Muvazaa kararında sonuç
Bir sözleşme hakkında muvazaa kararı verilmesi durumunda sözleşmenin taraflarına mevzuatın emrettiği idari para cezaları uygulanır, muvazaalı sözleşme butlan (yok hükmünde) kabul edilir ve tüm alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır. Bu noktadaki tehdit unsuru idari para cezaları değil, sözleşmenin butlan olması ve alt işveren çalışanlarının tüm sorumluluklarının başlangıçtan itibaren asıl işverene yüklenmesidir. Bu durum mevcut iş akışını bozabileceği gibi, her şartta ciddi ve zaman aşımından müstesna yükümlülüklerin üstlenilmesi anlamına gelecektir.
Örnek: Ham kumaş, apre, boya ve konfeksiyon işlerini bir arada yapan Rulo Tekstil, sipariş değişkenlikleri nedeniyle konfeksiyon işlerini bazen fabrika içerisinde ve kendi kadrosu ile, bazen ise fabrika dışında ve fason firmalar aracılığıyla gerçekleştiriyordu. Yeni Genel Müdür Ömer F., sürdürülebilir istihdam + maliyet + kalite üçgeninin verimli yönetilemediğini fark etti. Söz konusu işler fabrikada yapıldığında kalite artıyor ve maliyet azalıyordu ancak siparişler arttığında kısa sürede çok sayıda çalışana işbaşı verilmesi, siparişler azaldığında ise bu çalışanların işten çıkarılması gerekiyordu ve bu sürdürülebilir istihdam sorunu doğuruyordu. İşler dışarıda yaptırıldığındaysa sürdürülebilir istihdam sorunu çözülüyordu ancak bu defa maliyet artıyor ve kalite azalıyordu. Sorunu karma bir yöntemle çözmeye karar verdi ve bölgede faaliyet gösteren bir alt işveren ile anlaştı. İşler bir alt işverenlik sözleşmesine binaen, fabrikadaki konfeksiyon atölyesinde ve alt işveren çalışanları tarafından yapılacaktı. Sözleşme gereği alt işveren çalışanlarının servis, yemek, iş kıyafeti, kişisel koruyucu, makine dışı ekipman gibi tüm gereksinimleri alt işveren tarafından karşılanıyordu. İş sağlığı ve güvenliği gereksinimlerinin karşılanması yükümlülüğü de alt işverene aitti. Personellerin kıdem tazminatı, yıllık izin, resmi tatillerde ikame çalışma gibi tüm biriken hakları da hesaplanmış ve sözleşmeye eklenerek alt işverene devir edilmişti. Rulo Tekstil çalıştırılan personel başına bir ödeme yapıyordu ve geriye kalan hiçbir konuda yükümlülüğü bulunmuyordu. Bütün sorunlar çözülmüştü ve sistem sorunsuz çalışıyordu.
Alt işverenlik ilişkisinin dördüncü senesinde, Tekstil sendikası fabrikada örgütlenme çalışmalarına başladı ve örgütlenmeye çalışan her sendikanın ilk yapılacaklar listesinde bulunan muvazaalı alt işverenlik ilişkisi şikayetinde bulundu. Başvuru üzerine yapılan incelemede, tesis içerisinde yürütülen konfeksiyon işlerinin asıl iş olduğuna ve bu nedenle alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğuna karar verildi. Alt işverenlik sözleşmesi butlan (yok hükmünde) kabul edildi ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayıldı.
Muvazaa kararının ardından Rulo Tekstil ansızın 120 konfeksiyon çalışanının işvereni ve tüm yükümlülüklerin sorumlusu oldu. Alt işveren ise kötü niyetli davrandı ve sözleşmenin butlan (yok hükmünde) sayılmasını kullanarak “ben de bu işe ciddi yatırımlar yaptım, mevcut durum beni de ciddi zararlara uğrattı, mahkemenin yok hükmü verdiği bir sözleşmenin bağlayıcılığını ben de kabul edemem, bir hak iddianız varsa hukuki yollara başvurun” dedi. Şirket avukatı; “sadece sermayesinden sorumlu bir limited şirket olan alt işverenden, haksız bulunsa dahi tahsil edilebilecek tutar elli bin TL ile sınırlıdır” şeklinde görüş bildirdi ve hukuki takibin çözüm üretemeyeceğini itiraf etti.
Ömer F, alt işverenlik sözleşmesi ile boşa düşen işçiler, servis, yemek, iş kıyafeti, OSGB firmaları gibi tüm taraflar ile derhal görüşülerek istihdam sürekliliğinin sağlanması ve üretimin aksatılmaması talimatını verdi. Alt işverenin tedarikçilere olan mevcut tüm borçları ve yeni alımların sorumlulukları Rulo Tekstil tarafından üstlenildi. Alt işverenin iki aydır ödemeye yanaşmadığı maaşlar Rulo Tekstil tarafından karşılanarak SGK bildirimleri ve prim ödemeleri gerçekleştirildi. Birikmiş kıdem tazminatları ve kullanılmamış yıllık izinler gibi tüm biriken haklar Rulo Tekstil yükümlülüğüne geçti.
Yönetim Kurulu acilen toplandı ve Genel Müdür Ömer F’den yaşanan durumun bilançosu hakkında detaylı bilgi istedi.
120 kişilik muvazaa bilançosu:
- İş akışında yaşanan sorunlar ve yetiştirilemeyen siparişler
- Ödenmemiş iki aylık maaşlar karşılığı (240 brüt ücret)
- Birikmiş dört yıllık kıdem tazminatı karşılığı (480 brüt ücret)
- Kullanılmamış yıllık izinler karşılığı (120 brüt ücret)
- Tedarikçilere ödenen alt işveren borçları
- Yargılama giderleri ve idari para cezaları
- Bozulan iş barışı, itibar kaybı, motivasyonel kayıplar, baz etkileri vb.
Devamı sonraki yazıda…