Sergi açılışında konuşan İstanbul Kent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Necmettin Atsü, sanatın önemine dikkat çekerek ‘’Eğitimin yanında mutlaka sanat öğrenilmesi gereken, bilinmesi gereken, özümsenmesi gereken bir şey. Bunu yapabilmek için aslında sanatla, sanatçıyla hep bir arada olmak istiyoruz" dedi.
İstanbul Kent Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Direktörlüğü, Kağıthane Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen 'Kent Manzaraları' isimli resim sergisi, 1 Mart’ta Kağıthane Kampüsü'nde ziyaretçilere kapılarını açtı. Sergi açılışına, AK Parti İstanbul Milletvekili Serkan Bayram, Kağıthane Kaymakamı Niyazi Erten, Kağıthane İlçe Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Postacı, İstanbul Kent Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Berna Yılmaz, Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, İstanbul Kent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Necmettin Atsü, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Denizhan Özer'in küratörlüğünü üstlendiği sergide, aralarında Devrim Erbil, Veysel Günay, Zahit Büyükişleyen, Zeynep Yazıcı, Başak Canher, Mehmet Özenbaş, Mustafa Albayrak gibi isimlerin olduğu 32 ressamın toplamda 50 eseri sergilendi. Sergi özellikle Kağıthane'deki tüm liselerde okuyan öğrenciler, öğretmenler ve okul idarecilerine açık olacak şekilde düzenlendi. Kağıthane Belediyesi'nin destekleriyle gerçekleşen sergi, bölgenin kültür ve sanat hayatına yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyor.
İstanbul Kent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Necmettin Atsü, amaçlarının sergideki eserleri bölge insanı ve öğrencilerle buluşturmak olduğunu belirterek, ‘’ Burada Türkiye’nin ve yurt dışından gelen, gerçekten çok kıymetli ressamların yaptığı son derece değerli eserleri büyük emekler verilerek yapılmış eserleri aslında bölgenin insanlarıyla özellikle de gençleriyle üniversitemizin gençleriyle buluşturmak istiyoruz’’ dedi.
‘’EĞİTİMİN YANINDA MUTLAKA SANAT ÖĞRENİLMESİ GEREKEN BİR ŞEY’’
İstanbul Kent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Necmettin Atsü amaçlarının sergideki eserleri bölge insanı ve öğrencilerle buluşturmak olduğunu belirterek, ‘’ Bu bizim için çok önemli bir şey çünkü burası bir eğitim yuvası ama eğitim sadece meslek öğretmekle olan bir şey değil. Eğitimin yanında mutlaka sanat öğrenilmesi gereken, bilinmesi gereken, özümsenmesi gereken bir şey. Bunu yapabilmek için aslında sanatla, sanatçıyla İstanbul Kent Üniversitesi olarak hep bir arada olmak istiyoruz. Burada Türkiye’nin ve yurt dışından gelen, gerçekten çok kıymetli ressamların yaptığı son derece değerli eserleri büyük emekler verilerek yapılmış eserleri aslında bölgenin insanlarıyla özellikle de gençleriyle üniversitemizin gençleriyle buluşturmak istiyoruz. Bizim asıl amacımız bu sergiyi burada gerçekleştirmemizin gerçek nedeni bu. Gördüğüm kadarıyla bunda gayet başarılıyız. Ayrıca sergimiz 2 hafta boyunca açık olacak. Bugün gelemeyen tüm bölge insanlarını, bölge gençlerini, öğrencilerimizi hafta içinde ondan sonraki hafta içinde üniversitemize gelmeye ve sergiyi ziyaret etmeye bekliyoruz. Bu sergide bizimle beraber olan kıymetli Kağıthane Belediyesi’ne, Kaymakamlığa, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne çok teşekkür ediyoruz. Kendileri bize büyük destek oldular. Gayet güzel bir sergi bu şekilde hayata geçti.’’ dedi.
‘’KENT KAVRAMINI DÜŞTEN GERÇEĞE OLARAK PLANLADIK’’
Sergideki eserler hakkında bilgi veren serginin küratörü Denizhan Özer ise farklı disiplinlerdeki yapıtların bir araya geldiğini belirterek ‘’Kent manzaralı sergisinde 32 sanatçıyı davet ettik. Bu 32 sanatçıya ait 50 kadar yapıt serginin içinde yer alıyor. Sanatçılarımız kentle ilgili her şeyi bu sergide aslında irdelemiş oldular. Biz bu sergide kentte biz sadece bir peyzaj, bir manzara olarak bakmadık. Yüzeysel olarak kenti görmedik. Kendi ruhunu da irdelemek istedik. Özellikle kent kavramını düşten gerçeğe olarak planladık. İlk sergiye girdiğimizde ilk bölümünde doğayla ilgili çalışanlar, kent doğa ilişkisi üzerinden bir kurgu yaptık. Daha sonra kentin görünen yüzeylerine ilgilendik. İçinde bulunduğumuz bu bölümde ise kaotik kentlerini irdeledik. Hemen az ileride kutsal kentler var. Hızlanan kentleri irdeledik. Bir de onun dışında ‘melted city’ dediğimiz eriyen insansızlaşan kentleri irdelemiş olduk bu sergide. Sergide farklı açılardan sanatçıların yaklaşımları yer aldı. Kimi sanatçı akrilik çalıştı, kimi sanatçı yağlıboya, kimisi tekstille ilgili çalışmalar yaptı. Farklı disiplinlerde yapıtların hepsini bir araya getirdik. Ve içinde bulunduğumuz bu alanda, İstanbul Kent Üniversitesi'nde bu sergiyi gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.
‘’SERGİDE TÜM ÖĞRENCİLERİ KUCAKLAMIŞ OLUYORUZ’’
Serginin amacından bahseden Özer ‘’Her şeyden önce sergiye, usta sanatçılar, orta kuşaktan sanatçılar ve genç sanatçıları davet ettik. Serginin içinde öğrencilerin yapıtları yok. Fakat öğrencileri biz bu sergiyi özellikle çağırdık. Onları eğitmeye çalışıyoruz. Eğitmek derken bu üniversitenin kendi öğrencilerinin dışında da ortaokul ve lise öğrencilerini sergiye getireceğiz. Sergi turları yapacağız, workshoplar yapacağız. Amacımız aslında o öğrencilerin de bu üniversite içinde, bu üniversite ortamının onlara rol model olmasını düşündük. Böylelikle o sürekli eğitim dediğimiz yani ortaokul, liseden devam eden ve üniversite seviyesine gelen bir durumda tüm öğrencileri kucaklamış oluyoruz bu sergide" diye konuştu.
‘’SERGİ ÇOK GÜZEL’’
İstanbul Kent Üniversitesi’nde öğrenci olan Bilgehan Ecevit de serginin çok güzel olduğunu belirterek, "Sergi çok güzel. Okulumuzla da interaktif bir çalışma olmuş oldu. Hem galeride insanların vizyonu ve misyonu açısından farklılıklar olabilir. İnsanların gelişimi için güzel oldu açıkçası" dedi.
Sergi, İstanbul Kent Üniversitesi'nin Kağıthane Kampüsü'nde 15 Mart’a kadar ziyarete açık olacak.