Ozan Güven’in eski sevgilisi Deniz Bulutsuz, Temmuz 2020'de ünlü oyuncunun kendisine şiddet uyguladığını iddia ederek, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Ozan Güven’de sevgilisine karşı dava açmıştı. Birbirlerinden karşılıklı şikayetçi oldukları davada, beklenen adli tıp raporu mahkemeye ulaştı. Raporda, Deniz Bulutsuz'daki yaralanmanın kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı ve yüzünde sabit iz niteliğinde olmadığı belirtildi. İkili arasındaki davanı bir sonraki duruşması 5 Aralık'ta.
KARŞILIKLI DAVA AÇILDI
Oyuncu Ozan Güven'in eski kız arkadaşı Deniz Bulutsuz, 2020 yılı Temmuz ayında Güven'in kendisine şiddet uyguladığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ozan Güven hakkında "Hakaret", "Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "Kasten yaralama" suçlarından 3 yıl 9 aydan 13 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Ozan Güven'in de karşı şikayet dilekçesi vermesi üzerine Deniz Bulutsuz hakkında "Basit yaralama" suçundan 4 aydan 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
ABAJUR SİLAH SAYILMIŞTI
İddianamede, 13 Haziran 2020'de gece saatlerinde Ozan Güven'in evinde olan çiftin, arkadaşlarının evinde başladıkları tartışmanın yeniden alevlendiği, Güven'in abajur ve elleriyle vurarak Deniz Bulutsuz'u darp ettiği ifade edilmişti. Deniz Bulutsuz'un çenesinden yaralanmasına neden olduğu iddia edilen abajur silah sayılmıştı. İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam eden yargılamada sürecinde, mahkeme Deniz Bulutsuz'un vücudundaki yaralara ilişkin Adli Tıp Kurumu'ndan kesin rapor istemişti.
ADLİ TIP RAPORU MAHKEMEYE ULAŞTI
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapor, geçtiğimiz günlerde mahkemeye ulaştı. Raporda, Deniz Bulutsuz'daki yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücudunda kemik kırığı tanımlanmadığı, yüzünde sabit iz niteliğinde olmadığı, organların birinin işlevinde zayıflaması ya da yitirilmesi niteliğinde herhangi bir anatomik eksiklik veya fonksiyonel bozukluk tarif ve tespit edilemediği kaydedildi. Taraflar arasındaki bir sonraki duruşma, 5 Aralık'ta görülecek.