Pehlivanlardan, kahramanlıklardan tutun da, buram buram yakıcı, gözler yaşartan acılı aşk romanlarına kadar, tefrikaları vardı. Şimdiki televizyon dizileri gibi devamını yarınki gazetelerde okurdunuz. Sayfalar dolusu değildi, her gazetenin bir bulmacası olurdu. Çözümü ertesi gün verilirdi. Pratik bilgiler, vatandaş şikayetleri, kadın köşeleri, bir hikayemiz var, bir şiirimiz var, bir fıkramız var gibi tadımlıklar, tarihtan bir yaprak köşeleri ve tarihte bu gün köşesinde, geçmiş yıllara ait, aynı günü isabet etmiş üç baş olay verilirdi.
Örneğin 5 Eylül günlü gazetenin “Tarihte bu gün” köşesinde Atatürk’ün geçtiği iki olayı görebilirdiniz.
Birisi şöyleydi:
5 Eylül 1938 - Atatürk, vasiyetnamesini yazdırdı.
28 Kasım 1938 günlü gazetede ise detayını bulabilirdiniz:
Atatürk’ün Vasiyeti Ankara 3. Sulh Hukuk Hakimi Osman Selçuk tarafından 28 Kasım 1938'de açıldı.
Vasiyetname şöyleydi:
''Dolmabahçe 05 - IX – 1938 Pazartesi
Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile Çankaya'daki menkul ve gayrimenkul emvalimi C. H. Partisine atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum:
1. Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2. Her seneki nemadan, bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule’ye ayda bin, Afet’e sekizyüz, Sabiha GÖKÇEN’e altıyüz, Ülkü’ye ikiyüz lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki yüzer lira verilecektir.
3. S. GÖKÇEN’e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4. Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5. İsmet İNÖNÜ’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
6. Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir. K. ATATÜRK''
5 Eylül’ün diğer olayı şöyleydi:
- Başbakanlığa bağlı Devlet Film Arşivinin Fındıklı’daki 4 numaralı deposunda önceki gün sabaha karşı çıkan yangın sonucu başka kopyası bulunmayan Atatürk filmleri yandı.
Bu yangınla ilgili ayrıntılı bilgiler bulmak zor. Sanırsınız ki, özellikle üstü kapatılmış. Yananlar yalnız Atatürk filmleri değildi, pek çok film şirketinin filmleri de bulunuyordu. 6 Eylül 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki haberde özetle şu bilgileri buluyordunuz:
“Başbakanlığa bağlı Devlet Film Arşivinin Fındıklı’daki 4 numaralı deposunda önceki gün sabaha karşı çıkan yangın sonucu büyük tarihi değer taşıyan belgesel filmler yanmıştır. İkişer anahtarlı, üç ayrı çelik kapıdan geçilerek girilebilen ve çok sıkı kontrol altında bulundurulan çelik depodaki yangının çıkış nedeni saptanamamıştır. Depo bekçisinin verdiği bilgiye göre yangın bir patlamadan sonra başlamıştır. Soruşturmayı yürüten ilgililer, sabotaj olasılığı üzerinde durulduğunu bildirmişlerdir. Edinilen bilgiye göre, yanan filmler içinde, şimdiye dek hiçbir yerde geçilmemiş Atatürk’le ilgili belgesel yapıtlarda yer almaktadır".
Yangının çıktığı çelik depoya iki arşiv görevlisi ile Arşiv Müdürü ve Güzel Sanatlar Akademisi Genel Sekreteri girebiliyormuş. Soruşturmada gece bekçisi bir patlama duyduğunu söylemiş,
Acaba birileri gelecekte bazı görüntülerin görülmesini mi istemedi?
Gerçek olan, langın sebebiyle pek çok görsel materyal yanıp kül oldu. Özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün tek kopyalı filmlerinin yanmış olması bu olayı önemli kılıyordu.
İster inanın ister inanmayın, 4 Eylül 1973 tarihli bilirkişi raporuna göre yangın, ‘’arşivin raflarının yakınındaki lambaların yanar vaziyette bırakılması ve sıcaklıklarının kutular içindeki filmlere sıçraması sonucu çıkmış.