Acı gerçek

Köroğlu, “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” diye bir nevi isyanını dile getirmişti.

Abone Ol

Günümüzde yaşasaydı, muhtemelen “Sosyal medya icat edildi, ahlâk bozuldu” diye dert yanardı…

Gerçi ahlâk sosyal medya yüzünden mi bozuldu, yoksa zaten bozuktu da sosyal medyada mı açığa çıktı bilinmez.

Üç beş kuruş daha fazla kazanabilmek veya birkaç beğeni alabilmek için öylesine görüntüler çekilip yayınlanıyor ki insan seyrederken utanıyor.

Kimisi güya tesettürlü beğenilmek için orasını burasını gösterme telaşında…

Kimisi daha dikkat çeksin diye açık saçık dolaştığı halde güya tesettüre girip ahlaki sınırları zorluyor.

Abuk sabuk espriler, saçma sapan sözler, argo ve küfürlü paylaşımlar gırla…

Bir yandan güya ahlâk bekçiliğine soyunup, diğer yandan ahlâksızlığın dibine vuranlarla dolu sosyal medya…

Denilebilir ki, insanları kontrol edemezsiniz, ahlaki sınırları zorlayan birilerinin olması doğaldır…

Asıl sorun, birilerinin bu ahlâksız paylaşımlar yapması değildir: toplumun azımsanmayacak büyük bir çoğunluğunun bu ahlâksızlıklara prim vermesi ve seyretmesidir.

Sıradan bir kız, çoğu zaman hiçbir söz bile söylemeden bir müzik yüklüyor, gerekli gereksiz üç beş hareket yapıyor, paylaşıyor. Bakıyorsunuz binlerce kişi seyretmiş, beğenmiş.

Neyi seyrediyorsunuz, neyi beğeniyorsunuz Allah aşkına?

Eğer bu ahlâksızlıklar, abukluklar prim yapmazsa, beğenilmezse, başka bir deyişle getirisi olmazsa kimse bu yola zaten başvurmayacak.

İş o kadar yoldan çıktı ki, ciddi ciddi medya organları bu tür anormal paylaşımları güya eleştirmek adına haber yapabiliyor.

Bu tür paylaşım yapanların derdi zaten gündemde kalabilmek; onları haber yaparak ekmeklerine yağ sürmüyor musunuz?

Bir de uyduruk isim takmışlar, neymiş efendim sosyal medya fenomeni.

Ne yapıyor diye soruyorsunuz?

Argo ve küfürlü paylaşımlar, ne olduğu anlaşılmayan kısa videolar, gerekli gereksiz hareketler…

Bunun neyini seyrediyorsunuz diye sorunca da…

Adam fenomen deniliyor. Şaka gibi…

Tabii ki sosyal medya platformlarında paylaşım yapılabilir, insanlar fikirlerini, düşüncelerini, hatta sanata yönelik kabiliyetlerini sergileyebilir.

Farklı düşüncelerin ortaya çıkması, yeni yeteneklerin keşfedilmesi için desteklenmesi de gerekir.

Ancak abuk sabuk hareketlerle, argo ve küfürlü sözlerle veya ahlâksız paylaşımlarla değil…

Söyleyecek sözü, yapılacak sanatı olan söylesin, paylaşsın; fikri, sözü ve paylaşmaya değer bir şey bulamayanlar da dinlesin, seyretsin…

Çözüm yasaklamak değildir; en etkili çözüm bu tür paylaşım yapanları yok saymak, seyretmemek, dinlememektir.

Ahlâksızlık prim yapmazsa, beğeni kazandırmazsa, ahlâksızlar da ortadan toz olur.

****

 Müslümana su yasak!

 Vaktiyle bir Müslüman, çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş: “Her kula helal, Müslümana haram!”

Kadıya şikâyet edilmiş. Adam yakalanıp yaka paça huzura getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslümana yasakla! Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?” diye çıkışmışlar.

Adam, “Müsaade buyurun, sebebi vardır, lakin ispat ister, delil şarttır…” dedikçe kadı kızmış: “Ne delili ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın, katlin vaciptir!”

Demiş ama bir yandan da merak etmiş. “Nedir gerekçen?” diye sormuş. Adam; “Bir tek Sultan’a derim…” diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş. Padişah da sinirlenmiş ama diğer yandan o da meraklanırmış:

- Söyle bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki hem çeşmeyi yaparsın hem de her kula helal, Müslümana haram yazarsın?

Adam, başı önünde konuşur:

- Delilim vardır, lâkin ispat ister.

- Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?

- O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultanım…

- Söyle bakalım!

- Sultanım, herhangi bir havradan (sinagog) rastgele bir hahamı izahsız yaka paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak… 

Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Museviler, “Ne oluyor, bu ne zulüm? Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim…”

Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş. Bir hafta dolunca, adam. “Sultanım, artık bırakmak zamanıdır” demiş. Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler…

“Aynı işi herhangi bir kiliseden bir papaz için yaptırınız Sultanım” demiş. Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka paça alınmış pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar… Din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine…

Sultan; “Bitti mi?” demiş adama.

- Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle…

- Şimdi nedir isteğin?

- Efendim, payitahtımız Bursa’nın en sevilen, alimini alınız minberinden…

Adamın dediğini yapmışlar, Bursa Ulu Cami imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka paça götürmüşler.

Bir Allah’ın kulu çıkıp da “Ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz? Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz” gibi tek bir kelam etmemiş. İmamın peşinden giden, arayan soran olmamış…

Geçmiş bir hafta, “Nerede imam?” diye gelen giden yok! Halk halinden memnun, başlamış bir dedikodu, tutuklanan koca alim için…

- Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…

- Kim bilir ne suç işledi de tevkif edildi!

- Vah vah! Acırım arkasında kıldığım namazlara…

- Sorma, sorma…

Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup bitenleri. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:

- Ne olacak şimdi?

- Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helallik almak lâzımdır hocadan.

“Haklısın” demiş Padişah. Denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:

- Ey büyük Sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?

Sultan acı acı tebessüm etmiş:

- Hava bile haram, hava bile!

***

 TEBESSÜM

 Uyku

Aynanın karşısına geçip de gözlerini kapatan Temel’e ne yaptığını sormuşlar:

- Hiç, uyurken kendimin nasıl göründüğünü merak ediyorum da…

****

 GÜNÜN SÖZÜ

Aydınların aydınlatmadığı halkı, soytarılar aydınlatır.

Cemil Meriç