Dünya genelinde cinsiyet eşitliğine dair farkındalık her geçen gün artarken, bu kapsamda Türkiye’de yapılan araştırmalar da toplum tarafından benimsenen fikir ve gelişmelere ışık tutuyor. Son olarak, Ted Üniversitesi (TEDÜ), XSIGHTS Araştırma ve Danışmanlık ve TurkishWIN iş birliğiyle gerçekleştirdiği 2024 Kadın ve İstihdam Araştırması’nı yayımladı. 14-26 Ocak tarihlerinde yapılan araştırmada, cinsiyet temelli genel mitler, değerler, iyileştirici politikalar, kadın istihdamına bakış ve babalık izni başlıkları ele alındı.
TOPLUMUN YÜZDE 61,2’Sİ ÇOCUĞA EN İYİ ANNESİNİN BAKACAĞINI DÜŞÜNÜYOR
Yapılan araştırmadan hareketle, toplumun yarısından fazlasının kadınların eğitim ve istihdamına yönelik algılarının olumlu olduğu izleniyor. Söz konusu çocuk bakımı olduğunda bu durum farklılaşıyor ve katılımcıların yüzde 61,2’si çocuğa en iyi annesinin bakacağını düşünüyor. Bu oran, eğitim seviyesinin artmasıyla azalıyor. Araştırmaya göre, toplumdaki her beş kişiden biri, annenin çalışması durumunda çocuğun anne sevgisinden mahrum kalacağını düşünürken, bakıcıyla büyüyen çocukların mutsuz olacağına inananların oranı yüzde 20 olarak ölçülüyor. Çalışan annenin çocuğuna iyi bakamayacağına inananların oranı ise yüzde 15 şeklinde kaydediliyor.
BEŞ KİŞİDEN İKİSİ KADINLARIN EVLENDİKTEN SONRA ÇALIŞMAMASINA KARŞI ÇIKIYOR
2024 Kadın ve İstihdam Araştırması’ndaki “Yaygın Değerler” konu başlığı altındaki veriler doğrultusunda, 18-24 yaş aralığındaki gençlerin cinsiyet eşitsizliğine karşı diğer yaşlara kıyasla en tepkili grup olduğu görülüyor. Öte yandan, “Kadınlar, eğitim hayatını tamamladıktan sonra çalışmamalıdır” argümanı, aynı başlıkta yüzde 9,6 ile en az desteklenen görüş olurken; “üniversite eğitimi, kız çocuktan çok erkek çocuk için önemlidir” ifadesine katılmayanların oranı da diğer tüm sorulara katılmayanlara göre daha yüksek olduğu ölçülüyor. Her beş kişiden ikisi de kadınların evlendikten sonra çalışmamasına karşı çıkıyor. Katılımcıların sadece yüzde 16,7’si erkeklerin girişimcilik konusunda kadınlardan daha iyi olduğunu bildiriyor. Bu oran siyasi lider olma konusunda yüzde 15,3’e kadar düşüyor.
KATILIMCILARIN YALNIZCA YÜZDE 33,8’İ ERKEKLERİN EVİ GEÇİNDİRMESİNİ BEKLİYOR
İstatistikler, Z jenerasyonunun yaygın değerlerdeki toplumsal cinsiyet rolleri hakkındaki görüşlerinin diğerlerine kıyasla farklılık gösterdiğini ortaya koyarken, böylesi bir ayrışma, cinsiyet bazında istihdam ve ev içi ekonomi hususlarında da izleniyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 33,8’i erkeklerin ailelerinin ekonomik ihtiyaçlarını gidermek zorunda olmasını destekliyor. Bunun karşı argümanı olarak nitelendirilebilecek “kadın çalışarak ailesinin ekonomik ihtiyacını karşılamak zorundadır” ifadesine toplam katılım oranı ise yüzde 14,7 şeklinde kaydediliyor. “Ülkede insanlar iş bulamıyorsa, çalışmak kadınlardan çok erkeklerin hakkıdır” sorusunda ise kadınlar bunu anlamlı derecede reddederken, erkekler bu ifadeye daha çok katılıyor.
KATILIMCILARIN YÜZDE 69’UNUN BABALIK İZNİNDEN HABERDAR DEĞİL
Araştırmaya göre katılımcıların yaklaşık yarısı, kadın ve erkeklere yönelik işveren tarafından talep edilen kolaylaştırıcı politikalarda ilk sırada esnek ve kısa çalışma saatlerinin geldiğini söylüyor. Bunu sırasıyla daha fazla izin günü, daha esnek izin imkanı (yüzde 9,6) ve evden çalışma olanağı (yüzde 6,3) takip ediyor. Katılımcılar, erkeklerin aile yükümlülüklerini yerine getirmek için işverenden en çok esnek ve kısa çalışma saatleri talep ettiğini bildiriyor. Bunu, daha fazla ve daha esnek izin imkanı (yüzde 19,1), daha yüksek maaş (yüzde 17,1) izliyor. Ancak, insanların yüzde 69’unun babalık izninden haberdar olmadığı saptanıyor.
"TOPLUMUN CİNSİYET EŞİTLİĞİNE DAİR FARKINDALIĞI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”
Yaptıkları çalışmaya dair açıklamalarda bulunan TEDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Çelik, “Cinsiyet eşitliğine dair farkındalık her geçen gün artarken, toplumun bu konudaki bakış açısı da değişiyor. Ancak hem erkekler hem de kadınlar, sahip oldukları hakların bilincine varmazken, toplumdaki bazı genel geçer yanılgılar da devam ediyor. Araştırmamızda tüm bu konuları mercek altına aldık. Katılımcıların yüzde 55,8’ini 45 yaş altı, kalanını ise 45 yaşın üstündeki bireyler oluşturuyor” diye konuştu.
DHA