Avukat

Abone Ol

5 Nisan Avukatlar Günüydü…

Ülkemizde maalesef son yıllarda tüm meslekleri itibarsızlaştırmak için yoğun bir gayret gözleniyor.

Öğretmenler, doktorlar, polis itibarsızlaştırıldı. En son yapılan operasyonlarla maalesef askerimiz de itibarsızlaştırılıyor.

Devletin temeli olan adalet sistemi de itibarsızlaştırmadan nasibini aldı…

Adalete güven kalmadı.

Hakîm ve savcılar çok tartışılıyor, çok konuşuluyor. Haklılık payı da ne yazık ki oldukça fazla…

Bu süreçte en çok eleştirilen ise avukatlar…

Savunma hakkı kutsaldır, hukuk devletlerinde en temel kural savunma hakkıdır.

Buna rağmen ülkemizde savunma hakkına yeterince önem verilmiyor.

Ceza hukukunda birçok davada zorunlu müdafilik var ama uygulamada çok etkili olduğunu söylenemez.

Savunma hakkı ülkemizde göstermelik olmaktan öte geçemiyor.

Ceza yargılamasında usulen sanığa son savunması sorulur ama sadece usul kuralını yerine getirmek amaçlı yapılır.

Sadece ceza davalarında değil, hukuk davalarında da savunma hakkının kullanılabilmesi için öncelikle avukatların yargılama sisteminde daha etkili olması zorunludur.

Ülkemizde maalesef avukatlara güvenilmiyor.

Vatandaş da güvenmiyor, yargılama aşamasında da avukata itibar gösterilmiyor.

Avukatlara güvensizlik adliye kapısında başlıyor.

Avukatlık Kanununda açık hükümle yasaklanmasına rağmen, ne yazık ki avukatlar X-Ray cihazından geçerek adliyeye girebiliyor. Çantasını da cihazdan geçirmek zorunda.

Direnirseniz hiçbir kural tanımadan yaka paşa kapının önüne konuluyorsunuz.

Daha adliyeye girmeden güvensizlik başlamışsa avukat nasıl savunma yapacak, vatandaşın hakkını nasıl koruyacak?

Sadece bu kadar değil, basit bir dosya bile avukata teslim edilmiyor. Örneğin icra dairesinden mahkemesine avukat dosyayı götüremiyor. Fotokopi çekmek için bile dosya teslim edilmiyor, içindeki evrak veriliyor, onu alabilmek için de avukat kimliğini bırakmak zorunda kalıyor.

Savcılık soruşturmalarında ise durum çok daha vahim. Kural tanımadan gizlilik kararı alınıyor, avukat dosyanın kapağını bile göremiyor. Gizlilik kararı olmazsa bile fotokopi alabilmeyi geçtim, dosyayı incelemek için yeterli imkân sağlanmıyor.

Sonra da savunma hakkının kutsallığından bahsediyoruz.

Avukata saygı savunma hakkına saygıdır.

Savunma hakkı kutsal ise avukata da hak ettiği değeri vermeli…

Her meslekte olduğu gibi tabii ki avukatlar arasında da yanlış yapanlar olabilir…

Ancak bunun bedeli tüm avukatlara ödetilmemelidir.

Avukat itibarsızlaştırılırsa, bunun faturasını yine canı yanan vatandaş öder, ödeyecek…

*****

Kapıyı çaldım

Üsküdar’da bir hırsızlık olur. Polis, evi soyulan kadına, şüphelendiği kimsenin olup olmadığını sorar. Kadın, “Apartmanda komşularım var ama bilmiyorum. Dairemin kapısı zorlanmış ve girilmiş” diye ifade verir.

Polis alt kata iner ve soyulan daireyle ilgili sorular sorar. Adam, “Vallahi ben su parasını almak için kapıyı çaldım” deyince polis tarafından karakola götürülür ve ifadesi alınır.

İfadesindeki “çaldım” kelimesinin altı çizilerek evrağı savcılığa gönderilir. Savcı, “Polisteki ifaden doğru mu?” diye sorar. Adam, “evet” diye cevap verince, itiraf ettiği gerekçesiyle tutuklanmasını ister. Hakîm de tutuklar ve cezaevine gönderir.

Müvekkilinin tutukluluğuna itiraz eden avukat, mahkeme başkanından ısrarla dosyayı okumasını ister. Mahkeme başkanı “okudum” deyince, avukat tekrar okumasını ısrarla ister.

Mahkeme başkanı dosyayı bir kere daha okur ve zile basarak kâtibi çağırır; “Çabuk sanığı serbest bırakın” talimatını verir.

*****

TEBESSÜM

Boşanma

Aile mahkemesinde hakîm, avukata döner ve sorar:

- Müvekkiliniz niçin boşanmak istiyor?

- Karşı taraf ile aralarında düşünce farklılıklarından kaynaklanan şiddetli geçimsizlik bulunuyor sayın hakîm…

- Tabii biri Aristo, diğeri Descartes çünkü…

 *****

GÜNÜN SÖZÜ

Adalet güzeldir. Fakat devlet yöneticilerinde olursa daha güzeldir.

Hz. Muhammet (SAV)