Deprem bölgesindeki yabancı ekiplerin Türkiye gözlemleri

Abone Ol

Yüzyılın felaketi olarak adlandırılan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde can kaybına neden oldu. Felakette iki hafta geride kalırken deprem bölgesine giden yabancı ekipler Türkiye ile ilgili gözlemlerini BBC Türkçe’den Özge Özdemir, Ilgın Yorulmaz, Stelyo Berberakis ve Tarık Demirkan ile paylaştı.

6 Şubat 2023 günü sabaha karşı meydana gelen ilk deprem sonrası Türkiye, 4. Seviye acil durum ilan ederek uluslararası yardım çağrısı yaptı. Arama kurtarma çalışmaları için 74 ülkeden en az 7 bin kişi Türkiye’ye sevk edildi.

19 Şubat 2023 Pazar günü saat 22.20’de açıklanan son verilere göre Kahramanmaraş merkezli depremlerde 41 bin 020 kişi hayatını kaybetti. BBC Türkçe’ye konuşan farklı ülkelerden yabancı arama ve kurtarma ekibi personeli, bu büyük afetin yol açtığı yıkımdan çok etkilendiklerini, bölge halkının yardımlarını ve cömertliğini unutamayacaklarını şu sözlerle aktardı:

Yunan İtfaiye Komandosu Konstantinos Nikas: Yöre halkı bizi kucakladı. Bize yemek ikram ediyorlardı. Yunanistan’dan geldiğimizi söyleyince bize kardeş muamelesi yaptılar. Çok duygusal anlar yaşadık. Duyduğumuz insan çığlıklarını hayatımızın sonuna kadar hatırlayacağız.

İspanya merkezli Samu’nun Başkan Yardımcısı Borja González de Escalada:  İşbirliği ve hayatta kalma ruhu ile enkazdan çıkanların yardım etme isteği, çok etkileyiciydi. İnsanlar elektrikleri ya da başlarında bir çatı olmamasına rağmen başka yerlere gitmek yerine, kalıp yardım etmek istedi. Bir yardım gerekirse diye günlerce sokakta uyudular.

İsviçre merkezli REDOG adlı organizasyonla Türkiye’ye gelen bir gönüllü Matthias Gerber: Deprem bölgesine vardığımızda büyük bir yıkımla karşılaştık, gerçekten çok korkunçtu. Çöken binalar, altında kalan insanlar… Arama çalışmaları genel olarak zordu, çünkü insanların üzerinde çok miktarda moloz yığını vardı. Köpeklerin saptayabilmesi için fazla koku gelmediğinden molozları sürekli, tekrar tekrar boşaltmamız gerekti.

Antakya’da çok sayıda enkazda aynı anda çalışmamızı isteyen yerel halk ile bazı sorunlarımız oldu, tabii ki çok çaresizdiler. Hepsine yardım edemedik. Bu yüzden istediğimizden daha erken bölgeden ayrılmak zorunda kaldık. Bizi kendi enkazlarına götürmek istediler, çünkü onlar için o taraf daha önemliydi. Bunu da çok iyi anlıyorum. Ancak çok sınırlı kaynağımız olduğu için belirli bir yere konsantre olmak zorundaydık. Oradan en iyi sonucu almak zorundayız, o yüzden çok sık yerimizi değiştiremiyoruz.”

Macaristan’dan Huba Rescue 24 ekibi Koordinatörü Mark Szabo: Enkazda çocukları kalan babanın yakarışlarına dayanmak kolay değil mesela. Ya da enkaz altında üç metre ötede babalarıyla konuşan iki kardeşi duyuyorsunuz, yüreğiniz parçalanıyor.

Hastanelerin ve ambulansların kapasitelerinin ötesinde dolu olması bir sorundu.

Bir keresinde aramayı durdurmamız istendi, çünkü çok zaman kaybediliyordu, ama aile oradaydı ve içeride çocuk vardı. Ben de benim çocuğum olsa gerekirse tırnaklarımla kazar, yine kalırım orada diye düşündüm ve bize gelen direktifi reddettik. Sonunda çocuğu çıkarmayı başardık. O zaman ekibimizin şefi, ki bir baba, enkazdan kurtardığımız çocuğun babasıyla birlikte ağladı.

İsrail merkezli United Hatzalah ekibinden Linor Attias: Her şeyini kaybetmelerine rağmen çok sıcak ve nazik insanlarla karşılaştık, bize enerji vermesi için su ve ekmek ikram ettiler.