Benim yaşımda olanlar toz pembe yıllarından hatırlarlar. Hele o yılları İzmir’de yaşamışsanız, ilk şarap kokusunu ve dilinizde tadını orada gizlice almışsanız, ilk esrikliğin kanatlarında uçmuşsanız.
Ah ahh! Gidebilsem o günleri ve duyguları ve de ideler aleminin platonik sevgilisine Onur Şenli gibi “bu satırları” yasabilsem, sizler de yazabilseniz:
“Sana bu satırları
Bir sonbahar gecesinin
Felç olmuş köşesinden yazıyorum.
Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında
Saatlerdir, boşalan kadehlere
Şarkılarını dolduruyorum,
Tabağımdaki her zeytin tanesine
Simsiyah bakışlarını koyuyorum
Ve, kaldırıp kadehimi
Bu rezilcesine yaşamların şerefine içiyorum:
Burası Agora Meyhanesi
Burda yaşar aşkların en madarası
Ve en şahanesi
Burda saçların her teline
Bir galon içilir
Sen, bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin
Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir.
Burası Agora Meyhanesi
Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası.
Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı
Boşalan ellerimde
Kahreden bir hafiflik.
Bu akşam
Umutlarımı meze yapıp içiyorsam
Elimde değil.
Bu da bir nevi namuslu serserilik.
Dışarıda hafiften bir yağmur var
Bu gece benim gecem
Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği,
Gönlümde bütün dertlerin
Hora teptiği gece bu
Camlara vuran her damlada
Seni hatırlıyorum
Ve sana susuzluğumu...
Birazdan plaklarda şarkılar susar,
Kadehler boşalır,
Umutlar tükenir
Mezeler biter
Biraz sonra
Bir mavi ay doğar tepelerden
Bu sarhoş şehrin üstüne,
Birazdan bu yağmur da diner.
Sen bakma benim böyle delice efkarlandığıma,
Mendilimdeki o kızıl lekeye de boşver
Yarın gelir çamaşırcı kadın
Herşeyden habersiz onu da yıkar;
Sen mes'ut ol yeter ki
Ben olmasam ne çıkar.
Dedim ya:
Burası Agora Meyhanesi
Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere
Meydan okuduğu yer
Burası Agora Meyhanesi,
Burası kan tüküren
Mes'ut insanların dünyası...
Onur Şenli, gençlik yıllarımızın damardan aşk şiirlerinin şairi olarak elbette sevdiğim bir sanatçı, öte yandan, TRT’nin İzmir’de ilk kadın saz ve ses sanatçılarından kardeş bilp saygı duyduğum Kıymet Unutma Şenli’nin de eşiydi.
Agora Meyhanesi İzmir’in Agora’sından mı geliyor, Rum bir kaptan Asteri’nin 1890’da Balat çarşısında açtığı ve adına Rumca “meydan” anlamına gelen “Agora” adını koymasından mı?
Benim düşüncem, Agora Meyhanesi, şairin hayalindeki bir meyhaneydi. Şiirin yazıldığı İzmir’in o döneminde Agora semtindeki kokoreççi meyhanelerinden esinlenerek bu ismi kullanmıştı. O zamanlar Agora ve Tilkilik'te sağlı sollu meyhaneler vardı. Hiçbirinin adı Agora değildi. Gazeteciler oralarda takılırlardı. Geceleri bekçi düdüğü sonrası bu meyhanelerin kepenkleri indirilir içeride şiirler okunurdu. Dr. Onur Şenli, dillerden düşmeyen Agora Meyhanesi şiirini 19 yaşında yazmıştı.
Kısaca, biyografisinden söz edeyim:
1940 yılında Adapazarı’nda dünyaya gelmiş. İlk, 0rta ve lise eğitimini Ankara, Afyon, İstanbul ve İzmir’de tamamlamış. Ege Üniversitesinde başladığı tıp eğitiminin ilk yarısını yirmi yılda, ikinci yarısını üç yılda tamamlayıp doktor olmuş. Dr. Onur Şenli hem doktor hem de gazeteciydi. Doktorluğunu hiç ön plana çıkarmaz, öylesine romantik, hümanist, herkese olumlu yaklaşan bir insandı.
Onur Şenli Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin kurucularından olan babası Sabahattin Şenli’nin telkiniyle de musiki dersleri almış ve aynı zamanda güzel şarkı da okuyormuş.
Yılların eskitemediği şair Onur Şenli, kanser tedavisi gördüğü İzmir'deki bir hastanede 8 Eylül 2017'de 77 yaşında ölmüştü. Cenazesi Bornova Eski Mezarlık'ta defnedilmişti.