Barzani, tahrik ediyor

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Barzani'ye şu çağrısını destekliyoruz:

"Barzani, attığı yanlıştan döner, normal şartlarda yaptığı yanlışları tekrar etmez ise, eski günlerimize dönebiliriz. Her türlü desteği de eskiden olduğu gibi sağlarız. Eğer, aynı yanlışları devam ettirirse gereğini yaparız, Barzani elindekileri de kaybeder. "

Tüm uyarıları ve tehditleri görmezden gelen ve özellikle Türkiye, İran ve Irak'ı tahrik hareketlerini sürdüren Barzani, görebildiğimiz kadarı ile geri adım atmaya niyetli görünmüyor.

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani, Irak'ın kuzeyinde 25 Eylül'de yapılan korsan referandum sonrası sözde kuvvet komutanları ile Kerkük'te toplantı yaptı. Kerkük'te bulunan Peşmerge karargâhı ve Irak merkezi yönetimi tarafından görevden alındığı halde makamı işgal eden eski vali Necmeddin Kerim'i ziyaret eden Barzani'nin, korsan referanduma karşı çıkan ülkelere, "Savaşa hazırız" mesajı verdiği yorumları yapılıyor.

Özetle Barzani ateşle oynamayı sürdürüyor. Belli ki, arkasındaki güçler Peşmergebaşının böyle davranmasını istiyor.

Barzani'nin Kerkük'teki gövde gösterisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Kerkük, tartışmalı bölgedir. Bunlar ne diyor? 'Kerkük bizimdir.' Sen ne diyorsun? Kerkük'ün tarihinde siz var mısınız? Yoksunuz. Kuzey Irak'ta bağımsız bir devlet kurulmuyor. Tam tersine birileri tarafından keyifle deşilecek, sürekli kanayan bir yara açılıyor" açıklamasından sonra gelmesi de dikkatlerden kaçmamalıdır.

Türkiye ve İran'ın tatbikatlarına karşı Barzani yönetimi tarafından sınıra peşmerge güçleri sevk edilmesi de "meydan okuma" olarak değerlendiriliyor.

Hani, Barzani'nin tahrikleri sürdürdüğünü söylüyoruz ya, Kerkük Milletvekili Hasan Turan da yaptığı değerlendirmede bu görüşlerimizi doğruluyor. Hasan Turan, "Barzani, alenen tüm kesimleri tahrik ediyor. Irak Federal Güçleri Havice'de DEAŞ'a karşı savaşırken Kerkük merkeze yapılan bu ziyaret sadece provokasyon niteliği taşıyor. Sergilenen tahrik bölgede durumu daha da güçlendiriyor" diyor .

Erbil merkezli IKBY'e bağlı olmayan Kerkük'e ilk provokatif ziyaret sözde eğitim bakanı tarafından yapıldı. Sözde bakan Peştivan Sadık ve azledilen vali Necmeddin Kerim'le birlikte Erbil'den gelen heyet, yeni egitim-öğretim dönemi ile ilgili konuşmalar yaptı.

Şimdi "Bunda ne var?" diyenler olacaktır.

Konuyu daha da açalım:

Kerkuk'te eğitim dilinin Kürtçe olacağı ve bu kapsamda sekiz yeni okulun hizmete gireceğinin konuşulduğu toplantıda Necmeddin Kerim, "Kerkük artık Kürdistan'a bağlandı" diyerek tansiyonun daha da yükselmesine neden oldu.

Zaten bütün hedef Kerkük'ün statüsünün tamamen değiştirilip, bir Kürt kenti haline dönüştürmekti. Barzani, Irak'ın işgalinden sonra yıllar önce yaptığı açıklamada da "Kerkük bir Kürt kentidir" dememiş miydi?

Kerkük'ün zengin ve kaliteli petrollerinin üzerine oturmak ve bunu dünyaya pazarlamayı kafasına koyan Barzani, bu hedeflerine ulaşabilmek için bölgeyi adeta ateşe atıyor. Hiç kuşkusuz, yapılan tüm bu yanlışların faturasını da zamanı gelince ödemek durumunda kalacaktır.

Mesud Barzani de Kerkük'e gelerek sözde kuvvet komutanları ile basına kapalı "güvenlik toplantısını" Irak, İran ve Türkiye sınırında yapılan tatbikatlara karşı "Biz savaşa hazırız" mesajı olarak değerlendiren bölge kaynakları, Kerkük'ün özellikle seçilmesinin ise kararlılık göstergesi olduğunu vurguluyorlar.

Dikkat edilecek olursa, Meclis'in açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kuvvet komutanları arasında geçen konuşmada Erdoğan "Her an her şey olabilir. Buna hazırlıklı mıyız?" diye sorduğunda Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları "Biz her şeye hazırız" yanıtını vermişlerdi.

Yanı başımızda bir Bağımsız Kürt Devleti'nin kurulmamasının önlenmesi ve Kerkük'teki Türkmenler'in haklarının korunması konusunda Türkiye'nin attığı ve atacağı tüm adımları sonuna kadar destekliyoruz.

Önemli olan bundan sonraki süreçtir. Bu sürecin iyi okunması, Barzani'nin bundan sonra atmaya çalışacağı adımların kesin olarak önünün kesilmesi gerektiği görüşündeyiz.

Eğer Barzani, bugüne kadar attığı adımlardan geri adım atmazsa, Türkiye elindeki tüm fırsatları sonuna kadar kullanmalı ve Barzani'nin nefes borusunu tıkayacak önlemleri de zaman geçirmeden almalıdır. Bu Türk ve Türkiye düşmanı adama daha fazla şımarma fırsatını vermemeliyiz.