Mehmet Aslantuğ sosyal medyadan gelen Akbelen’le ilgili eleştirilere yanıt verdi. İşçi Partisi’den Muğla Milletvekili Adayı olan ancak seçilemeyen ünlü aktör, konuyla ilgili yine uzun bir mektup yazdı.
“AKBELEN !… Birkaç gündür, “Nerdesin, senin için Muğla’da oy istedik, oy verdik” diyen çevre dostlarına/dostlarımıza: Son yılların en sert erozyonlarından birini vicdan ve muhakeme üzerinden yaşıyoruz. O yüzden de; ekonomik, sosyolojik ve çevresel sorunlarımız sel oldu, hepimizi sürüklüyor! “Akbelen” için, o kahredici açık madende çekip yayımladığım videoda, söylenebilecek en net/en keskin tarifim/çağrım, birçok basın yayın organında yayınlandı/tekrarlandı.
Bu ve benzeri hiçbir sorumluluğu; makam, mevki, oy için yapmadım/yapmam. Bunca yıldır az çok ne ifade ediyorsa, alın teriyle inşa ettiğim mesleki ifademin gereği olarak yaparım. “Kuzey Ormanları Nerede” diye “Sosyal Sorumluluk” gereği 12 yıl önce çektiğimiz, metnini yazarak, sunuculuğunu yaparak katkı vermeye çalıştığım belgeselin epeyce yankısını alırken kimsenin oyunu istememiştik!
KARADENİZ ve HES talanında, Can’ın üstlendiği, benim de kurgu ve metin desteğiyle asistanlığını severek yaptığım “Bir Yol Hikayesi” adlı belgeselin üzerinden yedi yıl geçti. O zaman da sandık sınavımız yoktu.
Elbette yine/yeniden gelip, her yurttaş gibi bana düşen görev neyse; güzel Muğla için de, yurdumuzun birçok hassas bölgesi için de; gücüm yettikçe, elimden geldiğince yerine getirmeye çalışırım. Ben de zor zamanlardan geçtim / geçmekteyim! Asılsız dedikodular, kasıtlı ithamlar… Bunların yarattığı psikolojik etmenler var ve elbette dert ediniyorum.
Ayrıca atölye taşınmaları, malzeme bakımları gibi ağır işlerde, biraz da tasarruf edebilmek için bedeni hırpalamışım. Zaman zaman bel / boyun bölgesinin sert tutulmalarıyla, tedavisiyle boğuşuyorum. Ne olur; niyetini, cesaretini, hassasiyetini kolaylıkla görebileceğimiz insanlara karşı değerlendirme yetimizi kaybetmeyelim. Ben bu görevlere siyasi gözlükle bakmıyorum. Muğla’ya da, Ülkeme de bir sanatçı duyarlılığı üzerinden borçluyum zaten. Sevgi, saygıyla…”