Emeklilere oyun oynandığı seçim sonrası fark edildi, Temmuz’da emeklilerin büyük çoğunluğu zam alamadı. Çünkü Temmuz’da emeklilere kök aylık üzerinden yüzde 25 zam yapıldı. Kök aylığı 6 bin liranın altında olan milyonlarca emekliye zam yapılmadı.
Zam alamayan milyonlarca emekli sesini yükseltmeye başlayınca son dört aydır, “Emeklilerin mağduriyeti giderilecek, emeklilere şu kadar zam yapılacak, ikramiye verilecek, emeklilerin yüzü gülecek” gibi haberler hiç eksik olmadı.
Daha açık ifade ile emeklilerin öfkesini dindirmek istediler.
Sonunda Cumhuriyetin 100. Yılı sebebiyle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında emeklilere ikramiye verilecek, dendi.
Emeklilere Kasım ayında sadaka gibi 5 bin lira ikramiye verileceği duyuruldu.
O da tüm emeklilere değil, çalışan emekliler ikramiye alamayacak.
Verileceği söylenen 5 bin lira ikramiye çerez parası bile değil.
Emeklilerin üç kuruşa muhtaç hale getirildiği tescillendi.
Ekonomik durum o kadar vahim ki emekliler, yoksulluk sınırının altında olmasını geçtim, açlıktan ölmemek için mücadele veriyor.
Bir emekli maaşı evin kirasını bile karşılayamıyor.
Öğretmen emeklisi, kendi evi vardı kıt kanaat geçiniyordu. Ancak evi kentsel dönüşüme girdi, yani yıkılıp yenisi yapılacak. Mecbur kiraya çıktı. 12 bin liraya ev kiraladı, emekli maaşı ancak evin kirasını karşılayabiliyor.
Emekli maaşından geriye kuru ekmek alacak parası kalmıyor.
Aç kalmamak için mecburen iş bulup çalışıyor, tabii iş bulabilirse…
Çalışırsa bu kez 5 bin lira ikramiyeden mahrum oluyor.
Çaresiz kalan milyonlarca emekli, aç kalmamak için çalışıyor.
Çalışanlara ise Cumhuriyetin 100. Yılı ikramiyesi verilmeyecek.
Çalışmayıp kahvede okey oynayanlar ikramiye alabilecek.
Daha da hazini kayıt dışı çalışanlar, yani çalıştığı halde resmi hiçbir kaydı olmayanlara da ikramiye verilecek.
Kendisi esnaf, işyeri oğlunun, eşinin veya akrabasının adına, çok çok iyi para kazanıyor ama çalıştığına dair resmi kayıt olmadığı için o da emekli ikramiyesini cebine koyacak.
Ancak çalıştığını dürüstçe gösterenler, dürüstlüklerinin bedelini ödeyecek ve emekli ikramiyesi alamayacak.
Ne yazık ki, dürüst olanlar, kanunlara uyanlar hep cezalandırılıyor.
Verginizi, cezanızı, borcunuzu zamanında ödersiniz, hatta vergi borcunuzu geciktirmemek için yüksek faizle kredi çeker, bir de faiz ödersiniz…
Vergi borcunuz ikiyi katlanır.
Diğeri hiç borcunu ödemez, yıllarca sallar, vergi borcu faizlerine af çıkar, beş yıl sonra çerez parasını taksitle öder. Cezası varsa tamamı affedilir ve ödemekten kurtulur.
Namuslu vatandaş, dürüstlüğün bedelini öder.
Yıllardır devam eden kısır döngü bu kez de dürüst emeklileri vurdu…
Dürüst davranmayıp çalıştıklarını gizleselerdi emekli ikramiyesi alacaklardı.
Yıllardır aynı çark dönmüyor mu?
Niçin şaşırdınız?
****
Biz kör müyüz?
Bir gün büyük İslâm âlimi, Hanbeli mezhebi imamı Ahmet Bin Hanbel camide kalabalık bir cemaate vaaz edip dışarı çıktıktan sonra “Camide namaz kılanların sayısı ne kadardı, tahmin edebilir misin?” diye ona sormuşlar.
“Kimse yoktu” demiş. Oysa herkes biliyordu ki; cami namaz kılanlarla doluydu.
“Sen kör müsün? Cami doluydu” demişler. Bunun üzerine “Hayır, ben kör değilim” demiş ve sözlerine şöyle devam etmiş:
Bakın kör kimdir?
Kör, ızdırap içinde kıvranan kimsesiz dul bir kadını görünce onun ızdırabını umursamayıp gözlerini kapatandır.
Kör, ibadet için yüzünü kıbleye dönüp fakirlere ve yetimlere sırt çevirendir.
Kör, Allah’ın huzurunda secdeye kapandığı hâlde Allah’ın kullarına karşı kibirlenendir.
Kör, namazda cemaatin ilk safında durduğu halde arka saflarda açlık derdine düşen insanları unutandır. Onları görmezlikten gelendir.
Kör, hakkı ve doğruyu söylemeyi unutandır. Yanlışa göz yumandır.
Kör, her zaman sadaka vermeye gücü yettiği hâlde bir gün verdiği sadakayla yetinendir. Onunla övünen, onu çok görendir.
Kör, oruçlu iken orucu bozan şeylerden, yemek yemekten ve su içmekten kaçınıp haramları işlemekten kaçınmayandır. Harama karşı oruç tutmayandır.
Kör, hac ve umre ibadetlerinde Kâbe’yi tavaf ettiği halde ihtiyaçtan dolayı her gün ölümü yaşayanları tavaf etmeyendir. Onları araştırmayı unutandır.
Kör, ezana saygı duyduğu hâlde anne babasına ve büyüklerine saygı göstermeyen, akrabalarıyla ilişkiyi kesen, onları unutandır.
Kör, namaz kılıp, oruç tuttuğu hâlde alışverişte aldatmaktan kaçınmayandır.
Kör, Allah’ın emri olan namazı kıldığı hâlde Müslüman kardeşlerine karşı kalbinde kin ve nefret besleyendir.
Kör, ibadeti ile ahlâkı ve sosyal ilişkileri arasında uyum olmayandır.
Kör, namaz kıldığı, secde ettiği, oruç tuttuğu hâlde zalimlerin ve din düşmanlarının safında yer tutandır.
Kör, namazına orucuna rağmen ellerine Müslüman kanı bulaştırandır.
Kör, dinin bir kısmını kabul edip bir kısmını terk eden, görmezden gelendir.
Kör, namaz kılan fakat namazından fayda görmeyendir. Zira yüce Allah şöyle buyuruyor: “Dünyada kör olan, ahirette de kör olacaktır. Yolunu da şaşırmış olacaktır.” (İsrâ Suresi: 72)
(Alıntıdır)
***
TEBESSÜM
Papağan
Temel satılık papağanları inceliyormuş. En pahalı papağanın önünde durmuş:
- Bu papağan nece konuşuyor?
- İngilizce, Fransızca, Almanca.
- Kaç paradır?
- 20 bin lira.
- Lazca biliyor mu?
- Bilmiyor.
Temel papağanın burnunu okşamış:
- Bu buruna yazık!
****
GÜNÜN SÖZÜ
Devletin dini adalettir. Adaleti olmayan devlet zaten dinsizdir.
Hz. Ali (RA)