Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşu. Erdoğan, İsrail'in daha önceki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da kan dökmeye, çocukların ve sivillerin üzerine bomba yağdırmaya devam ettiğini söyleyerek, "İsrail’in insanlık dışı saldırıları sebebiyle çadırlarda ve enkaza dönmüş binalarda hayata tutunma mücadelesi veren 100’lerce Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Buradan bir kez daha İsrail barbarlığının kurbanı olan 38 bini aşkın Filistinli şehidimizi rahmetle anıyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı için derisi sırtına yapışan Gazzeli çocukların fotoğrafı, modern dünyanın utanç defterine yazılmıştır. Bu fotoğraf, sadece küresel sistemin iflasının değil, aynı zamanda İslam aleminin acizliğinin de bir sembolü olarak acıyla hatırlanacaktır. Ecdadımız tarih boyunca Filistin’e nasıl sahip çıktıysa, Yavuz Sultan Selim, Sultan Abdülhamit Filistin’e nasıl sahip çıktıysa, kuruluşundan itibaren Türkiye Cumhuriyeti nasıl Filistin’e sahip çıktıysa, inşallah biz de aynı ruh, aynı kararlılık ve aynı cesaretle Filistin’e sahip çıkıyoruz ve çıkacağız. Birileri Türkiye’de farklı, siyasi kariyerlerinin icazet kapısı olarak gördükleri Avrupa’da farklı konuşabilir. Birileri, batılı ağababalarından 'aferin' almak, onlara şirin gözükmek, onların gözüne girmek için Filistin direnişine çamur atma peşinde koşabilir. Ama biz içeride ve dışarıda hakkı konuşacak, hakikati savunacak, masumların yanında, katillerin ise dimdik karşısında duracağız. Kimse bizden küresel Siyonist şebekenin baskılarına boyun eğmemizi, zalimler karşısında düğme iliklememizi beklemesin" diye konuştu.
'NETANYAHU'NUN SAVAŞI YAYMA PLANI FELAKETE YOL AÇACAKTIR'
Erdoğan, çok daha fazla sayıda ülkenin Filistin’i tanıması için temasları sürdüreceklerini belirterek, "Gazze’yi yakıp yıkan İsrail’in, şimdi de gözünü Lübnan’a diktiği anlaşılıyor. Batılı güçlerin, kameralar önünde farklı konuşsalar da perde arkasında İsrail’in sırtını sıvazladıklarını, hatta desteklediklerini görüyoruz. Lafa gelince özgürlükten, insan hakları ve adaletten dem vuran devletlerin, Netanyahu gibi bir ruh hastasının esiri olmaları, son derece vahimdir, zavallılıktır. Netanyahu’nun, Batının da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları, açık söylüyorum, büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı Batıdan önce İslam alemi ve Orta Doğu’daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Buna fırsat vermememiz lazım. Türkiye, kardeş Lübnan halkının ve devletinin yanındadır. Bölgedeki diğer ülkeleri de Lübnan’la dayanışma içinde olmaya davet ediyorum" dedi.
Erdoğan, bayram tatilinde şehirler arası otobüs seferleriyle 3 milyon 782 bin, demir yollarıyla 7 milyon 520 bin kişinin seyahat ettiğini, otoyolları kullanan araç sayısının 21 milyon, Avrasya Tüneli’ni bayramın son günü 94 bin 454 araç geçişi olduğunu söyleyerek, "Uzakları yakınlaştırmak, sevenleri buluşturmak, vatandaşlarımıza güvenli, huzurlu ve konforlu seyahat imkanı sunmak amacıyla hizmete verdiğimiz ulaştırma yatırımlarımızın karşılığını katbekat fazlasıyla aldık, alıyoruz. Bundan sonra da 'millet yol mu yiyecek' diyerek, yatırım düşmanlığı yapan çapsızlara kulak asmayacağız. Ülkemizin dört bir köşesini demir ağlarla, yollarla, otobanlarla, viyadük, köprü, tünel, alt geçit ve üst geçitlerle örmeye devam edeceğiz" dedi.
'MİLLETİMİZİN BİRLĞİNİ BOZAMAYACAKLAR'
Erdoğan, Mardin’deki taziye evinde yaşanan gerilime ilişkin, "DEM Parti’li provokatörlerin sergilediği kepazelik bunların milletin değerlerinden nasıl yoksun olduğunu göstermiştir. Mardin Valimizin ve yangında yakınlarını yitiren ev sahiplerinin basiretli ve soğukkanlı tavrı, çok çirkin bir provokasyonun önüne geçmiştir. Bunların aslında kimin vekili olduğu, sadece başımıza gelen felaketlerde değil, aynı zamanda milletçe birleştiğimiz spor müsabakalarında da ortaya çıkıyor. 85 milyonun kenetlendiği Avrupa Futbol Şampiyonasında, Portekiz maçı sonrasında bu zihniyete mensup kansızların milletin sinir uçlarıyla oynama girişimleri asla masum değildir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, milletimizin birliğini bozamayacaklar. Ne kadar çirkefleşseler de toplumsal barışımıza kastedemeyecekler. AK Parti olarak, Kandil’in ayak takımına, azılı ve kadrolu militanlarına meydanı bırakmadık, Allah’ın izniyle, bundan sonra da bırakmayacağız. Türkiye’nin başarıları karşısında karalar bağlayan müptezellere, yeni hezimetler yaşatmayı sürdüreceğiz. A Milli Futbol Takımımız, Gürcistan’ı 3-1 yenerek turnuvaya çok iyi bir başlangıç yaptı. Portekiz karşısında maalesef hiç hak etmediğimiz bir sonuç aldık. Millilerimizin, Çekya karşısında inşallah 85 milyonu gururlandıracak, tarihi bir zafere imza atacaklarına inanıyorum. Aslanlarımıza Çekya maçında şimdiden başarılar diliyor, 'Rabb’im ayaklarına taş değdirmesin' diyorum. İnşallah bu akşam 85 milyon tek yürek olarak, dualarımızla A Milli Futbol Takımımızın yanında olacağız" dedi.
'DİLİNİ DÜZELTECEK OLAN MUHALEFETTİR'
Erdoğan, siyasette yumuşama çabalarının aslında muhalefeti normalleştirme çabası olduğunu söyleyerek, "Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir. Hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir. Dilini, söylemini, siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani yumuşaması gereken, normalleşmesi gereken muhalefettir. Bizim, son bir yılda üst üste yaşanan 3 seçim sebebiyle artan siyasi tansiyonu düşürmek için attığımız adımları kimse yanlış anlamasın. Bakınız, iktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz; uzlaşma olur, normalleşme olur, yumuşama olur, ama ittifak olmaz. Zira iktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetin de, demokrasinin de, çok partili sistemin de fıtratına aykırıdır. Biz de zaten bir böyle çaba içinde değiliz. Biz, günlük siyasi tartışmaların dışında tutulması gerektiğine inandığımız; ülkemize, milletimize ve devletimizin güvenliğine dair konularda bir ortak bakış açısını, bir ortak duyguyu yakalamaya çalışıyoruz. Sivil ve özgürlükçü anayasa, terörle mücadele ve dış politika gibi milli meselelerde iç cepheyi tahkim etmenin gayretindeyiz. Biz durduğumuz yerde duruyoruz; muhalefetten ise bizim durduğumuz yere, yani hoşgörüye, yani birleştirici dile, yani kucaklaştırıcı siyasete, yani devleti ve milleti önceleyen politikalara yaklaşmasını bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
'22 YIL CHP'DEN HOŞGÖRÜ GÖRMEDİK'
Erdoğan, tüm samimiyetlerine iyi niyetlerine rağmen, muhalefetin çabalarına nasıl karşılık verdiğini bütün milletin gördüğünü ifade ederek, "Biz ülkemizin, milletimizin çıkarları için yapıcı davranmaya çalışırken; CHP Genel Başkanının, nezaket üslubunu da aşarak, siyaseti nasıl gerilime sürüklemeye çalıştığını bütün milletimiz yakından izliyor. İadeiziyaretimizin üzerinden daha 2 gün bile geçmeden yapılan ve daha sonra dozu sürekli artırılan çiğlikleri herkes takip ediyor. Karşımızdakilerin ciddi bir hazım problemi yaşadıkları anlaşılıyor. Bir defa şunu kimse unutmasın; biz 22 yıldır, kimi zaman yalnız, kimi zaman da samimi dostlarımızla bu yolu yürüyoruz. Bu 22 yıl boyunca CHP’den hoşgörü de görmedik, nezaket de görmedik; Allah’a hamdolsun, bundan dolayı hiçbir şey kaybetmedik. Bugün de siyasi bir kazanç peşinde değiliz. İstiyoruz ki, CHP gerilim siyasetini artık bıraksın, normalleşsin, milli iradeyle barışsın ve bundan da milletimiz ve demokrasimiz kazançlı çıksın. Diyaloğa şans tanıma arzumuz; partimize, hükümetimize ve Cumhur İttifakına yönelik hadsizlikleri kabulleneceğiz manasına gelmez. Edepli olmamız, edepsizliğe göz yumacağımız anlamına asla gelmez. Yumuşak başlıyız; ancak boynu çekilecek uysal koyun değiliz" dedi.
'PARA KULELERİNE BAKSINLAR'
Erdoğan, muhalefetin sabah-akşam sürekli suç ortaklığından bahsettiğine vurgu yaparak, "Suç ortağı arayanlar, kendilerini fazla yormasın, nereden geldiğini ve halen nereye gittiğini tam olarak açıklayamadıkları para kulelerine baksınlar. Suç ortağı arayanlar, bize laf söylemeden, bize çamur atmadan evvel, sözde ‘kent uzlaşısında’ kimlerle yol yürüdüklerini sorgulasınlar. Bakınız biz, ülkeye ve millete hiçbir hayrı olmayan bu tür ikili münakaşalara girmemeye özellikle itina gösteriyoruz. Muhalefetten de yapıcı davranmalarını, asgari siyasi nezakete uymalarını, eski alışkanlıklarını artık terk ederek normalleşmelerini bekliyoruz. Diyalog süreci, parti içi iktidar kavgasına kurban edilmemelidir. Biz rahatız, muhalefetten gelecek her türlü müspet eleştiriye de açığız. Ama eleştiri sınırlarını aşan yakışıksız ifadeleri de sineye çekmeyiz; cevabımızı misliyle vermekten geri durmayız ve durmayacağız. Tabii birilerinin ortaklık arayışı, şayet AK Parti’nin 22 yıllık başarı ve rekorlarla dolu hizmet, eser, yatırım ve reform destanından pay kapmaksa, kusura bakmasınlar ama kimseyi başarı hikayemize ortak etmeyiz" diye konuştu.
'MHP İLE OMUZ OMUZA YÜRÜYORUZ'
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimine karşı şehitlerin fedakarlıkları üzerinde yükselen Cumhur İttifakı’nın Türkiye’nin bekasının teminatı olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Son 8 yıldır ülkeye hizmet mücadelesini, aynı hissiyatı taşıdığımız, ülkemiz ve milletimiz adına aynı duyguları paylaştığımız, yol arkadaşımız, ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi ile omuz omuza yürütüyoruz. Cumhur İttifakı, her ne kadar farklı siyasi partilerin bir araya gelmesinden teşekkül etmiş olsa bile, Türkiye adına, milletimiz adına, birdir, tek yürektir, tek ruh, tek vücuttur. Cumhur İttifakının herhangi bir üyesine yapılan saldırı, doğrudan doğruya Cumhur İttifakı’nın birliğine, bütünlüğüne, insicamına yapılmıştır. Biz bu saldırılara 'eyvallah' demeyiz. Bu saldırılara müsamaha göstermeyiz, geçit vermeyiz. Oynanan oyunun da gayet farkındayız. İtibar suikastlarıyla, haysiyet cellatlıklarıyla, affedersiniz bitleri kanlanan FETÖ’nün tetikçi kalemleriyle nereye varılmak istendiğini çok iyi biliyoruz. Gerek Sayın Devlet Bahçeli gerekse şahsım; yapılan saldırıları, fitne çabalarını, o saldırıların arkasındaki aklı, maksadı ve karanlık odakları gayet net biçimde görüyoruz. Şunu açık açık ifade etmek isterim ki; bunların meselesi, Milliyetçi Hareket Partisi’nden ziyade Türkiye’nin güvencesi olan Cumhur İttifakıdır. Allah’ın izniyle bu tuzağa düşmeyeceğiz, milletimizi de düşürmeyeceğiz. Şunu herkes görsün, anlasın ve zihnine adeta mıh gibi kazısın; 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı sapasağlam ayaktadır, birdir, bütündür ve ülkemizin, milletimizin selameti adına, sarsılmadan öyle kalacaktır."
'SARSILMADAN YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ'
Erdoğan, etrafı ateş çemberiyle kuşatılmış olan Türkiye’yi karşılaştığı risklerden koruyan en güçlü kalkanın, Cumhur İttifakı olduğunu söyleyerek, "Türkiye’yi bekasına yönelik tüm tehditlerden, sahili selamete çıkaracak olan da yine Cumhur İttifakıdır. Biz arzu ve temenni ediyoruz ki, ittifaka katılamaz ama ana muhalefet de bu riskleri görsün, bu tehditleri anlasın, Türkiye’nin geleceği adına daha makul, daha yerli ve milli bir zeminde dursun. En azından demokrasimizi, ülkemizin bekasını, milli çıkarlarımızı savunma konusunda eski kötü alışkanlıklarından vazgeçsinler. Bunu ister yaparlar, isterlerse yapmazlar; elbette kendileri bilir. Ama biz, Cumhur İttifakı olarak, sarsılmadan yolumuza devam ediyoruz, edeceğiz ve Türkiye’nin ve Türk milletinin umudu olmayı inşallah daha uzun seneler boyunca sürdüreceğiz. Müttefikimiz MHP ile Sayın Devlet Bahçeli ile hem Türkiye’ye ve milletimize yönelik saldırılara, hem de tek tek partilerimize yönelik saldırılara, sinsi planlara, fitne hareketlerine karşı bir olmaya, diri olmaya, tüm saldırılara birlikte göğüs germeye devam edeceğiz" diye konuştu.
İHA