Mazhar Osmanlık olmak ya da olmamak

Bir zaman Bakırköy akıl hastanesini hatırlatırken, akıl hastanesi de Mazhar Osman ile anılırdı. Bu anış kapsamında mizah edebiyatımız onlarca fıkraya vücut verir veya verdiği sanılırdı. Niçin Mazhar Osman’ın adı bu hastaneden silindi. Oysa, Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Usman, Türkiye'de modern psikiyatrinin ve Bakırköy Akıl Hastanesi'nin kurucusuydu.

Abone Ol

Günümüzün gençleri bilirler mi bilmem, bizler "Mazhar Osman" bir kavram olarak bilirdik.

Acayip, mantık dışı işler yapanlara, saçma sapan, söz edenlere:

" Mazhar Osmanlık mısın?” diye sorardık. 

Şu bir tehdit cümlesiydi:

"Şimdi seni Mazhar Osman'a yollarım!"

Kısa bir biyografi bilgisinden sonra içinde kıssadan hisse bulabileceğiniz Mazhar Osmanlı anekdotlardan alıntılar yapacağım:

Mazhar Osman, 1884 yılında Dedeağaç’ın  Sofulu köyünde doğdu. İlk ve ortaokulu Kırklareli’nde, liseyi Üsküdar’da okudu. Mülkiye'ye ye gidip mezun olduktan sonra siyasete atılmak istedi. Ailesinin isteğiyle 1904’te Tıbbiyeye girdi. Askeri Tıbbiye’yi yüzbaşı rütbesiyle bitirdi. Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde göreve başladı. 1908 yılında Berlin ve Münih’e giderek nöroloji ve psikoloji dallarında uzmanlık eğitimi aldı. Birinci Dünya Savaşı sürerken Haydarpaşa Askeri Hastanesi asabiye uzmanlığına atandı 1920 yılında Toptaşı Bimarhanesi başhekimi oldu. 

Mazhar Osman, başta Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam olmak üzere, dönemin hükümetinin büyük yardımlarıyla Bakırköy’de Reşadiye Süvari Kışlası’nı hastane haline getirerek, 1927 yılında Toptaşı Bimarhanesi’ni buraya taşıdı. 1933 üniversite reformu sırasında İstanbul Tıp Fakültesi’ne Ordinaryüs Profesör olarak atandı.   

Ord. Prof.Dr. Mazhar  Osman kurucusu olduğu İçki ile Mücadele Cemiyetinin 25 yıl Türk Tıp Cemiyetinin 7 yıl, yine kurucularından olduğu Akıl ve Sinir Hastalıkları Cemiyetinin 25 yıl başkanlığını yaptı.

Mazhar Osman’ın bilime inancı tamdı; akıl hastalığının gizemli bir şey değil, beyindeki kimi hücrelerin bozulmasına ilişkin olduğunu savundu.

Mazhar Osman, 31 Ağustos 1951’de öldü. Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Mazhar Osman'a sormuşlar:

"Delilerden korkar mısın?" Şu cevabı vermiş:

"Ben delilerden değil, akıllı geçinenlerden korkarım, hele psikopatlardan çok çekinirim. Onlar vefasızdır, onların dostluklarına hiç güvenilmez. Kendilerini dev aynasında görüp, başkalarını küçümserler, bu sayede büyüyeceklerini sanırlar. Tek amaçları kısa zamanda şöhretin yolunu bulabilmektir. Bunu başarabilmek için, şeytani zekalarıyla, her şeye başvurabilirler."

Ne derece doğru bilmem ama, Harika bir anekdot şöyle:

Birisi ona "Sen delisin!" demiş... Mazhar Osman gülmüş:

"Senin, bana, deli demen, önemli değil, ama, ben sana bir kere deli dersem buradan bir daha çıkamazsın!"

Mazhar Osman oğlu Azmi Cülmut Uzman'a şöyle öğüt vermiş:

"Oğlum, belki seni bir daha göremeyeceğim. Hayatta çok çalıştım, muvaffak oldum, mevki ve şöhrete nail oldum. Şu anda bunların aciz kıymetler olduğunu öğreniyorum. Hayatta ne olursan ol, parayı hakir gör, şöhretten iğren. Fakat dik yürü, her zaman dik yürü ve iyi bir insan ol!"

 Mazhar Osman’ı Neyzen Tevfik’siz anmak olmaz. Her seferinde Neyzen’i taburcu ederken kendisine içki içmeyi yasaklarmış.

Neyzen de taburcu olur olmaz soluğu meyhanede alırmış.

Yine yeni taburcu olduğu günlerden birinde Neyzen’i elinde rakı şişesiyle görünce Mazhar Hoca’nın tepesi atmış:

‘Ne bu halin? Çabuk dök onu yere!’

Neyzen Mazhar Hoca’dan çekiniyor ama kafa iyi olduğu için bu kez aldırmamış:

‘Dökemem çünkü şişenin yarısı Çallı İbrahim’in.’

Mazhar Hoca öfkelenmiş, sesini yükseltmiş:

“O zaman senin olan yarısını dök.”

Neyzen yine diretmiş:

‘Dökemem Hoca.’

‘Neden?’

Neyzen gayet sakin şöyle yanıtlamış:

‘Benim payım altta da ondan.’

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, bir dönem “Mazhar Osman Hastanesi” adıyla da anılmıştı. Dileriz yine öyle bilinir.