Evet, yurdumuzun her yöresi için böyle güzel ikilemeler, üçlemeler vardır. Örneğin Muğla için, “Ev yaparsan tuğladan, kız alırsan Muğla’dan” derler. Bizim yöreler için, “Olmayasın üç beldenin birinden; Darende’den, Divriği’den Gürün’den.” diyenlere ne diyelim? Denizli’nin “Denizli’nin kızı, tozu ve horozu.” Sözü ünlüdür.
Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun Denizli Destanı vardı. Birkaç dizesini bulabildim:
“Her horoz kendi çöplüğünde
Denizli horozu her yerde öter.
Ne güzel dağların var Denizli
Mavi mavi yeşil yeşil tüter
Horozun hakkını horoza
Dağların hakkını dağlara verelim.
Al gözüm kınalı paleti ele
Şöyle ressam gözüyle seyredelim
Denizli horozları, Hint horozları gibi dövüşme yeteneğine sahip değildir ama, çok daha uzun öterler nefesleri bitinceye kadar seslerini uzatırlar. Genellikle ayakları ve gözleri siyah renkte olurlar. Çapkındırlar, bundan olsa gerek çabuk yaşlanırlar. İki yaşından sonra genellikle halleri kalmaz.
Denizli’nin kızı, tozu horozu türkülere de girmiş. Bu türkü Zekai Aşçıkoca’dan derlenmiş:
Denizli'nin horozu / Hiç bitmiyor ki tozu / Pekte güzel oluyor maşallah / Denizli'nin de kızı / Denizli'nin de kızı
Gönül eder avazı / Düşlerim bazı bazı / Allah nasip eylesin inşallah / Denizlili bir kızı / Denizli'den bir kızı
Kader bağladı bizi / Böyle yazılmış yazı / Allah nasib eyledi çok şükür / Denizli'li bir kızı / Denizli'den bir kızı.
Denizli’de Yörük – Türkmen gelenek ve göreneklerini bir iki değil üç beş yazıda dile getirmek gerekli. Şimdilik kuşbakışı ile Denizli’yi gözleyelim diledim:
Denizlilerin soluk aldığı birbirinden güzel yerler vardır. Bunlardan bir Denizli il merkezinde en Çamlık tesisleridir. Kestane Deresi'ne 8 km. Buldan'a 12 km. Denizli'ye 58 km. uzaklıktaki Süleymanlı Yaylası'nda bulunuyor. Kızılcabölük Kasabası sınırları içinde bulunan Çakıroluk’tan Denizli’yi seyretme olanağı var. Çal’da Alabalık ve tandırın tadına varmak mümkün. Vali çeşmesi adıyla anılan Cankurtaran Orman İçi Dinlenme Yeri, Denizli Acıpayam yolu üzerinde bulunuyor. Karcı Deresi ve Kefele Yaylası görülmeye değer yerlerden.
Denizli’de göller ve çevreleri de doğal güzelliklerle doludur: Kartal, Işıklı ve Esen göllerini sayabilirim. Denizli’ye mağaralar ili de diyebiliriz. Kaklık, Alaçin, Aslanini, Dodurgalar Keloğlan, Teresuyu, Akkale, Merdivenli Kuyu, İncirpınar, Köy Çukuru, Öğle Kayası, Karabey İni, Çakıroluk, Eski Kale ve Kapuz mağaraları aklımıza gelenler.
Denizli’nin geniş platoları, birbirinden güzel ve zengin bitki örtüleriyle kaplı yayları saymakla tükenmez. Şelaleleri, su kaynakları ile turizm cennetidir.
Acıpayam Yadır camii, Çivril Dede Köy ve Safran Camii, Çal Kabı Pazarı Camii, Kale Cevher Paşa Camii, Akkor Belenardıç Camii, Ayrıca Murut, Dedeköy, Boğaziçi, Selçuklu, Serhan, camileri onlarca türbesiyle antik özellik taşıyanlardan bir kaçıdır. Diğer kalıntılarıyla başta Pamukkale olmak üzere antik kentleriyle Denizli bir açık hava müzeler şehridir.
Çarşılarıyla, hanlarıyla, hamamlarıyla, kaplıcalarıyla Denizli özelliği olan bir beldedir.
Denizli’ye dokumacılığının merkezi diyebiliriz. Dericilik, debbağlık, testi ve bardakçılık, urgancılık, bakırcılık, tarakçılık, bıçakçılık, semercilik, tel kırma gümüş işi, iğne işleri, ağaç işleri gibi sanatlar asırlar öncesinden günümüze yaşatılmaktadır.
Bir söz vardır “ Her horoz kendi kümesinde öter / Denizli Horozu ise her yerde öter “ New York’ta yaşayan bir Denizlili zengin iş adamı “
"Tanrıya şukur, burada her şeyim var. Hayatımda yalnız bir şey eksik: Horoz sesi.." demiş.
Denizli'nin sembolü olan "Denizli Horozu", renk ve vücut yapısı itibariyle ahenkli uzun ve güzel ötüşleriyle, uzak yörelere