farklı kişiye hayat verebilir ve onlarca kişinin yaşam kalitesini artırabilir. Ancak, bağış yapma kararı aynı zamanda derin kişisel ve etik değerlere dokunan karmaşık bir karardır” dedi.

Herkesin sorumluluğu var
Hemen hemen herkesin organ bağışı konusunda farkındalık oluşturma ve destek olma yönünde sorumluluk taşıması gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Hüseynov, “Sağlık profesyonelleri de organ bağışının her yönüyle ilgili doğru bilgileri sağlamak, potansiyel bağışçıların ve ailelerinin karar verme süreçlerini desteklemekle yükümlüdür. Bağış yapmayı düşünen bireylerin kendi araştırmalarını yapmaları, sağlık profesyonelleriyle konuşmaları ve en önemlisi aileleriyle bu kararı paylaşmaları önem taşımaktadır. Çünkü organ bağışı, birçok insan için yeni bir başlangıcın kapısını aralayabilir” şeklinde görüş verdi.

İHA