“Rakamlara geçmeden önce yaşanan acı çok büyük. Çok büyük bir afet bu. Hepimizin yüreği kanıyor. Ama öte yandan hayat devam ediyor. Dolayısıyla bizim kalkınmamızı sürdürebilmemiz için, ülkemizin refahını sürdürebilmemiz için de kaynaklarımızı doğru kullanmamız gerekiyor” dedi. Deprem bölgesindeki DASK ve KASKO rakamlarının çok daha üzerinde bir miktarı sigorta şirketlerinin ödeme kapasitesi olduğunu belirten Ahmet Yaşar, “Bölge için konuşacak olursak; KASKO’da yüzde 17’lik bir sigorta oranı var; iş yerlerinde bu yüzde 9’lara kadar düşebiliyor. Bizim toplamda bölgede beklediğimiz hasar 80 milyar civarında özel sigortalar için. Buna DASK’ı da koyduğumuz zaman, biz 100 milyar TL civarında bir hasar ödeyeceğimizi öngörüyoruz. Bu önemli bir miktar. Tabii ki diyoruz ki; ‘Sigortalılık oranı yüksek olsaydı da 100 değil, 500 milyar ödeseydik’. Teknik olarak da sigorta şirketlerinin şu anda ödeyeceği rakamların üç katını ödeme kapasitesi var. Bazı dedikodular çıkıyor; ‘Bu depremde ödendi, ardından başka bir deprem olursa ne olacak?’ diye. Sigorta şirketleri tüm hesaplamaları yaparak yol alıyor. Sigortanız varsa endişeniz olmasın.”
Hasarlı konutların ödemeleri açısından şu anda eksperlerin bölgede olduğunu söyleyen Yaşar, “İlk 24 saat içinde DASK ödemeleri başladı. 1,5 milyarı geçti DASK’ın ödediği rakam. Araçta da KASKO’su olanlara ödeme yapılıyor. Sigorta sisteminde şu ana kadar gerçekleşen hasar tutarı 35 milyar lira. DASK ile birlikte 100 milyara gidecek rakam; yavaş yavaş ortaya çıkacak.
Bu rakamlar değişebilir. Örneğin İskenderun’da konteynerler yandı. Daha yavaş yavaş gelecek ihbarlar. Bu bizim tahminimiz. Ödenen hasarlarsa şu anda DASK’ta 1,5 milyar lira, özel sigortalarda ise 500 milyon lira ödendi. Tespitler yapıldıkça bu hasarlar ödeniyor” dedi.
İki büyük depremden sonra yıkılan binalar arasında DASK’ı olanlarla olmayanlar arasındaki farka sayılarla temas eden Yaşar, “Bizim, bölgede 2 milyon 150 bin tane konutumuz var. Bunların yüzde 50’si, 1 milyon 143 bini DASK sigortasını yaptırmış durumda.
Bunların sadece yüzde 20’si İhtiyari Konut Sigortası, yani DASK’tan sonra ayrıca yangını içeren, DASK’ın limitlerinin üzerinde kalan hasarları ödeyen Deprem Konut Sigortasını yaptırmış. Bu sigortalı sayımız da 470 bin civarında. Şu ana kadar 315 bin civarında DASK’a ihbar gelmiş durumda. DASK sadece ihbar beklemiyor.
Bu arada şunu da söyleyelim. Bazı aracılık faaliyetleri göstermek isteyen insanlar birtakım videolarla korku salıyorlar. Diyorlar ki; ‘15 gün içinde ihbar vermezseniz DASK hakkınızı kaybedersiniz.’ Böyle bir şey yok. DASK kurumu bunu her depremde açıklıyor ve uygulamıyor. Genel şartlarda böyle bir madde olsa bile bunu uygulamıyor” diye konuştu.
Bölgede, DASK’ın uygulaması ve sigorta şirketlerinin davranışı hakkında da bilgi veren Ahmet Yaşar şöyle konuştu: “DASK, Çevre Bakanlığından, AFAD’tan listeler geldiğinde bina yıkılmışsa, ihbar beklemiyor. Bunun üzerine sigorta şirketi şöyle yapıyor.
DASK ödemiş, yıkılmış bina. Sigorta şirketinin de orada deprem teminatı varsa sigorta şirketi de ödüyor. Dolayısıyla burada birtakım kişisel verilere ulaşmada, IBAN’a ulaşmada problemler olabiliyor. DASK bunu çözmüş durumda. T.C. kimlik numarası ile Vakıfbank’a gönderiliyor paralar. DASK sahibi depremzedeler hasarlarını Vakıfbank’tan tazmin ediyorlar. Aynı sistemi dün SEDDK’yla da konuştuk, diğer sigorta şirketlerinin de kullanabilmesi için çalışmalar yapılıyor.
Dolayısıyla sigorta şirketlerimiz de hızlıca bu hasarları tasviye edecekler. Bireylerde bunu hızlıca halletmeye çalışıyoruz. Ticari işletmelerde ise bir ekspertiz faaliyeti elbette gerekiyor. Tüm sigorta sektörü DASK ile koordine halde, işleri geciktirmeden, mükerrer iş yapmadan, yani aynı yere ayrı ayrı üç kez eksper göndermeden; birlikte, koordineli şekilde işleri halletmeye çalışıyoruz.”