Karikatürist Ercan Akyol, Milliyet Sanat’ın Nisan 2024 sayısında Plastik Sanatlar bölümüne ‘Eşittir’ isimli karma sergisiyle konuk oldu. Yeni sayıda; Guga Contemporary’de 12 eserlik ‘Eşittir’ isimli karma sergisine ilişkin açıklamalarda bulunan Akyol, tek kullanımlık peçetelerin sanat eserine dönüşüm yolculuğunu anlattı.
“KÂĞIT İLE AŞİNALIĞIM BU SERGİYE ÖNAYAK OLDU”
Karikatürler gibi peçetelerin de ömrünün çok kısa olduğunu söyleyen Ercan Akyol, peçetelere doğaçlama çizim yaparak başladığı yolculuğunu şu sözlerle anlattı:
“Karikatürün güncel yoğunluğundan dışarıya çıkabilmek için daha savruk, içten ve doğaçlama bir anlatım diliyle karşıma çıkan kâğıtlara çizmeye başladım. Kâğıt ile aşinalığım bu sergiye önayak oldu. Kese kâğıdının kırışıklığı, samanlığı; bir düğün davetiyesinin üstünde yazı bile olsa gofresi, lüks dokusu beni çizmeye teşvik ediyor. Peçeteyi de dışarıda bulup çizerdim. Suluboya bile denemişliğim olmuştur. Kâğıdın sıcaklığı başkadır. Fikret Mualla da kartonlara eskizi olmadan guaj boya ile resimler çizer. Ben bu içtenliği sevdim. Peçeteye çizdiğim bir resmi beğenip de ‘Ben bunun büyüğünü de yapayım’ demedim. Çalışmalarıma ressam bazında bir plastik sanatçı olarak yaklaşmadım. Bu tatlar üzerinden gittim.”
KARİKATÜRÜN GÜNCEL YOĞUNLUĞUNDAN EŞİNİN ALDIĞI ÇİÇEKLİ PEÇETELERLE KAÇTI
Eşinin aldığı çiçekli peçeteler üzerinde çizimler yaparak karikatürün güncel yoğunluğundan kaçmayı amaçladığını ifade eden Akyol, şöyle devam etti:
Çiçekli peçeteler almıştı eşim; atlar, kuşlar, boğalar çizdim, markerlerle çiçekleri boyadım, abstrakt lekeler çıkmaya başladı. Çiçek ile kadını özdeşleştirdim, nü’ler denedim. Süreç içinde yavaş yavaş geliştirmeye başladım. Herhangi bir çizim yapmak değildi amacım. Kadın üzerine çiçekler yaptım, o çiçekleri dövme gibi kullandım; çiçekleri tonlarla kapattım kadının üstünde varmış gibi yaptım. Grafik eğitiminin verdiği kompozisyon birikimini de yansıttım. Çerçeveye aldım çiçekleri. Sıcak soğuk bir ritimle kapattım. Halı desenleri yaptım. Nü figürlerle kompozisyonları geliştirdim. Estetik, göze hoş gelen kompozisyonlar oluşturdum. Pandemi döneminde ilaç kutularına çizdim. Prospektüslere hastalıkla ilgili çizimler yaptım. Bir iki tanesini sosyal medyada paylaşmıştım.”
“PEÇETEYE DOĞAÇLAMA ÇİZİMİN TADI BAŞKA”
Peçeteye çizim yapmanın deneyim ve beceri gerektirdiğini söyleyen Akyol, “Aslında ben daima Moleskin cep defteri hatta cep suluboyası taşırım. Parkta, bahçede, kafede, meyhanede, metroda özellikle vapurda hoşuma giden ne varsa defterime çiziktiririm, boyarım. Ama daha anlık, çabuk çizimler peçete kâğıdı bulduğum takdirde tercihim olur. Peçeteye doğaçlama çizimin tadı başkadır. Peçete kâğıdına çizmek bana kumsalda yürüyormuş hissi verir. Ne alaka demeyin; vücut ağırlığınızı kumda tek ayağınızın üzerine verip sert basarsanız ayağınız kuma gömülür ya işte çizerken kalemi de peçete kâğıdına fazla bastırdığınızda hoş olmayan geniş leke bırakır, kalemi biraz daha fazla bastırırsanız peçete delinir. Onun için eliniz ve kaleminiz uyumlu, dans eden partnerler gibi peçete üzerinde hareket etmeli. Tabii ki bu biraz deneyim ve beceri ister” diye konuştu.
Guga Contemporary ile çalışma sürecinden de bahseden Ercan Akyol, Galerinin sahibi ve yöneticisi Gülten Yalman öngörülü, sezgileri kuvvetli bir hanımefendi. Galerilerin çoğu ağır, yağlıboya işler görmek isterler. Gülten Yalman’a telefonumdan gösterdim karikatürlerimi ve orada birlikte çalışmaya karar verdik” ifadelerini kullandı.
DHA