İşte turizmimizin hali

Abone Ol

Koronavirüsün en çok vurduğu sektörlerin başında turizm geliyor. Dünyayı kasıp kavuran ve kökten etkileyen turizmde Türkiye'nin daha da zararda olduğu görülüyor.

İlk önceleri "Bu sezon turizm patlar. 100 milyar dolar gelir bekliyoruz" denilmişti.

Sonra bu rakam 40 milyar dolara çekildi. Turizm Bakanı Ersoy "Bu yıl otellerde doluluk oranı % 50'yi bulursa bunu başarı sayacağız" açıklamasında bulunmuştu. Bu satırlar yazılıncaya kadar bu öngörülerin de tutmadığını söyleyebiliriz.

Daha önce de yazmıştık. Rusya'dan ve AB'den turist gelmezse Türk turizmi nefes alamaz. İç turizme yönelir. Bu da beklenen gelirin elde edilemeyeceği demektir.

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri de kapılarını açmadı. Uçak seferleri sürekli erteleniyor. Avrupalı turistten de hayır gelmeyeceği görülüyor. Uzakdoğu ülkelerinden Türk dünyası ülkelerinden de turist yok.

Geçen yıl turizmde tüm zamanların rekorunu kırarak 16 milyona yakın turist ağırlayan ve pandemi nedeniyle bu sene turizmde büyük sıkıntı yaşayan Antalya'da otel fiyatlarında yıkıcı bir rekabet olduğu görülüyor. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, "Antalya için uykularım kaçıyor" açıklamasını yaptı.

Sorunlar yumağı giderek artıyor. Antalya'daki otellerin kapılarını açmaması ya da düşük fiyatla yatak satmalarının sıkıntılarını önümüzdeki sezon yaşayabiliriz.

Konuyu çok yakından takip eden Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin'in yaptığı açıklamaların detaylarına bakacak olursak, turizmdeki durumumuzu daha açık biçimde görebiliriz:

"Antalya ekonomisi için yüzde 23 küçülme bekleniyor" diyerek, "Antalya'da 1 milyona yakın istihdam var. Bunun 250 bini turizm çalışanı. ATSO krizlere karşı tecrübeli. Türkiye'nin de kriz tecrübesi var. Tarım ve turizmde krizler yaşadık. Ama pandemi krizinde öngörüde bulunamıyoruz" şeklinde konuştu. Çetin, şöyle devam etti: "Esas sıkıntı gelecek turistte ve yıkıcı rekabetten fiyatların düşmesinde. 2014'de kişi başı turizm geliri 76 dolardı. 2016'da 35-40 dolarla gerilemişti. Şimdi yıkıcı rekabet var. Borcu olan, kredi ödeyen oteller 12-13-15-20 dolara her şey dahil oda satıyor. Geçen yıl 40-45 dolardı. Bu yıl 20 dolara çekerseniz gelecek yıl tur şirketine 45 dolar diyemezsiniz. Renovasyona gidecek oteller var. Bunlara faizsiz kredi desteği sağlanmalı. Bazı oteller kapalı kalsaydı da destek verilseydi. Otel sayısında da planlı olmalıydık. Tur operatörleri, turizmciler sıkıntılı. Asıl bizi olumsuz etkileyecek olan ciro ve fiyat kaybı olacak. Antalya için geceleri uykularım kaçıyor. Nakit akışımızı bugünden planlamamız lazım. Aldığımız krediler, ertelemelerin ödemeleri 10'uncu ayda başlayacak. Antalya ekonomisinde 25-30 milyar dolar gelir kaybı olacak. Bu günler iyi günlerimiz. Aralıkta bizi sıkıntılı günler bekliyor. Bu fiyatlarla çok iyiye gidemeyiz. Destekler devam etmeli. Antalya'daki sorunla İstanbul'daki sorunlar farklı. Antalya'da turizm sektöründe farklı destekler yapılmalı. Antalya olarak açmazlarımız da var. İl olarak kendimizi geliştirmeliyiz. Venedik, Roma, Berlin kentleri gibi Antalya'yı anlatamıyoruz. Biraz da bizim hatamız var. Böyle bir il Amerika ya da Avrupa'da olsaydı dünyada bir numaralı destinasyon olurdu. Pandemi ile mücadele ederken, bir taraftan da planlama yapmalıyız. "

Geçenlerde Rusya'nın ipe un serdiğini, Türkiye'ye turist göndermekte zaman kazanmaya çalıştığını yazmıştık. Bugün karşılaştığımız tablo bunu açıkça sergiliyor.

Durum böyle giderse aşağıya çekilen fiyatlar otelleri kurtaramaz. Ya zarar edilecek, ya da kalitesiz hizmet verilecek.

Bu sezon butik tipi otellerin ilgi gördüğü söyleniyor. Zaten butik oteller, turizmdeki beklentilerimizi olumlu yönde etkilemiyor ki.

Bunun yanı sıra borcu olanların iflas etmesi kaçınılmaz hale gelir. İşsizler ordusuna yenileri katılır. Esnaf nefes alamaz hale düşer. Turizm derken, sadece otel ve yatağı düşünmemek gerekiyor. Yan sektörün de ağır biçimde etkilendiğini unutmayalım.

Şu da bir gerçek:

Türkiye turizmde dünyada birçok ülkeden, Avrupa'dan daha hazırlıklı ve güvenli. Bu da çok iyi biliniyor.

Bu noktada Rusya ve AB ülkeleri halen uçak seferlerini başlatmıyor ve turist göndermemekte direniyorlarsa bunun altında siyasi nedenleri de aramak durumundayız.

Özet:

Bu sezonu turizmde kayıp yıl görüyoruz. Sektörün sıkıntılarının da devlet eli ile giderilmesi artık kaçınılmaz görünüyor.