Konuşmasında TRT'yi eleştirerek başlayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Sevgili halkım, TRT siyasal iktidardan bağımsız kamu yayıncılığı yapmak üzere kurulmuştur. Halk doğru, tarafsız ve gerçek habere ulaşsın diye, halk için var. Ancak bugün TRT iktidar partisinin yayın organı haline geldi. Oysa haber alma özgürlüğü temel haklardandır. Bu hak demokratik toplumlarda toplumun doğru bilgi edinmesini sağlar. TRT her gün kendi ilkelerine ve mevzuatına aykırı yayın politikası ile suç işliyor. Halkın vergileri ile ayakta kalmasına rağmen iktidarın güdümünde, iktidarın propagandasını yapıyor. Atanmışlar, taraflı yayıncılıkla halkın haber almak hakkını ihlal ediyor. TRT gerçekleri halktan gizliyor.
“Bana ayrılan zamanı gerçek insanların, gerçek hikayelerini anlatmak için kullanacağım”
Peki, TRT sizlerden asıl neyi gizliyor. Bugün, propaganda yapmak için karşınızda değilim. Devletimizin televizyonunun sizden gizlediği gerçekleri anlatacağım. Bana ayrılan zamanı gerçek insanların, gerçek hikayelerini anlatmak için kullanacağım. Bugün onların sesi olacağım. Bugün ben susuyorum, konuşma sırası onlarda. Geçen yıl Ankara'da elektriği kesilen İbrahim'e misafir oldum. İbrahim Bey bana ‘Çocuk Esirgeme Kurumunda büyüdüm, çöp toplayarak geçindim, şimdi simit satıyorum. Elektriğim kesik' dedi. TRT size faturalarını ödeyemedikleri için, karanlığa mahkum edilen milyonlarca vatandaşımızı gösterdi mi? Göstermedi.
“Emrullah'ın keder dolu gözleri bıçak gibi kalbime saplandı”
Bartın maden faciasında hayatını kaybeden Rıdvan'ın ailesini ziyaret etmiştim. Oğlu Emrullah'ın keder dolu gözleri bıçak gibi kalbime saplandı. TRT hayatını kaybeden 41 maden işçisinin hikayelerini haber yaptı mı? Yapmadı. Tedbirsizliği, denetimsizliği, hesap verilmeyen aileleri, işçisinin can güvenliğini sağlayamayanları anlattı mı? Anlatmadı.
Şanlıurfa'da iktidar partisi adayının kardeş ve akrabaları tarafından, eşi ve 2 evladı öldürülen, adalet aramak için yılladır nöbet tutan Emine Şenyaşar'a sarıldım. Emine Hanımın bitmeyen gözyaşlarını TRT halkımıza gösterdi mi? Göstermedi.
"TRT size anlattı mı? Anlatmadı..."
8 Şubat'ta Hatay Samandağ'daydım. ‘İçeride annem, abim ve babam var. Ses veriyorlar. Termal kamerada ısı da var. Ama girecek ekipman yok' diye bize feryat eden gencimizi TRT'nin ekranında gördüğünüz mü? Görmediniz. ‘Devlet nerede, AFAD nerede?' diye bağıran vatandaşlarımızın görüntüleri yayınlandı mı? Hayır, yayınlanmadı. Ekmeğini çöpten çıkaran, ekmek teknesi gasp edilen kağıt işçilerinin deposuna gittim. Çaylarını içtim. Baver Bey, uğradığı haksızlığı bana anlattı. Çok üzüldüm. Bana ‘Üstümüz kirli olabilir ama içimiz gül bahçesi' diyen kağıt işçilerinin yaşadıklarını TRT size anlattı mı? Anlatmadı.
“Birleşe birleşe kazanacağız”
TRT son 7 yılda beni sadece bir kez davet etti. Ben bu kez bana ayrılan süreyi milletin televizyonunda, sesi kısılan, hikayeleri anlatılmayan milyonları bilin diye, gerçekleri duyun diye kullanmak istedim. Çünkü bu seçim onların seçimi. Bu seçimde onlar aday. Ekmeği, suyu, geleceği çalınmış 85 milyon aday. Kaybolan neşesine yeniden kavuşmak isteyen herkes aday. Her birimiz refah, huzur ve adalet hasretiyle, hakça ve insanca yeni bir düzen kurmak için adayız. 14 Mayıs'ta sadece bana oy vermeyeceksiniz, adalet arayan herkese oy vereceksiniz.
Bu ülkenin onuru ile çalışan ama geçinemeyen insanlarına oy vereceksiniz. Kendiniz, sevdiklerini ve geleceğimiz için oy vereceksiniz. Bu çürük düzeni sizler değiştireceksiniz. Hak ettiğimiz düzeni hep beraber kuracağız. Unutmayın sevgili halkım birleşe birleşe kazanacağız.”