Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtla Varank "Sinan Oğan ile görüşülecek mi?" sorusuna ise Bakan Varank, "Biz hiçbir zaman pazarlık siyaseti içerisine giremeyiz. Siyasette konuşulur görüşülür bunlar ayrı hususlar. Pazarlık olmaz." yanıtını verdi.
İşte Bakan Varank'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
(Yerli otomobil Togg) Togg 'la geldim buraya. Şu an makam aracımız Togg. Bu dönemde araba kullanmaya alıştık. Araba merakım oTgg'dan sonra başladı. Sürüş keyif muhteşem. Yayından sonra çıkışta 0'dan 100'e bir deneme yapın. Arabaya binince o kadar seveceksiniz ki Edirne'ye doğru gideceksiniz.
"İLK TURDA BİTİREMEDİK AMA BU İŞİ İKİNCİ TURDA TAMAMLAYACAĞIZ"
(2. tur beklentileri...) Oran vermek bir Seçim yarışında doğru olmayabilir. Sürekli tutturamayan anketçilerle aynı pozisyona düşebiliriz. Sayın Cumhurbaşkanımızın zaferiyle 28 Mayıs'ı tamamlayacağız. Meclisteki çoğunluğu aldık. 49,5'la ilk turda tamamlayamadık ama ikinci turda Cumhurbaşkanımız bu işi bitirecek. 0.5'lik bir farkla ilk turda bitiremedik ama ikinci turda tamamlayacağız bu işi. Milli iradeyi çantada keklik görmeniz en büyük hata olur. Biz öngörümüzü burada paylaşıyoruz. İki adaylı bir yarış var. En fazla oyu alacak olanın kazanacağı bir yarış. Sayın Cumhurbaşkanımıza oy vermiş vatandaşlarımızı tekrar sandığa götürmek için çalışmalar yapıyoruz. Deprem bölgesine vatandaşlarımız vardı. Onları tekrar aynı şevkle deprem bölgesine taşımamız gerekiyor. Hazırlıklılarımız var. Teşkilatlarımızla hazırlıları yapıyoruz. Tek bir oyun bile sandığa yansımaması bizi üzer. Her vatandaşımıza oy kullandırabilmek lazım. Rakibimizi asla küçümsemedik. Kılıçdaroğlu oğlu asla Cumhurbaşkanımıza rakip olamaz da sonuçta ortada bir yarış var.
"SEÇMENİ SUÇLAYARAK HANGİ NETİCEYİ ALABİLİRSİNİZ?"
(Deprem bölgesindeki oy oranları) Sayın Cumhurbaşkanımıza destek veren iller. Depremzede kardeşlerimize büyük hakaretler edildi. Bir insanın bu lafları kurmasını sade vatandaş olarak bile anlayamıyorum. Bu düşüncedeki insanlar gerçekten yardım ediyor mu? Ondan da şüphem var. Demek ki 'millet Togg'muş diye manşet atmak'... Seçmeni suçlayarak hangi neticeyi alabilirsiniz? Karşımızdaki muhalefetin en büyük sıkıntısı bu. Siyaset insanları ikna ederek yapılır. Vatandaşla oturup konuşacaksınız ikna edeceksiniz. Kendinizi inandıracaksınız onlar da size oy verecek. Şu utanç vesikası bu seçimin ne olduğunu gösteriyor. Sizin söylemlerinizin tiyatrodan ibaret olduğunu düşünüyor vatandaş demek ki. Burada sorun vatandaşta değil. İkna edemiyorsanız hatayı kendinizde aramalısınız. Demek ki her şeyi oy almak için yapıyormuşsunuz. Tekirdağ Belediyesi'nin yaptığı... Vatandaşlarımızı otelden çıkarmak ne demek? Oy alamayınca depremzedeleri otelden çıkarıyorsunuz? Muhalefet temel hatayı şurada yapıyor. 'AK Parti'ye benzeyerek vatandaştan oy alırız' diyor. Siyaset böyle değil. Birine benzeyerek oy alamazsınız. Recep Tayyip Erdoğan'a benzeyerek başarılı olma çalışıyorsunuz. İlk başarısızlığınızda da hemen eski kodlarınıza dönüyorsunuz. Biz sosyal devlet anlayışını bu ülkede oturttuk. Engelli vatandaşlarımızın bakımından yakacak yardımına kadar destekleri veriyoruz. Biz bunları yaparken CHP 'makarnacı bunlar' diyordu. Hakir görüyordu. Geçmişte verdiği sözlerin hepsini tutmuş bir ekip var, diğer tarafta verdiği hiçbir sözü belediyelerde tutmamış bir ekip var. Vatandaş bunları görüyor. Bu utanç vesikası manşeti her ortamda hatırlatacağız. Hakaret ederek vatandaştan oy alamazsınız.
"MUHALEFET LİDERLERİ ERDOĞAN'I TAKLİT ETMEYE ÇALIŞTI"
Depremin 3. ve 4. günü muhalefet partileri 'Sakın seçimi ertelemeyin' dedi. Bizim öyle bir derdimiz yok. Onun düşünecek halimiz yok zaten. Depremini seçimin bir unsuru olarak görmüşler. Biz bunu gayet iyi anlıyoruz. Bu gayri ahlaki bir tutum. Muhalefet partilerinin yaptığı en büyük hata bu. Benzeyerek netice almaya çalışıyorlar. Kılıçdaroğlu da diğer muhalefet liderleri de Recep Tayyip Erdoğan'ı taklit etmeye çalıştılar. Malatya'da bir iftar düzenledi 7'li koalisyon. Oradan bir fotoğraf verdiler ve 'biz depremzedelerle iftar yapıyoruz' dedikler. Fotoğrafta bir tane depremzede yok. İşte o tiyatro oynamak. O kurdukları çadırı da 3 gün sonra söküp götürdüler. Bugün de başka bir tiyatro oynuyor. Seçim kampanyası döneminde terörle arasına mesafe koymayan bir dönem geçirdiler. Baktılar bu tutmadı şimdi de masaya vuran 'ben milletçiyim' tiyatrosu oynadı. Vatandaş sizin oynadığınızı görüyor. Kaftancıoğlu'nun ifadesi var. 'söylemimizi değiştireceğiz daha sert olacağız' diyor. Böyle oy alamazsınız. 1 gün söyleminizi değiştirdiğinizde vatandaşımız size inanmaz. Vatandaşımız 20 yılla beraber değerlendiriyor. Sinan Oğan'ın desteğini aldığında emanet oyları tekrar alabilecek misin? Bu iş seçime bir hafta kala söylemimi değiştirim vatandaşı kandırıp oy alayım işi değil
"PAZARLIK SİYASETİ İÇİNE GİRMEYİZ"
Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz. İcraatlarınız ortada. PKK özerkliği getireceğiz derken siz de AB'nin özerkliğini getireceğiz dediniz. Bu tutmaz. Mültecileri nasıl göndereceksiniz? Planınız nedir? İcraat ortaya koymanız lazım. Suriye'de briket evler yapıyoruz. Devletin hazinesinden yapmıyoruz. Neden yapıyoruz? Türkiye'deki mülteciler oralara dönsünler diye. Biz onları yaparken bizi eleştiriyorlardı. BM nezdinde mültecilerin statüsü var. Çekin gidin dediğiniz kâineleri çiğnersiniz. Burada bir plan yok sadece söylem var. Bizim planımız var. Briket evler yapıyoruz, güvenli bölge oluşturduk. 600 bine yakın göçmen evlerine döndü. Biz bu planı uygulamaya devam edeceğiz. Siyaset de başka bir yanlış anlayış. Kirli pazarlıklarla iktidarı alır mıyım? Biz hiçbir zaman onu alim bunu verim kirli pazarlığını yapmadık. Sayın Sinan Oğan bundan etkilenirse oda onun bileceği iş. Vatandaşımız bunu görüyor. Oğan'ın bildiğim kadarıyla partisi yok. İttifaktaki partiler aynı tavrı takınacak mı? O da belli değil. Vatandaşımız talimatla oy vermez. Vatandaşın terazisi doğruyu tartar. Onun için rehavete kapılmayacağız diyoruz. Bize gönül vermiş vatandaşlarımızı aynı şekilde sandığa götüreceğiz.
"TEK PUSULA VEREN SANDIK BAŞKANLARI OLDU"
CHP'nin seçim akşamı yaşadığı fiyasko. Siyaset sokakta yapılır, seçim sandıkta kazanılır. Bizim demokrasimiz olgun bir demokrasi. Sandık güvenliği yerli yerinde olan bir demokrasi olgunluğumuz var. Partiler de bu sistem sağlıklı işlesin diye farklı tedbirler alıyor. Bizim partimizin de tedbirleri var. İki türlü takip ediyoruz. Birinci olarak sandık müşahitlerimizin el yazıp sisteme girdiği bir sistem. Hem de YSK şeffaf şekilde yürütüyor süreci. Burada kritik nokra nedir? Müşahitlerinizden gelen veriyle YSK verisi farklı ise kırmızı bayrak kalkar ve itiraz süreci başlar. Bu süreç kolay bir süreç. Bu seçimde gördüğümüz en büyük sıkıntı şu. Tek pusula veren sandık başkanları oldu. Milletvekili pusulası verip cumhurbaşkanlığı vermiyor. Bu iyi niyetli de olabilir kötü niyetli de olabilir. 'kusura bakmayın unutmuşuz' diyor. Bunla ilgili yaşadığımız hadiseler var. Sandık kurulları bu süreci takip eder.
"SANDIKTA MÜŞAHİDİNİZ YOKSA BU SİZİN EKSİKLİĞİNİZDİR"
Oylama biter sandıklar açılır oylar sayılır. Sandığın her bir temsilcisi notlar alır ve tutanak tutulur. Her parti temsilcisi imzalı aldığı tutanağı alır. Bilişim uzmanıyım. Bir parça anlarım bu işlerden. Ben temsilcimden gelen rakamı ve YSK'dan gelen rakamı aynı anda takip ediyorum. Burada tutanak tutulurken 0'ı yanlış yazılmış olabilir. Hemen itiraza giderim. Bu süreci yazılımlarla takip ediyoruz. Sonuçlar çok erken alırız. Müşahidimizin olmadığı bir sandık olursa işimizi eksik yapmış oluruz. Sandıkta müşahidiniz yoksa bu sizin eksikliğinizdir. Bu veriler CHP'ye de gider. YSK sistemin bir ucunu CHP'ye gönderir. Açıldıkça gönderiyor. CHP de o veriyi çeker YSK'dan. Kendi müşahidiniz koyarsanız hiçbir sıkıntı yaşamazsanız. Yaşarsanız da itirazını yaparsınız.