Meczup

Eskiden birileri Atatürk heykeline saldırdığında olayı yumuşatmak için saldırgan “meczup” olarak nitelendirilir ve üzerinde çok durulmazdı. Bu türden birçok olayı canlı izledik televizyon ekranlarından. Genelde halk hiç müdahale etmedi. Güvenlik güçleri alıp gitti “meczup” denen saldırganları ve ne ceza aldığını, sonrasında neler olduğunu öğrenemedik.

Abone Ol

Son günlerde bu türde saldırılar gene oluyor ama artık halkın tepkisi çok farklı bir hale gelmiş. Artık halk bu akılsız, cahil, mankurtlaşmış kişiliklere direk müdahale ediyor.

Müdahale derken engel olmaya çalışmak değil de direk saldırıyor ve dövüyorlar bu mankurtları.

Birkaç olayı seyredip hep aynı türde karşı tepkileri gördükten sonra sorular sordum kendime. Ve bazı cevaplar buldum. Tabi ki duyumsadığım ne varsa onları aktarıyorum ve asla bu çıkarımlar yüzde yüz doğrudur demiyorum; benim görüşlerimdir diyorum.

Neden insanların tepkisi bu yönde değişti diye soracak olursak;

1.     Özellikle körüklenen kutuplaşma siyaseti nedeniyle meczup ya da mankurtlar bu saldırıları kendilerine hak görüyorlar ve karşı taraf da (bakın karşı kutup nasıl yerleşmiş algımıza) yine bu kutuplaşmadan dolayı karşı koymak zorunda hissediyor kendini.

2.     Ülkemize sığınan mültecilerin yaşattığı şaşkınlık, kültürel olarak binlerce yıl geride olmaları halkın bunları görmesi ve kendisine verilen değerlere, haklara dört elle sarılması yani bir anlamda gerçeği görmesi ve sahip olduklarını koruma refleksinin ortaya çıkması.

3.     Ülkemiz çevresinde gerçekleşen savaşlarda kendilerini dindar olarak adlandıran güruhların yaptıkları; köle ve cariye kavramlarının hortlatılması Türk insanının içinde bir tepki ateşi yaktı.

Beyinleri yıkanmış büyük bir kitle var karşımızda. Bilimle, ilerlemeyle, çağdaşlıkla savaşıyorlar. Yağmalanan tarihimiz üzerinde yıkılmadan ne kadar ayakta kalırız bilmiyorum?

Yapılanlar mazlum Türk halkının öfkesini burnunun ucuna kadar çıkardı. Bir kıvılcım yetecek büyük patlamalar için. Ekonomik olarak bunalmış insanlar mültecilerin yarattığı taciz ve kirlenmeden dolayı patladı patlayacak.

Sanırım birileri Türk insanının asla kendi arasında iç savaş çıkarmayacağını anladı ve mülteci adı altında iki yüzyıl geriden gelen birilerini ülkemize soktu. Tam olarak sayılarını bilmiyoruz. Milyonlar içinden kaç mülteci gerilla veya askeri eğitim almış bilmiyoruz. Gittiğimiz yönü görmeden büyük bir karanlığın içinde yol alıyoruz.

Elinde baltayla Atatürk büstlerine saldıran sözde meczuplara halkın karşı koyması içimizdeki umudu tazeliyor.

İstanbul Barosu seçimlerinde divan başkanının İstiklal Marşımızı okutmaması da aynı kaos planının bir parçası. Amaçları bir şekilde savaşın içine çekmek bizleri.

Farkında mısınız üst üste yaşadıklarımızın, karşımıza çıkarılanların hiçbiri tesadüf değil. Kirli ve karanlık zihinlerde yaratılmış bir planın parçaları. Sırayla önümüze getiriliyorlar Hassas noktalarımıza dokunmaya devam ederek.

Deneyecekler. Durmadan deneyecekler. Birileri İstiklal Marşımızı okumayacak, birileri en kutsalımıza saldıracak, birileri televizyon ekranlarından, gazetelerden çemkirecek.

Deneyecekler. Hiç durmadan deneyecekler.

Asla başaramayacaklar.