En sık duyduğumuz ifadelerden biridir “annelik mesleği”. Sürekli zorlu bir süreç olduğundan yakınılır. Öyleyse sormazlar mı insana “sen anneliği iş olarak mı görüyorsun?” diye… Madem öyle mesai saatiniz de var mıdır? En önemlisi de istifa hakkınız olsaydı eder miydiniz?
Hatırlatmak isterim, sizlere geçen hafta bir soru sormuştum. Çocuklara kaç yaşında sosyal medya hesabı açmalıyız? Uzmanlar tarafından bu yaş sınırının 13 olması gerektiği ifade ediliyor. Ancak ülkemizde değil bu yaşı beklemek çoğu ebeveyn çocuğu henüz doğmadan onun adına bir kullanıcı hesabı açıyor. Hatta -blogger annelik- mesleği oldukça tartışılmıştı. Sosyal medya platformlarında çocukları üzerinden gerçekleştirdikleri paylaşımlarla para kazanan blogger anneler bir yana dursun, bu işten para kazanmayıp kendi hesaplarında sürekli olarak çocuklarını paylaşan annelerin de mesleği midir “annelik”? Ya da şöyle sorayım: Neden çocuk sahibi olmak ister kadın?
- Ailesi ya da toplumun beklentisi böyle olduğu için mi?
- Kocası istediği için mi?
- Boşanma aşamasında olan evliliğini kurtarmak için mi?
- Mutlu ve huzurlu ilerleyen evliliğinde, bu dünyaya kendi neslinin aktarımını sağlayacak, sevgi ve emek vererek kendi yetiştireceği bir çocuk sahibi olmak için mi?
Peki siz bu soruların hangisinde kendinizi buluyorsunuz? Hiç düşündünüz mü?
Annelik olgusu bir iş değildir İş kavramı, verilen görev, bir değer yaratan emek, bir ürün ortaya koymak anlamlarına gelir. Ancak iş tüm bu tanımların bir bütünü olarak geçim sağlamak, hayatı devam ettirmek amacıyla gerçekleştirilir. Yani iş kavramı esas olan değil aracı olan anlamına gelir. Annelik, çocuğun ana rahmine düştüğü an (bakın doğumun gerçekleştiği an değil) itibariyle başlayan ve insanın geri kalan yaşamı boyunca onunla gelecek olan bir statüdür.
Çocuk Yetiştirmek Sanattır
Anne olmak kişinin kendi verilebileceği bir karardır. Çocuğun babasını seçme kararı da anneye aittir. Ancak çocuğun ailesini seçme şansı yoktur. Çocuk yetiştirmenin sanata ait yanı burada başlar. Ebru yapmak gibi de düşünebiliriz bunu. Tekneye damlatılan her renk damla, çocukluk döneminde bir aşamayı temsil ederse ebeveynler renkleri resimlere dönüştüren sanatçılardır. Eserin sergiye alındığı kısım da yetişkinlik dönemidir. Öyleyse bir daha dönüp bakalım kendimize ve teknedeki boyalardan ortaya çıkan eserimize…