Gül Camii
Tarihi Bizans dönemine kadar uzanan Gül Camii, İstanbul’da kiliseden çevrilen camiler arasında önemli bir yere sahip. Tarihi ve hikayesinin yanı sıra mimari yapısıyla da dikkat çeken camii, Ayakapı – Balat gezilecek yerler arasında yer alıyor. Haliç kıyısındaki güzel konumuyla da dikkat çeken caminin iç duvarlarında 19. yüzyıldan kalma kalemişi nakışlar yer alıyor. Azize Teodosia Manastırı olarak da bilinen bu yapının II. Bayezit döneminde camiye çevrilmiş olduğu söyleniyor. Camideki minare II. Selim tarafından yaptırılmış, Sultan II. Mahmut tarafından da camii onarılmış ve hünkar mahfili eklenmiş.
Birbirinden farklı ibadet mekanlarına ev sahipliği yapan Balat, bir de Ermeni Kilisesi’ne ev sahipliği yapıyor. Balat’ın en önemli tarihi yerleri arasında başı çeken bu kilisenin bulunduğu yerde ”Aya Strati” adında başka bir kilise bulunuyormuş. Daha sonra uzun bir süre boyunca kaderine terk edilmiş olan bu kilisenin bulunduğu yere 1625 yılında ahşaptan başka bir kilise yapılmış. Yapılan bu kilise 1628 yılında ibadete açıldıktan kısa bir süre sonra, çıkan bir yangından dolayı hasar görmüş ve yeniden onarılmış. 1692 yılında çıkan bir başka yangının ardından harap olan kilise, uzun yıllar boyunca kullanılmamış.
Günümüzdeki kilise ise 1835’te yapılmış. Birçok badire atlatmış olsa da, onarılarak ve sağlamlaştırılarak günümüze kadar gelmeyi başarmış. Kilisenin giriş kısmında İsa’nın göğe yükselişi tasvir edilmiş. Ayrıca iç mekan dış cepheye nazaran daha süslü ve gösterişlidir. Zamanınız varsa kilisenin içerisine mutlaka göz atın derim.
Ferruh Kethuda Camii
Kanuni Sultan Süleyman‘ın sadrazamlarından Semiz Ali Paşa’nın Kethüdası Ferruh Ağa tarafından 1562’de Mimar Sinan’ın tasarımı ile küçük bir külliye olarak yaptırılmış. Caminin dışında külliyede mahkeme binası, çeşme ve tekke bölümleri de bulunuyormuş. Balat Camii olarak anılan bu tarihi yapı, 1877 yılında çıkan bir yangından dolayı zarar görmüş, mahkeme binası ve tekke bölümleri yanarak yıkılmış. 1925 yılında tekkelerin kapatılmasının ardından terk edilmiş olan camii, uzun bir süre kullanılmamış ve mahalle halkının kurduğu bir dernek tarafından 1953 yılında onarımına başlanmış. Daha sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü‘nün desteği ile 1960 yılında tamamlanmış restorasyon sonrasında ibadete açılmış olan camii, son görünümünü ise 1980 yılında yapılan restorasyon sonrasında almış. Günümüzde hem ziyarete hem de ibadete açık olan camii, tarihi İstanbul camileri arasında önemli bir yere sahip.
Kanlı Kilise olarak da bilinen Moğolların Meryemi Kilisesi, daha çok hikayesiyle Balat’ta görülmeye değer yerler arasında. Kilisenin temelleri kendisini dine adamış, iyilik yaymasıyla ünlenen bir kadının, bir prensesin hüznüyle atılıyor. Bir rivayete göre, 800 yıl önce Bizans Kralı, kızı Prenses Maria’yı Moğol Hükümdarı Hülagü Han ile evlenmesi için Moğol topraklarına yolluyor. Yolda prensesin kocası olacak Hülagü Han ölüyor ve yerine hükümdarın oğlu Abhaka Kağan ile evlendiriliyor. Abhaka Kağan‘ın da hayatını kaybetmesinin ardından, başka bir kişi ile evlenmesinin uygun olmayacağına karar verilip, prenses baba evine dönüyor. Aradığı mutluluğu evlilikte bulamayan prenses bir daha evlenmiyor ve kendini dine adıyor. İşte bu kiliseyi de evine döndükten kısa bir süre sonra yaptırıyor. İstanbul’un fethinden sonra kilise olarak kalmasına izin verilen yapı günümüzde ibadete açık.
Atik Mustafa Paşa Camii
Hz. Cabir Camii olarak da bilinen Atik Mustafa Paşa Camii, 9. yüzyıl Roma döneminden kalan Aya Tekla Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle oluşturulmuş. Kiliseden kalan eserlerin büyük bir bölümü ise günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergileniyor. Duvarlarının birinde güneş saati bulunan bu tarihi mabet, 1490 yılında II. Bayezit’in vezirlerinden Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülmüş. Günümüzde ibadete açık olan bu camii de, Balat gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz önemli tarihi yapılar arasında yer alıyor.
Devamı haftaya…