Sivas'ta Selçuklular döneminden kalma Ulu Camii’nin eğriliği ile bilinen minarenin, dönemin ustaları tarafından 'kufi' tekniği ile yazılan yazıları restore çalışmalarıyla yeniden gün yüzüne çıkarılacak.
Abone Ol
Sivas'ta Selçuklular döneminde 1197 yılında yaptırılan Ulu Camii’nin eğriliği ile bilinen minaresinde dökülen yüzey bezemeleri restore edilecek. Minarenin ilk yapıldığı zamanlarda şerefe altı, orta kuşak ve alt kaide kısmında bulunan, dönemin ustaları tarafından 'kufi' tekniği ile yazılan yazılar yeniden gün yüzüne çıkarılacak.
Kentte Eski Kale Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi’de bulunan ve Selçuklu Devleti döneminde 2'inci Kılıçarslan'ın oğlu Kudbeddin Melih Şah tarafından 1196 ile 1197 yılları arasında yaptırılan Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindeki tarihi Ulu Cami'nin minaresi eğriliği ile biliniyor.
Yıllardır eğikliğine rağmen ayakta durmaya devam eden minarenin yüzey bezemelerinde zamanla dökülmeler oldu.
Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından bezemelerin yeniden hayat bulması için çalışma başlatıldı ve minarenin yüzey bezemeleri için restorasyon kararı alındı. Özellikle minarenin ilk yapıldığı zamanlarda şerefe altı, orta kuşak ve alt kaide kısmında bulunan, dönemin ustaları tarafından 'kufi' tekniği ile yazılan yazılar yeniden gün yüzüne çıkarılacak.
Ulu Cami'nin minaresi hakkında bilgi veren Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, "Minare burada çok önemli. Minarenin duvar kalınlıkları, teknik açıdan dayanıklılığının temel espisi ve alt kaide kesme taştan yapılıp üst kısmı da takriben 80 santime yakın bir kalınlık var. Bugüne kadar ayakta kalma sebeplerinden biri de budur. Minarenin depremden önce yaptığımız incelemelerde 117 santimetre bir eğim vardı. Depremden sonra da yine takip ettiğiniz zaman herhangi bir değişiklik olmadığı tespit edildi
Zira bu minare yıllardır bu depremlere maruz kalıyor. Biz bu sene nasip olursa müracaatımızı yaparak teknik kurullardan geçirildikten sonra Ankara'dan iznini alıp minarenin yeniden analizleri yapılacak.
En önemli eksik de bugüne kadar görmediğimiz bir şey var. Minare üzerinde çok orijinal metinler var. Kufi yazı dediğimiz yazıyla yazılmış. Şu anda hattatlarımızla bunu tespit ettikten sonra bu yazıları da öne çıkaracağız. Minarenin şerefe altından, orta kuşak ve alt kaide üzerindeki yazılar çini yazılardır. Yapıldığı dönemde yazılmış yazılardır. Bunların tamamlanması sağlanacak. Böylece minaremiz kurtarılmış olacak" dedi.
Daha önce yapılan sondaj çalışmalarında minarenin altında zemini güçlü tutması için ardıç ağaçlara rastladıklarını söyleyen Cemal Karaca, "Zeminden fore kazık diye bugün tabir ettiğimiz ağaç kazıklar, ahşap kazıklar çıktı.
Zira bunlar o dönemde zemini güçlendirmek adına ardıç ağaçları ile yapılmıştır. Bu da 13 metre derinliktedir. Bunlara da rastladık. Böylece bir bütünlük arz edecek şekilde inşallah sizlerin de vesilesiyle minaremizi bu yıl itibariyle restorasyona alıp bununla başlayan süreçle camimizin restorasyon projeleri de hazırlanıyor. Biz buranın aciliyeti olduğunu da düşünüyoruz." diye konuştu.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te İstanbul Gazetesi sitemize
abone olun.