SAĞLIKLI bir kalp için yaşam tarzına ve beslenme koşullarına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Karaca, “Kalp krizi kaynaklı ölüm oranı son yıllarda arttı. Artan hareketsizlik, sağlıksız yaşam koşulları, paketli, ambalajlı, fast- food gıda tüketimindeki artış, hızlı tüketim zincir ürünleri sağlığı da tüketti. Günlük yaşamdaki stres faktörleri, doğadan uzaklaşıp plaza hayatlarına dönüş, gün ışığından uzaklaşma, artan hava kirliliği, tütün ürünleri, elektronik sigara, alkol kullanımı gibi faktörler toplumun kalp sağlığını her geçen gün daha kötüleştiriyor” dedi.

‘HER 2 ÖLÜMDEN BİRİNİN NEDENİ KALP VE DAMAR HASTALIKLARI’

Yaşamın güç merkezi, en hayati organımız olan kalbimizi korumanın öncelikli görevlerimizden olması gerektiğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Karaca, “Türkiye’de her iki ölümden biri kalp ve damar hastalıkları kaynaklıdır. Kalp damar hastalıkları nedeniyle meydana gelen erken ölümler ise önlenebilir niteliktedir” diye konuştu.

‘HAFTADA EN AZ 3 GÜN YAĞLI BALIK TÜKETİN’

Sağlıklı bir kalp için beslenmenin önemine dikkat çeken Dr. Öğr. Karaca, “Kalp damar sağlığınızı korumak, kolesterol düzeylerinizi azaltmak ve tansiyonunuzu dengelemek için beslenmenize erken hasat soğuk sıkım zeytinyağını, Omega 3’ten zengin hayvansal ve bitkisel besinleri (deniz ürünleri, kabak çekirdeği, keten tohumu, chia tohumu, semizotu, ceviz gibi), lifli besinleri ekleyebilirsiniz. Potasyum kaynakları (muz, kivi, ananas, yaban mersini, avokado, maydanoz, ıspanak, brokoli gibi), ata tohumları (karabuğday, siyah pirinç, kinoa gibi), magnezyumdan zengin koyu yeşil yapraklı sebzeler, ömrü uzatan çiğ kuruyemişler, kalp dostu baharatları da tercih edebiliriz. Haftada en az 3 gün yağlı balık tüketin. Somon, hamsi, uskumru, sardalya gibi Omega 3 zengini balıkları tüketmek beyninize ve kalbinize ziyafet demektir. Fakat pişirme yöntemine dikkat etmelisiniz. Haşlama, fırında, ızgara veya buğulama yöntemlerini kullanın” dedi.

‘TUZ TÜKETİMİ DENGELİ OLMALI’

Sodyumun kısıtlanmasını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Karaca, “Kan basıncını düşürmek ve kalp hastalığı riskini azaltmak için Amerikan Kardiyoloji Derneği günde 2 bin 300 miligramdan (1 tatlı kaşığı) fazla sodyum tüketilmemesini önerir. Sadece 1 gram tuz 400 mg sodyum içerir. Konserve gıdalar, kuru meyveler, salça, ketçap, hardal, soya sosu, hazır salata sosları, bulyonlar, salamura zeytin, hazır peynirler, ambalajlı ekmekler, tütsülenmiş yiyecekler ve soda gizli sodyum kaynaklarıdır. Hipertansiyon, kalp hastalıkları ve diğer kronik hastalıklardan korunmak istiyorsanız, günde 5 gramdan daha fazla tuz tüketmemelisiniz.” ifadelerini kullandı.

‘EGZERSİZ YAPMAK KALP SAĞLIĞINA FAYDALI’

Hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Karaca, “Haftada toplam en az 150 dakika aerobik egzersiz (yürüme, koşma, bisiklete binme, yüzme gibi) yüksek kolesterol ve tansiyonu düşürür, damarları korur, diyabet ve kalp hastalığı riskini azaltır. Ayrıca, haftada 3 gün 30’ar dakika ağırlık ve direnç antrenmanı yapmak ise felç riskini azaltır, insülin direnci ile savaşır ve kalp damar sağlığını iyileştirir. Kalp damar sağlığını korumak için 30 yaşından sonra her birey cinsiyet fark etmeksizin bu egzersizleri hayatına eklemelidir. Aksi takdirde yılda 1 kg kas kaybı başlar ve geri döndüremeyebilirsiniz” dedi.

‘ÖĞLEN 14’DEN SONRA KAHVE İÇMEYİN, GÜNDE EN AZ 7-8 SAAT UYUYUN’

Vücut ağırlığa ve uyku düzenine de dikkat edilmesi gerekildiği belirten Dr. Öğr. Üyesi Karaca, şunları söyledi:

“İdeal vücut ağırlığında olun. Özellikle karın çevresindeki yağlanma ve aşırı kilo, kan basıncını ve kolesterol seviyelerini yükselterek kalp hastalığı riskini artırır. Günde en az 7-8 saat uyuyun ve belirli bir rutin oluşturun. Her gün aynı saatte yatıp uyanmaya özen gösterin. Kaliteli bir uyku için yatmadan 30-60 dakika önce mavi ışıktan (telefon, bilgisayar, tablet, televizyon gibi) uzaklaşın, gündüz saat 14.00’dan sonra kafeinli içecek tüketmeyin, yatmadan 15 dakika önce yatak odanızı havalandırın ve oda sıcaklığınızın 16-18 derece olmasına özen gösterin.”

‘KRONİK STRES KALP HASTALIĞI RİSKİNİ ARTIRIYOR’

Kronik stresin, yüksek tansiyona ve diğer kalp hastalığı risklerini artırdığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Karaca, “Derin nefes egzersizleri, yoga, meditasyon veya keyif aldığınız hobiler gibi stres yönetimi tekniklerini uygulayın. Sosyal çevrenizi genişletin, size iyi gelen insanlarla daha çok zaman geçirin ve kahkaha atın. Araştırmalar, sosyalleşmenin yaşam ömrünü yüzde 50 uzatabileceğini bildiriyor” dedi.

‘ALKOL TÜKETİMİ KARDİYAK ARİTMİYE NEDEN OLABİLİR’

Sigara ve alkolün de kalp hastalıklarına neden olabileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Karaca, “Sigarayı bırakmak tansiyonu 2-8 birim, alkolü bırakmak ise tansiyonu 4 birim düşürür. Sigara, atardamarların iç yüzeyine zarar verir, kanınızdaki oksijen seviyelerini azaltır ve kan pıhtılaşması riskinizi artırır. Sigarayı, yıllarca kullandıktan sonra bırakmak bile kalp sağlığınızı büyük ölçüde iyileştirir. Sigara içen insanların hiç sigara içmeyenlere kıyasla erken ölüm riski 3 kat daha fazladır! Alkol ise kalbin bir diğer düşmanıdır. Dünya genelinde 3 milyon fazla insanın ölümüne neden olmuştur. Alkol tüketimi, felç riskini artırır, kalp kasında hasara ve kardiyak aritmiye neden olur” diye konuştu.

'SU TÜKETİMİ OLDUKÇA ÖNEMLİ’

Su tüketimimin ihmal edilmemesinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Karaca, “Su dolaşımı destekler, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur ve kalbinizin vücuda kan pompalamak için çok fazla çalışmak zorunda kalmamasını sağlar. Amerikan Kardiyoloji Derneği sağlıklı bir kalp, iyi bir metabolik sağlık için kadınların günde yaklaşık 11.5 bardak (2.7 litre), erkeklerin ise 15.5 bardak (3.7 litre) sıvı tüketmesi gerektiğini öneriyor" ifadelerini kullandı.

‘GÖĞÜSTE ANİ BAŞLAYAN, KOLLARA, BOYNA VE ÇENEYE YAYILAN AĞRIYA DİKKAT’

Kalp krizlerinde semptomların genellikle önemsenmediğini veya geçmesinin beklendiğini söyleyen Dr. Öğr. Karaca, “Kalp krizinin semptomlarını tanımak geleceğimizi veya bir başkasının geleceğini riske atmamak için çok önemlidir. Kalp krizinde ağrı genellikle göğüste, göğüs kemiğinin arkasında ortalanır ve kollara, boyuna, çeneye, omuzlara ve sırta yayılabilir. Bu nedenle ani başlayan ve hızla yükselen; sol kol ağrısı veya uyuşma, sırt ağrısı, göğüs-çene ağrısı, karın ağrısı, göğüste baskı veya yanma varsa bu semptomları ihmal etmeyin ve derhal 112’den destek isteyin. Zamanla yarıştığınızı unutmayın” dedi.

DHA

Editör: Haber Merkezi