Sanmayınız ki ben hata yapmıyorum. Bazen gazete ve dergilerde yayınlanmış bir yazımı okurken yüzümün kızardığının hissediyorum.

Gözlerimiz gerçeği değil, görmek istediğini görüyor. Şimdi "düzeltmen" diyorlar. Eskiden "musahhihler" vardı. Basılmadan önce yazıları okur hataları düzeltirlerdi. Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu. Bilgisayar ve internet çağındayız. Yazdığımız yazı, bir başkasının eline ve denetimine uğramadan bir "tık"la sütunumuza yerleşiyor. Yani yazım hatasının, anlatım bozukluklarının bütün günahı bizim boynumuzda.

"Gözünün önündeki merteği görmez, başkasının gözünün önündeki çöpü fark eder," diyeceksiniz ama, dil konusunda dört günden beri süren yazımı, çeşitli gazete ve dergilerde, radyo ve televizyon kanallarında karşılaşılan yanlış kullanımlarından birkaç örnek vererek bitirmek istedim:

"Günün en yüksek sıcaklık dereceleri..."

Hemen her radyo ve televizyon kanalında yanlış kullanılmaktadır.  Yanlış: Kastedilen "hava ısısı"dır.  Doğrusu:  Günün en yüksek ısısı...

"Konuğumu size tanıştırayım"

Hemen her radyo ve televizyon kanalında yapılan bir yanlışlık.

Yanlış: 1. Tanıştırma, iki kişinin karşılıklı olması halinde mümkündür. Tv ve radyo gibi kitle iletişim araçlarında konuğu dinleyicilere/izleyicilere "tanıtmak" söz konusudur. Bkz. Yanlış anlamda kullanılan sözcükler.

2. Eylem, "-e tanıştırmak" değil, "ile tanıştırmak" şeklinde kullanılır. Doğrusu: Konuğumu size tanıtayım.

"Seyirciden çok olumlu tepkiler aldık." (Hemen her radyo ve televizyon kanalında.)

Yanlış: "Tepki" sözcüğü olumsuz anlam taşır. Bu nedenle "olumlu tepki"den söz edilemez. Doğrusu: Seyirciler bizi çok olumlu karşıladı.

"Merhaba sevgili TRT 3 dinleyicileri!"

Yanlış: "Sevgili", TRT'nin değil, dinleyicilerin tanımlayıcısıdır. Doğrusu: "Merhaba, TRT 3'ün sevgili dinleyicileri!"

"Dünyanın ilk üç bıçaklı tıraş makinesi." (Reklam)

Yanlış: "İlk", üç bıçaklının değil, traş makinesinin  tamlayıcısıdır. Bu, sadece diziliş bakımından değil, söyleyiş vurgusu bakımından da önemlidir.

Doğrusu: Dünyanın üç bıçaklı ilk traş makinesi.

"İstemeden pasonuzu gösteriniz."

Yanlış: Duyurudan "İstemeye istemeye de olsa pasonuzu göstermelisiniz" anlamı çıkıyor. Oysa "sizden istenmesini beklemeden, kendiliğinizden pasonuzu göstermelisiniz" denmek isteniyor. Doğrusu: Lütfen istenmeden pasonuzu gösteriniz.

"Arkadaşlarımın çoğu yazılarımı okumuyor. Hayat gailesinden. Çok gaileler içinde insanlar."

Yanlış: 1. Bir önceki cümlede "Hayat gailesinden" denerek sorun açıklanıyor. Tekrar aynı şeyi yazmak, gereksiz.  2. Çokluk bildiren bir sözcük ile çokluk eki bir arada kullanılmaz; "çok insanlar", "çok sorunlar", "birçok öğrenciler" gibi. Doğrusu: Arkadaşlarımın çoğu, hayat gailesinden yazılarımı okuyamıyor.

"Ürettikleri kötü kalite çorapları rahip kılığında satmaya çalışan iki kafadarın maceraları." Film tanıtım broşüründen

Yanlış: İki kafadar çorapları mı rahip kılığına sokup satıyorlar yoksa kendileri mi rahip kılığına giriyorlar? Mantıksal olarak ikincisi ama cümleye göre birincisi!  Doğrusu:  Ürettikleri kötü kalite çorapları rahip kılığına girerek satmaya çalışan iki kafadarın maceraları.

"Denizli ve Aydın'ın Kuşadası ilçelerinde dün gece hafif şiddette iki deprem yaşandı."

Yanlış: Öğelerin sıralanışındaki ve çokluk ekinin kullanılışındaki yanlışlık nedeniyle, hem Denizli'nin hem de Aydın'ın Kuşadası ilçesi varmış gibi anlaşılıyor. Doğrusu:  Aydın'ın Kuşadası ilçesinde ve Denizli'de dün gece hafif şiddette iki deprem yaşandı.

"Kurudu dudaklar / Çorak çöle döndü." (Şarkı sözü )

Yanlış: Sulak, bereketli çöl olmaz. Çöl, zaten çoraktır.

Doğrusu: Kurudu dudaklar/ Çöle döndü.

"Yollar bir dolu tehlikelerle dolu."

Yanlış: 1. "Bir dolu", zaten çokluk ifade ediyorken tamladığı sözcüğün de çokluk eki almasına gerek yoktur.

2. Kısacık bir cümlede aynı sözcük iki kez kullanılmamalıdır. Doğrusu: Yollar birçok tehlikeyle dolu.