Eğitimin içinde olanlar veya orta öğretimde çocuğu okuyanlar bilir; 2016 yılında proje okul diye bir uygulama başlatıldı.
Kabataş, Galatasaray, İstanbul Erkek, Vefa, Çapa Fen, Pertevniyal gibi Türkiye’nin en iyi liseleri proje okulu kapsamına alındı.
Önce birkaç liseyle başlayan proje okulu uygulaması giderek yaygınlaştı. Şimdi ise sınavla öğrenci alan tüm liseler proje okulu kapsamında...
Daha açık ifade ile iyi sayılabilecek lise düzeyindeki tüm eğitim kurumları artık proje okulu…
Proje okulu diye adlandırıldı ama okulun fiziki şartları, müfredat veya ders programında hiçbir değişiklik yapılmadı.
Tek değişen şey, okula yönetici ve öğretmen atama şekliydi.
Eskiden iyi liselere, hatta daha öncesinde Anadolu liselerine öğretmen atanabilmek için bile sınava girmek ve kazanmak şarttı.
Yönetici olabilmek için de aynı okullarda görev yapabilecek şartları taşımak ve ayrıca yine sınavı kazanmak gerekiyordu.
Belli kıdemi olmayan ve sınavı kazanamayanlar iyi liseleri geçtim, Anadolu liselerinde bile görev yapamıyordu.
Önce bütün liseler Anadolu lisesi yapıldı, haliyle sınavla atanma şartı da kaldırıldı.
Proje okulu uygulaması ile sınavla öğretmen atama sisteminden vazgeçildi.
Proje okulu kapsamına alınan okullardaki yönetici ve öğretmenler, yönetici atama yönetmeliğine uyulmadan, neredeyse hiçbir şart aranmadan bakan onayıyla atanmaya başlandı.
Proje okullarında görev yapmakta olan, yönetici ve öğretmenler de haliyle başka okullara gönderildi.
Başka bir deyişle Türkiye’nin en iyi liselerindeki tüm yönetici ve öğretmenler dağıtıldı. Yerlerine de tabiri caizse adamını bulan atandı.
En son 8 Şubat 2023 tarihli Resmi Gazetede proje okullarına yönetici ve öğretmen atama yönetmeliği yayımlandı.
Adaylık süresi dahil, 4 yıllık öğretmen proje okuluna atanabiliyor.
Müdür atanmak için de neredeyse hiçbir şart aranmıyor. Herhangi bir okulda müdür iseniz veya üç yıllık müdür yardımcılığı tecrübeniz varsa proje okuluna müdür olabiliyorsunuz.
Aranan tek şart, birilerinin adamı olmak!
Liyakat, kariyer hak getire…
Proje okulu yapıldı, sonuç ne oldu derseniz…
Türkiye’nin en iyi liseleri sıradan okul haline geldi, getirildi…
Türkiye’nin en iyi liselerinde okuyan öğrenciler, öğretmenin bir sene boyunca hiç ders anlatmadığı ve sınıfta sadece telefona baktığından, kendilerinin de derste telefonla oyalandıklarından dert yandı.
Eğitim kalite en iyi okullarda bile dibe düştü. Çocuklarının okuldan bir şey alamadığını gören aileler, 9. ve 10. sınıflardan itibaren dershanelere yöneldi.
Çocuklar, okula gider gibi 4 yıl da dershaneye gidiyor.
Dershane fiyatları da uçmuş… İstanbul’da ortalama bir dershanenin fiyatı en az 60 bin liradan başlıyor. Çoğu özel okul fiyatını bile geçti.
Proje okulları, eğitimde dibe vurmak için getirilen bir proje olsa gerek!
*****
Tilkinin kuyruk acısı
Hikâye bu ya…
Tilkinin kuyruğu kayaya sıkışmış; kurtulmak için kuyruğunu kesmek zorunda kalmış.
Kuyruğu kesilmiş acı içinde dolaşırken bir başka tilki onu gördüğünde, “Kuyruğunu neden kestin?” diye sormuş.
Kuyruğu kesik olan, “Böyle kendimi çok mutlu hissediyorum. Şimdi o kadar mutluyum ki; adeta sevincimden havalara uçuyorum” demiş.
Bunun üzerine, diğer tilki de kuyruğunu kesmiş.
Fakat mutluluk yerine, şiddetli bir acı çekmiş.
Hemen kuyruğu kesince mutlu olduğunu söyleyen tilkiye gidip, “Neden bana yalan söyledin? Çok canım acıdı” diye sitem etmiş.
Tilki, “Eğer acı çektiğini diğer tilkilere söylersen, onlar asla kuyruğunu kesmez ve bizimle dalga geçerler” cevabını vermiş.
Bu iki tilki, diğer tilkilere, güya yaşadıkları mutluluğu anlatmışlar.
Böylece onlara inanan tilkilerin çoğu kuyruklarını kesmişler.
Çoğunluk kuyruğu kesik olanlara geçince bu seferde kuyruğu olan tilkilerle dalga geçip, eziyet etmeye başlamışlar.
Toplum bozulur, anormal şeyler, normal kabul edilirse, dünya tersine döner!
*****
TEBESSÜM
Kürsü
Temel, bir Ramazan günü, namaz vaktinden önce, vaaz dinlemek üzere camiye gitmiş. Kürsünün yakınına bir yere oturup, cemaatle birlikte vaaz edecek hocayı beklemeye başlamış.
Bir süre sonra hoca gelmiş ve çıkmış kürsüye. Uzunca bir süre düşünüp etrafına sıkıntılı gözlerle baktıktan sonra şöyle demiş hoca:
- Ey cemaat! Benim vaaz etmekten aciz bir adam olmadığımı biliyorsunuz. Fakat bugün aklıma bir şey gelmiyor, konuşacak bir şey bulamıyorum.
Kürsünün hemen yakınında oturan Temel, ayağa kalkmış ve cevabı yetiştirmiş:
- Ey hoca, kürsüden inmek de mi aklına gelmiyor!
*****
GÜNÜN SÖZÜ
Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir. Ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz.
Farabi