Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu hafta sonu yapacağı kuruluş yıldönümü törenlerinin ardından haftaya açıklayacağı “tutum belgesi” ile resmen olmasa da adaylığını ilan etmesi beklenen Grup Başkanı Özgür Özel, Halk TV yayınında özetle şunları söyledi:

CHP’nin iyi yönetilmeye ihtiyacı var. Amacım CHP’yi Türkiye’nin en iyi yönetilen kurumu yapmak. (Aday mısınız?) Ben buradan adayım dersem kamuoyuna, partiye ve Genel Başkan’a karşı bu açıklamayı yapmak doğru olmaz. Bunu eşzamanlılıkla, belki bir basın toplantısı ile kadrolarımızla birlikte önce tutum belgemizde açıklamayı yapacağız. Yani adaylık ilanımı Genel Başkan televizyondan duymayacak. Ondan sonra da kurultayla ilgili gerekli süreci başlatacağız. Kem küm ediyor değilim ama bir süreç var, onu tamamlayacağız. Bugün Genel Başkan’a rakip çıkan, yarışan, siyasetin devam edebildiği tek parti CHP’dir.

28’inde hiç niyetim yoktu. Haziranın ortasına geldiğimizde partinin hiçbir şey yokmuş gibi davranmasının seçmene büyük bir haksızlık olduğunu gördüm. Partimizin özeleştiri yapmamasını büyük bir haksızlık olarak gördüm. Partimizin bir yenilenme, değişim meselesine geçmemesinin seçmeni kaybettiğini gördüm. Partide de ülkede de işlerin iyi gitmediğini gördüm. Orada sorumluluk üstlenebilirim dedim. Yaşadığımız süreç beni adaylığa o günden daha fazla yaklaştırdı. Bu işin sonunda bir adaylık olursa da o özgüvenim, inancım, kararlılığım var.

Üzerimizde yüzde 25’lik bir cam tavan var. O tavana inanırsak zıplamaktan vazgeçiyoruz. Sağa doğru, sola doğru savrulmalar başlıyor. İşte onun sonuçlarında eleştirilen durumlar ortaya çıkıyor. Kendi kadromuza güvenip, yüzde 25 cam tavanı tuzla buz etmemiz gerekiyor.

(Genel Başkan olursanız Erdoğan’ı yenebilir misiniz?) Yeneriz. Erdoğan ve AK Parti’yi böyle putlaştırmaktan, gereğinden fazla önemsemekten başka bir yere geçmek lazım. AK Parti’nin siyasetinin ve onun sizi ayırdığı kısma razı olmayarak yeneriz.”

'BU HAİNLİK DEĞİLDİR'

Özgür Özel, “Yenmek, yenilmek değil. Biz kurultayda Kemal Bey ile yarışabiliriz. Bu hainlik değildir” diyerek şöyle devam etti:

“Bazıları diyor ki ‘Kemal Bey’e ihanet mi ediyorsun?’ Kemal Bey’in başarısı için bir şeyleri eksik yapmak ihanettir, ben yapmadım. Kemal Bey’in başarısı için, en yakını kimse en yakını kadar inandım. Kemal Bey, ‘Bu kürsüde son kez sesleniyorum, bir yolculuğa çıkıyorum’ dedi. Babam gibi hissettiğim bir insan, tutamadım kendimi ağladım. ‘Ağlıyordun, aday olamazsın’ diyorlar. Ben üç kez ağladım siyasette. İmamoğlu, İstanbul’u kazandı. 19 gün sandık üstünde yattık. Haber geldi, mazbatayı veriyorlar, oradan İBB’ye. Balkona çıktım, bir gürültü başladı. İzmir Marşı çalıyor, İmamoğlu arabadan indi. O anı gördüm ve hüngür hüngür ağladım. Kemal Bey adaylığını açıkladı, tutamadım kendimi ağladım. Bir de Soma davası bitti, büyük haksızlık yaptılar, kapının önünde ağladım.“