Tarihi hipodrom hakkında bilgi veren Arkeolog Tarihçi Ömer Faruk Yavaşçay, “Sfendon'un tam önünde bir otopark bulunmakta. Bu otopark maalesef hipodromun tarihi yapısına uygun değil. İnsanlar burada gezmek istiyorlar, otoparktan dolayı rahat gezemiyorlar. Otopark 1800 yıllık bir tarihe sahip yapının görüntüsünü bozuyor” dedi.

Sultanahmet'te bulunan ve İstanbul'un en eski yapılarından olan hipodrom ilk olarak 3. yüzyılda inşa edildi. Tarihi hipodrom İmparator Konstantin döneminde ise gerçekleştirilen yenileme çalışmalarıyla 30-100 bin kapasiteye ulaştı. Yaklaşık 1800 yıl önce Doğu Roma döneminde inşa edilen tarihi hipodrom çeşitli tören, yarışlar ve spor müsabakalarına ev sahipliği yaptı. 532 yılında halkın ayaklandığı Nika isyanının ardından at yarışları eski havasında gerçekleşmedi. Hipodrom 1204 yılında meydana gelen Latin işgalinde büyük hasar görürken, geriye sadece Sfendon olarak adlandırılan kavisli duvar kaldı. Sultanahmet Meydanı'na yakın bir noktada bulunan Sfendon bölümü ve çevresi bakımsızlığı ile dikkat çekti. İstanbul'un en eski yapılarından olan tarihi hipodromdan kalan duvar İSPARK'ın otoparkı oldu. Tarihi hipdromun otopark olarak kullanılan duvarı havadan görüntülendi. Turistlerin de yoğun ilgi gösterdiği noktada bulunan otoparkta, araçların yapıya yakın bir şekilde park edildiği görüldü. Eserin görünümünün bir bölümünü kapatan araçlar yaya erişimine engel olurken, alanın çevresindeki pazar tezgahları da dikkat çekti.

“Hipodromdan tek Sfendon duvarı ayakta kaldı”

Arkeolog Tarihçi Ömer Faruk Yavaşçay, “Hipodrom ilk olarak milattan sonra 200'lü yılların başında Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından yapılıyor. Bazı kaynaklar tam yapıldığı söylenirken bazıların da tamamının yapılmadığı belirtiliyor. Aradan bir 100 yıl geçiyor ve 300 yılında İmparator Konstantin döneminde asıl hipodrom inşa ediliyor. 11 Mayıs 330 tarihinde hipodromun açılışı yapılıyor. Burada günümüzdeki at yarışları yapılıyor. 30-100 bin arasında seyirci kapasitesi vardı. 532 yılında ise burada halk büyük bir isyan gerçekleştiriyor. Bu isyan kayıtlara Nika İsyanı olarak geçiyor. İsyandan sonra at yarışları eski havasında olmamış. 1204 yılına kadar at yarışları arada sırada düzenlenmiş. 1204 yılında Latinler 4. Haçlı Seferi'nde İstanbul'u işgal etti. Hipodrom başta olmak üzere İstanbul'un her yerini yağmalıyorlar. Bu yağma 57 yıl sürdü. 57 yılın sonunda hipodromdan çok az bir kısım kaldı. Yağmalanmıştı, her yeri yıkılıp, dökülmüştü. 1261 yılından sonra hipodromda hiçbir yarış düzenlenmedi. 1453 yılında İstanbul fethedildikten sonra burada Osmanlı Devleti'nin şenlikleri olmaya başladı. Yine atlı etkinlikler düzenlendi. Burası 120 metreye 440 boyutlarındadır. Şu an önünde bulunduğumuz alan ise en önemli kısımlarındandır. Sfendon dediğimiz kısmın altında vahşi hayvanlar bulunuyordu. Yarışı gerçekleştiren kişilerin kıyafetleri de burada muhafaza ediliyordu. Depolar vardı. Hipodromdan tek burası ayakta kaldı. Bakıldığı zaman hoş bir görüntüde değil. Korunma altına alınması lazım. Çevre düzenlemesinin yapılması lazım. Çevresi kapatılmış, turistler burayı rahat bir şekilde gezemiyorlar. Sfendon atların tam U yaptıkları yerdir. Günümüzde kale arkası diyebiliriz. Aslında içine girilebiliyor. İki tane giriş yeri var. Tamamen turizme açılması lazım. Yıllardır bu halde, hiçbir müdahale yapılmıyor. İçi su dolmuş. Bu suyun boşaltılması lazım. Daha sonra sosyal ve kültürel hayatımıza kazandırılması gerekiyor. Sfendon'un tam önünde bir otopark bulunmakta. Bu otopark maalesef hipodromun tarihi yapısına uygun değil. Çünkü insanlar burada gezmek istiyor. Bu otoparktan dolayı rahat gezemiyorlar. Burası 1800 yıllık bir tarihe sahip yapı. Otopark buranın tarihi görüntüsünü bozuyor. Turistlerin daha rahat gezebileceği bir yere dönüştürülmesi lazım. Kazı çalışması gerçekleştirilmesi gerekiyor. Yaklaşık 1.5 metre kazılırsa Sfendon'un etkileyici görüntüsü ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

A W250691 03

İHA

Editör: Ayşegül Keskin