Haklıyken haksız duruma düşmemek için çözüm önerileri neler olabiliri konuşalım bugünkü yolculuğumuzda.
Karşındaki kişi her kim ise bu arkadaşın olabilir işverenin olabilir ya da aile üyelerinden biri olabilir. Bir konuda uzlaşamadınız ve sen gerçekten ama gerçekten haklıyken haksız duruma düşürdün kendini. Düşürdün diyorum çünkü karşı tarafa göstermiş olduğun tepki diğer kişinin tepkisinden çok daha şiddetli ise yani bağırırsan öfkelenirsen, yanınızda bulunan insanlar onun yaptığı hataya değil senin bağırıp çağırdığını gördüklerinde senin öfkeli bir yapıya sahip olduğunu ve o yüzden karşısındaki kişi öyle yapıyor şeklinde düşünebilir. Aslında karşındaki kişinin yaptığı bir nedendi ve senin öfken bir sonuçtu. Öfkeli bir şekilde sonuç olan yanıtın, sanki en başından, yaşanan bu iletişim probleminde sebepmiş gibi algılanabilir. Az önce de söylediğim gibi algı nasıl ise sonuç da o oluyor. Sen sen ol, bir tepki vermeden önce bir duygusal mesafe koymaya çalış. Kendini gözlemle. O an içinde dolup taşan bir öfke var ise şöyle bir geri çekil. Araya belki bir saat belki bir gün süreli mesafe koyarsan duygularınla değil de mantığınla olaya yaklaşımda bulunabilirsin.
Karşındaki kişiyi her hatasında sürekli alttan alırsan, beş altı ufak hatasında susup onu görmezden gelirsen ve öfkeni ya da düşünceni içinde tutarsan; yedinci olayında aşırı tepki göstermiş olabilirsin. Sonra ne mi olur? İnsanlar daha önce o insanın yaptığı altı hatayı görmezler sadece gördükleri şey yedinci olaya verdiğin aşırı tepki olur ve yine sen haksız duruma düşersin. Birikmiş öfke değil her şeye zamanında yerinde ve kararında tepkini düşünceni söylersen dengeyi sağlamış olursun.
Haksızlığa uğradığını, karşındaki insanın sana yalan söylediğini düşündüğünde ‘’Ben bunu hak etmedim! Bana bunu nasıl yapabilir?’’ iç sesin zihninde yankılanıyor olabilir. Keşke olmasaydı, yaşanmasaydı bu durum evet her türlü insan yaşamda mevcut ve sana kötü niyetle yaklaşan insanlar da yaşamında var olabilir. Eğer sen iyi niyetine rağmen sana haksızlık yapan, sana kötü davranan bir insana kendini kanıtlamaya çalışırsan, ona karşı aşırı açıklama yapan bir şekilde kendini bulursan; karşı taraftaki insan ya da o an çevrendeki insanlar sana karşı ‘’Kendini anlatmak için bu kadar çırpınıyorsa, bir noktada demek ki bir sıkıntısı var!’’ ‘’Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!’’ yaklaşımında bulunabilir. Karşı tarafa yalvarırcasına bir açıklama yapmak da seni haklıyken haksız durumuna düşürebilir. Karşı taraf gerçekten açıklamayı hak eden bir noktada mı?
Karşı taraf hakkını yediği, sana kötü davrandığı bir durumda sen onun hatasını anlamasını bekliyorsun ve hiçbir şey söylemiyorsun. Susuyorsun. Kendi kendine düzelmesini bekliyorsun. Sonra çevrendeki insanlara bu durumu şikâyet ettiğinde o insanların sana söyleyeceği ‘’Söyleseydin! İtiraz etseydin!’’ diyebilir. Bu noktada susmak yerine, kendini koruman, ifade etmen ve sınırlarını çizmen gerekiyor. Sınırlarını çizip korumazsan, insanlar sınırını ihlal edip sana zarar verebilirler. Hatalı olan sen olursun! ‘’Neden söylemedin ki? Söyleseydin yapmazdım!’’ Sen bunu söylemem mi gerekirdi diye düşünebilirsin ama evet söylemen gerekiyor belki de. Yani işler genelde kendi kendine hallolmaz. İnsanlar genelde yaptığı hatanın farkında bile olmazlar. Sen kendini ifade et.
Haklı olduğun bir noktada iken bazen çocuksu davranış sergiliyor olabilirsin. Nasıl mı? Küsüyorsun, trip atıyorsun gibi çocuksu bir küsme, ağlama, sinir krizi geçirme hali ortaya koyduğunda insanlar bu duruma senin sebep olduğunu düşünebilir. Aslında bu da öfkelenmek gibi küsmek de bir duygusal tepki. Burada da çocuksu bir tepki vermek yerine araya zaman mesafesi koyup sonra yine mantıklı bir şekilde kendini ifade etmek bir çözüm olabilir. Duygularını bu şekilde kontrol edebilirsin. Küsmek bir işe yaramıyor. Ağlamak, aşırı öfkelenmek işe yaramıyor. Yine kendine zarar veriyor kendini yıpratıyor olursun. Çevre açısından da senin daha zayıf daha dayanıksız olduğun yönde bir algı oluşturabilir. Yetişkin bir birey olarak davranman haklılığını muhafaza etmen çok daha mümkün olacaktır.
Bir noktada bir şeye bir tepki koyuyorsak bunda istikrarlı olmak da çok önemli. Yani şikâyet ettiğimiz şeyleri tekrar tekrar kendimize yapılmasına müsaade ediyorsak bu da bizi haksız duruma düşürebilir.
Senin haklıyken haksız duruma düştüğün durumlar var mı?
Dilerim senin için faydalı bir yolculuk olmuştur.
Varlığın ve bu haftaki yolculuğumuzda bana eşlik ettiğin için teşekkür ediyorum. Hep var ol! Haydi kal sağlıcakla.