Zirvede açıklamalarda bulunan Bakan Göktaş, “Ben de bir esnaf çocuğu olarak yıllarca okul sonrası ailemin marketinde kasiyerlik yaptım. Burada çalışmak çok önemli bir hayat tecrübesi oldu. Avrupa'nın ilk başörtülü milletvekili oldum. Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez" dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş Türkiye'nin gençlerini teşvik etmek ve geleceğe iz bırakacak adımlarını desteklemek amacıyla İstanbul'da düzenlenen "Halkbank Gençİz Zirvesi"ne katıldı. Zirvede yaptığı konuşmada, 3 kuşak önce Türkiye'den Avrupa'ya göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Brüksel'de dünyaya geldiğini, bütün eğitimini orada tamamladığını söyledi.

Ailesinin market işlettiğini belirten Bakan Göktaş, "Ben de bir esnaf çocuğu olarak yıllarca okul sonrası ailemin marketinde kasiyerlik yaptım. Burada çalışmak çok önemli bir hayat tecrübesi oldu. Çünkü bizim Türk mahallesinin çok uzağında olan bir mahalledeydi. Üniversiteye gidiyorsunuz, farklı bir dünya. Geldiğiniz mahalle orta düzeyin yaşadığı bir mahalle. Bu bana inanılmaz bir hayat tecrübesi kazandırdı" diye konuştu.

Üniversitede hukuk okumak istediğini dile getiren Bakan Göktaş, “Ancak bir gün yine marketi kapatıyorduk. Babam, 'Bu hayali kuruyorsun ama Belçika'da başörtülü avukat olamazsın, dişçi ya da eczacı ol. Ben sana güzel bir eczane açarım' dedi. Ben de, 'Hukuk okumak, avukat olmak istiyorum. Çünkü buradaki olayları, adaletsizlikleri görüyorum. Bunun için mücadele etmek istiyorum" diye cevap verdim. Babam da, 'Hayallerin yarım kalabilir. O yüzden söylüyorum ama istersen yine de hukuk oku. Belki ilk başörtülü avukat sen olursun' dedi. Ben de 'Baba ne diyorsun, ilklerin insanı olacak ben miyim? Ben marketçi Hasan'ın kızıyım. Burada büyüdüm, mümkün değil" dedim. Yıllar sonra, 'Acaba uluslararası ilişkiler mi okusam?' diye düşündüm, Babam da 'Büyükelçi olarak nasıl hayatını kuracaksın? Zor bu işler” dedi.

Karşılaştığımız zorluklar insanı daha dirençli hale getiriyor

İşletme mühendisliği bölümünü okurken gizlice uluslararası ilişkiler bölümüne gittiğini kaydeden Bakan Göktaş, okul sonrasında aynı zamanda babasına da markette yardımcı olduğunu söyledi. Göktaş, "Yıllar sonra hayat beni öyle farklı yerlere itti ki aslında hiç hayalimde olmayan siyasete girmiş oldum. Avrupa'nın ilk başörtülü milletvekili oldum. Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Bu gerçekten büyük bir azim, büyük bir kararlılık" şeklinde konuştu.

Başa bir zorlukla karşılaşıldığında onun üstesinden gelinmesi gerektiğine dikkati çeken Göktaş, zorlukların insanı daha dirençli hale getirdiğini, yasakların ve "Sen bunu yapamazsın" şeklindeki ifadelerin güçlendirdiğini anlattı.

Gençlere seslenen Bakan Göktaş, “Sizin sadece elinizde olan şu: 'Kendime inanıyorum, güveniyorum, bu zorluklar var ama ondan büyük ben varım. İnançlarım, çalışmam, azmim var. Elimden geleni yapayım. Belki bu eşiği aşarım.' demek. Her seferinde kendinize inanmak. Ailemizin desteği çok kıymetli. Yıllar sonra Cezayir Büyükelçiliğine atanan ilk kadın büyükelçi oldum. İlk defa orada da bir büyükelçiye devlet nişanı verdiler. O da bana nasip oldu. Hayat, hiçbir zaman size altın tepside sunulmayacak. Yeter ki azimli olun, yeter ki inanın. Karşınıza her zaman zorluklar çıkacak. Benim karşıma çok zorluk çıktı. O zorluklarda tıkanıp kalsaydım olduğum yerde kalırdım. Her zaman inandım nerede olursam olayım yapabildiğimin en iyisini yapmak istedim. 'Markette de en iyi esnaf ben olacağım' dedim” ifadelerini kullandı.
Gençlere kendilerine inanmaları tavsiyesinde bulunan Bakan Göktaş, bunu yapmaları halinde çok farklı kapılar açılacağını söyledi.

"Sosyal hayatı çok geniş bir öğrenciydim"

Yarının liderleri sizler olacaksınız ve sizlere güzel bir ülke emanet etmek istiyoruz diyen Bakan Göktaş, "Ben bir gün bakan, büyükelçi olacağım.' diye bir hedef asla koymadım. Her zaman olduğum yerde en iyisini yapmak için uğraştım. O marketi süpürdüğümde de en iyi ben süpüreyim diye uğraştım. Kasiyerlik yaptığımda da en iyi satıcı ben olayım diye uğraştım. Babamın durumu iyiydi ama her zaman şunu söyledi: 'Yardımcı olursan ben de sana yardımcı olurum.' Okul sonrası çocuklara ders veriyordum. Babam bana harçlık veriyordu ancak farklı şekillerde de bir kazanç sağlamaya çalıştım. Bu da beni çok geliştirdi. Sosyal hayatı çok geniş bir öğrenciydim. Derneklerde çok faaldim. Brüksel Üniversitesi'nde ilk Türk öğrenci kulübünü kurdum. Gerçekten yaptığınız işin en iyisini yapın. Oraya bir katma değer sağlamaya gayret edin. İnanın ki karşınıza çok daha farklı kapılar açılacak” dedi.

İHA

Editör: Haber Merkezi