Sözü uzatmaya gerek yok:
Kuraklık kapımıza dayandı.
Konu bugünün konusu değil. Yıllar önce "Türkiye çöle dönecek, kuraklık yaşayacak. Yeteri kadar su kaynakları yok" deniliyordu.
Bugün, kuraklığın hali ile susuzluğun sıkıntılarını daha içten çekmeye başladık. Konu ile ilgili gelişmeler göz atalım:
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'nin uzun yıllar Kasım ayı yağış ortalaması 67.8 milimetre (mm) oldu. Bu yıl Kasım ayında yağışlar yüzde 54.4 azaldı ve ortalaması 30.9 mm olarak kayıtlara geçti.
2019 yılı Kasım ayı, 1981 yılı sonrasında en kurak 4. Kasım ayı oldu. 1981 sonrasında 1996, 2000 ve 2010 yılının ardından en kurak Kasım ayı 2019'da gerçekleşti.
Bu yıl Türkiye geneli Kasım ayı yağış verilerine göre, 2010 yılından sonraki en kurak Kasım ayı yaşandı. Türkiye'de 1981 yılından sonra en düşük Kasım yağışı ortalaması yüzde 81 ile 2010 yılında kaydedilmişti. Bu ölçümlere göre yağışlar son 9 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti.
Bu yıl yağışlar sadece güney Ege kıyı kesiminde mevsim normalleri civarı ve biraz üzerinde, diğer tüm bölgelerde mevsim normalleri altında meydana geldi. Yağışlardaki azalma Kastamonu'nun kuzeyi, Malatya, Adıyaman, Gaziantep ve Şanlıurfa çevrelerinde yer yer yüzde 80'in üzerinde gerçekleşirken, geçen yıl yağışlarına göre sadece İç Anadolu Bölgesi'nde arttı.
Yağışlar Kasım ayı normaline göre tüm bölgelerde azalma gösterdi. Yağışların en fazla azaldığı bölge ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu. Normal yağış ortalaması yüzde 63.1 mm olan bölgede bu yıl Kasımda 17.4 mm yağış oldu ve yağışlar yüzde 72 azaldı.
Doğu Anadolu Bölgesi yağışların en fazla azaldığı ikinci bölge olarak kayıtlara geçti. Yağış ortalaması yüzde 60 mm olan bölge bu yıl 20.3 mm yağış aldı ve yağış yüzde 66.2 azaldı. Yağışların ciddi oranda azalması tarımsal üretimin yanı sıra içme suyu tedariki ile barajlardan elde edilecek elektrik enerjisi miktarını olumsuz etkiliyor.
Marmara'da 59.4, Karadeniz'de yüzde 56.9, Akdeniz'de yüzde 46.2, İç Anadolu'da yüzde 45.8 ve Ege'deki yağışlarda yüzde 40.4 azalma kaydedildi. Bu arada yurdun batı kesimleri Aralık ayında da ciddi yağış sıkıntısı yaşıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, küresel iklim değişikliğinin etkilerinin Türkiye'de görüldüğünü söyledi. Bu sene Türkiye'nin Kasım ayında yüksek basınç alanında olduğunu belirten Toros, konu hakkında kısaca şunları söylüyor:
"Yüksek basınç alanları genelde yağışsız havaları işaret eder. Yağışlar genelde alçak basınç merkezlerinde alçak alanlarda meydana gelir. Bundan dolayı da yağış oluşamıyor. Türkiye üzerinde genel olarak yüksek basınç hakim olması sonucu Kasım ayında yağış meydana gelmemiştir."
Marmara Bölgesi'nde en fazla yağış alan il 50.2 mm ile İstanbul, en az yağış alan il ise 27.4 mm ile Tekirdağ, Ege Bölgesi'nde en fazla yağış alan il 126.8 mm ile Muğla, en az yağış alan il ise 17.4 mm ile Afyonkarahisar oldu. Karadeniz Bölgesi'nde en fazla yağış alan il 93.8 mm ile Rize, en az yağış alan il ise 16.6 mm ile Kastamonu olarak kayıtlara geçti. Doğu Anadolu Bölgesi'nde en fazla yağış alan il 41.9 mm ile Bitlis, en az yağış alan il ise 7.4 mm ile Malatya aldı. Malatya yağış açısından geçen ay en dip noktada yer aldı.
Özetleyelim:
Bilinçsiz su kullanıyoruz. Elimizde var olan suyun da kıymetini bilmiyoruz.
Bilim adamları gelecekte suyun çok önemli bir yer tutacağını, su savaşlarının olabileceğini söylüyor. Dikkat edilecek olursa İsrail yıllardır çölün ortasını ve şehirlerin altlarını su depoları ile donatıyor.
Suyu bilinçli ve idareli kullanmak gerektiği yönünde açıklamalar var. Mutlak şekilde bu bilinci bireylere anlatmak ve aktarmak gerekiyor. Bunun eğitimini de sağlamalıyız.
Bir ayrıntı:
Türkiye, su zengini bir ülke değil. Su kaynaklarımız hem kuruyor, hem azalıyor. Nehirler ve göllerimiz kuraklığın pençesinde. Yine aynı şekilde göllerimizi, denizlerimizi ve nehirlerimizi de bilinçsiz biçimde kirletmeye devam ediyoruz.
Suyu son derece önemsediğimiz için bu konuda önümüzdeki günlerde de yazmaya devam edeceğiz.