Asgari ücret nasıl belirleniyor?

Eskiden yılbaşlarının değişmez gündemlerinden olan ancak artık Temmuz aylarının da gündemine giren Asgari Ücret, tüm maaş artışlarında bir gösterge olmasının yanı sıra birçok farklı alanda uygulama limiti olarak belirlenmesi nedeniyle sadece asgari ücretli çalışanları değil toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendiriyor.

Abone Ol

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 5’i işçi sendikası, 5’i işveren sendikası, 5’i de hükümet temsilcisi olan 15 kişiden oluşuyor ve her temsilci grubu temsil ettikleri tarafların hassasiyetlerini komisyona iletiyor. Peki bu tarafların öncelikli hassasiyetleri nelerdir ve Asgari Ücret nasıl belirlenir?

İşçi Sendikası

Asgari ücretli çalışan kesimini temsil eden İşçi Sendikasının önceliği çalışanların ekonomik sıkıntı çekmeden yaşayabilmesi için mümkün olan en yüksek artışın sağlanmasıdır. Açlık ve Yoksulluk Sınırları ile enflasyon rakamları üzerinden bir değerleme yapılarak talep edilen maaş artış oranı komisyona iletilir. Bu oran genellikle gerçekleşen enflasyonun birkaç puan üzerinde olsa da alım gücünün azaldığı, açlık ve yoksulluk sınırlarının yükseldiği ve enflasyonun sürdüğü dönemlerde açıklanan enflasyon rakamlarının oldukça üzerinde de olabilir.

İşveren Sendikası

İş dünyasını temsil eden İşveren Sendikasının önceliği üretim maliyetlerinin dolayısıyla Asgari Ücret artış oranının kabul edilebilir seviyelerde tutulması ve aşırı artışlarla işletmelere taşınamayacak yüklerin getirilmemesidir. Asgari Ücret artış oranı sadece maaşları değil idari para cezaları ve birikmiş Kıdem Tazminatı yükü gibi birçok kalemi aynı oranda artıracağı için maliyetlere ve sermaye yönetimine etkisi görünenden büyüktür. Beklentilerin çok üzerinde bir artış iş dünyasını sermaye yetersizliğine hatta küçülme veya faaliyeti sonlandırma gibi kararlara itebileceğinden dengeli bir artış savunulur.

Devlet Temsilcileri

Önce bir konunun altını çizelim; Asgari Ücreti Devlet değil işverenler öder. Asgari Ücret artışı her ne kadar memur maaşı artış oranları ve Bireysel Emeklilik Sistemine Devletin katkı miktarı gibi birçok kalemi etkileyerek Devlete ek maliyet doğuruyor olsa da çalışan üzerinden alınan vergi oranları da arttığından Devlet bu artıştan zarar görmez hatta karlı çıkar. Devlet temsilcilerinin komisyondaki görevi dengeyi sağlamaktır çünkü Asgari Ücret artışı birçok dengenin odağında yer alır. Nedir bu dengeler?

Enflasyon

Asgari Ücret artış oranı her çalışana aynı şekilde uygulanmasa da temel bir artış oranı olarak kabul edilir ve farklı ücretlerle çalışanlara da benzer oranlarda artış uygulanır. Bu durum işgücü maliyetlerinde temel bir artışı, bu artış üretim maliyetlerindeki temel bir artışı, bu artış ise satış fiyatlarındaki artışları etkiler ve bu durum enflasyonu tetikler. Her maaş artışı enflasyonu artırır, her enflasyon artışı maaşı artırır ve bu kısır döngü sağlıklı bir ekonomi için kabul edilebilir değildir. Bu nedenle gerçekleşen enflasyon oranları baz alınarak birkaç puanlık refah payı eklenmesiyle artış oranı elde edilmeye çalışılır.

İşsizlik

Maaş oranlarının gerçekleşen enflasyonun ve beklentilerin çok üzerinde artması iş dünyasının bu duruma hazırlıksız yakalanmasına ve yeterli sermayesi olmayan işletmelerin bu maliyetleri karşılayamamasına neden olur. Yetersiz sermaye işletmenin eleman azaltmasına veya kapanmasına neden olabilir. İki senaryoda da yüksek oranda işten çıkarmalar gerçekleşeceğinden işsizlik oranları yükselir. İşsizliğin yükselmesi hem Devletin çalışan üzerinden elde ettiği gelirin azalmasına hem de işsizlik maaşı, sağlık hizmetleri gibi gider kalemlerinin artmasına neden olur. Bu nedenle artış oranının iş dünyası tarafından kabul edilebilir olması ve işsizliğe yol açmaması çizgisinde hareket edilir.

Yatırımlar

Yerli veya yabancı tüm yatırım hesaplarında işgücü maliyeti önemli bir yer tutar. İş gücü maliyetlerinin beklenilenin üzerinde artması yatırım çevrelerinin maliyet hesaplarını doğrudan etkiler ve yatırımların iptal edilmesine neden olabilir. Nüfusu sürekli büyüyen bir ülkede yatırımların durması gelecekteki işsizliğin habercisidir. Yurtdışı yatırımlarının kesilmesi ise işsizliğe ek olarak cari açık, döviz kuru, dövize bağlı enflasyon gibi olguları direkt etkiler.

Sosyal Denge

Devletin görevi diğer tüm alanlar gibi sosyal dengeyi de sağlamaktır. Enflasyon, işsizlik, yatırımlar gibi konular çok önemlidir ve sürdürülebilir zemine oturtulması gerekir ancak bu zemin işçinin zor şartlar altında yaşadığı ve sosyal açıdan emniyetsiz bir zemin olmamalıdır.

Asgari ücret bir yaşam standardıdır. Pazarlık unsuru olmamalı, tüm dengelerden bağımsız hakkaniyetli bir kurala oturtularak tartışmaya kapatılmalıdır. Açlık veya yoksulluk sınırı üzerinden tartışmayı bırakıp bir aile için “insanca yaşam limiti” belirlenebilir. Bu limit çalışma barışını ve sosyal dengeyi güçlendireceği gibi Devletin vatandaşına yakıştırdığı yaşam standardını da temsil edecektir. Aksi halde her sene beklenti dışı artışların riskini taşımaya devam edeceğiz.