ANILARINA SAYGIYLA
Ahmet Amca yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde doğmuş biriydi. Asıl memleketi Ordu imiş, ben hep İstanbul sanırdım önceleri. Kendini anlatmaktan çok dinlemeyi ve başkalarının dertlerine çözüm bulmayı seçtiği için olsa gerek az anlatırdı, gerekince, gerektiği kadar... Ufak tefek, incecik, hep güler yüzlü, nadiren kızan ve çok özel biriydi. Ahmet Titiz amca gibi renkli simaların yaşadığı bu yerde, Tarih ve anılarda yaşayan farklı yaşanmışlıkların izi var…
Günlük gezintileri, kayık sefaları, mehtap alemleri, orta oyunları, fasılları 17. Yüzyılda Göksu’yu şehrin sosyal merkezlerinden biri haline getirir. IV. Murat da kayıtsız kalmaz bu eşsiz semte; çevresini ihya edip Gümüş Servi koyar adını.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde “İstanbul şehri içerisinde madenlerden dokuzuncusu Göksu Hisarı denen gezinti ve eğlence yerindeki dağlardan taşlardan çıkan kireçtir ki, kardan ve sütten beyaz olup dünya üzerinde benzeri yoktur. Onuncu maden ise yine Göksu’da çıkan kırmızı topraktır. Bu topraktan çeşitli bardaklar, çanaklar ve çömlekler yapılır.” der.
Nedim, Enderunlu Vasıf, sonrasında Recaizade Ekrem, Ahmet Rasim, Saffeti Ziya, Halit Ziya, Yahya Kemal, Abdülhak Şinasi, Pierre Loti; şiirlerinde, şarkılarında, romanlarında geniş yer ayırırlar Göksu’ya. Bugün Göksu hala güzel ve İstanbul’un nefes alınabilir, içinize çektiğinizde anlatısıyla tarih kokan bir semti. Küçüksu ve Göksu dereleri arasında kendini kısmen muhafaza eden çayırı, Küçüksu Kasrı, iskelesi, kasırla Göksu Deresi kıyısına sırasıyla dizilmiş birbirinden şirin restoranları, çömlekçileri, mısırı, tarihi halat fabrikasıyla Göksu eprimemiş anlatısıyla zamana direnmekte.
Goksu Deresi, Boğazın Anadolu yakasında Goksu mevkiinde bulunan etrafındaki yerleşim bölgeleri ile kıyısında kurulmuş bazı küçük fabrikaların (eski Halat Fabrikası) ve işyerileri ve evsel atıkları bu derenin sularına işlem görmeden ulaşmaktadır.
Elmalı Baraj Gölü’ne kadar uzanan Göksu Deresi, eski özelliğinide yitirmiş ve kirliği arttığı için bazı balık türleri yaşamamaktadır…Yenimahalle’deki eski Ayazma’nın suları ise, tamamen kurumuştur. Marmara Üniversitesi Spor Okulu’nun öğrencilerinin kürek ve su ürünleri çalışmaları devam etmektedir… eski padişahların av köşkü olan ve şimdilerde ise düğün salonu ve iç mekanı müze olan Küçüksu Kasrı’nın paralı ziyareti ve fotoğraf çekme yasağı, turistleri huzursuz etmektedir…Öğretmen Evi başta olmak üzere; Göksu Deresi’nin denize yakın yerinde bulunan lokanta ve bazı tesisler, oldukça fazla müşteri toplamaktadır… Yeniden onarılan Anadolu Hisarı Kalesi ve çevresi ise, turistlerin merakla geldikleri yerlerin başında bulunmaktadır… Anadolu Hisarı çevresi geziniz ardından, balık ve deniz ürünleri yemeden ayrılmayınız.
Beykoz yönünde çok kıza mesafede ulaşacağınız noktada, Kanlıca Yoğurdu yemeden ayrılmayınız… Paşabahçe ve Beykoz gezinizi ertelemeyiniz…
Anadolu Hisarı’na ve Göksu’ya Nasıl Gidilir?
2. Boğaziçi Köprüsüne çok yakın olan Anadolu Hisarı’na toplu ulaşım için en pratik ve hızlı yol; Eminönü ve Beşiktaş’tan Anadoluhisarı, Küçüksu, Çengelköy, Kanlıca, İstinye ve her iki semtin arasındaki diğer semtleri de birbirine bağlayan şehir hatları vapur seferleridir. Ancak bu seferler az sayıdadır. Bu nedenle Üsküdar ve Kadıköy’den hareketle; Kavacık, Beykoz ve Küçüksu belediye otobüsleri sıkça seferler yapmaktadır.
Devamı haftaya…