“Dünyanın birçok kesiminde pek çok çatışmanın yaşandığı günümüzde, dijital çağın da etkisiyle bundan sadece o bölgede yaşayan insanların etkilendiğini düşünemeyiz” diyen Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve APAM -Psikolojik Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, zamanla bu etkinin yayıldığını ve savaşla hiçbir ilgisi olmayan bölgelere kadar uzanabildiğini kaydetti. Özen, global bir halk ve ruh sağlığı problemi olarak karşımıza çıkan savaştan en çok da çocukların etkilendiğini söyledi.
Savaşın çocuklar üzerindeki etkilerini değerlendiren Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, “Maalesef bunlar yaşanmaya devam edecek. Amacımız savaşın bireylerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri gerek savaş yaşanırken gerekse savaş sonrasında en aza indirmek olmalıdır” görüşlerini dile getirdi. Prof. Dr. Özen, savaşın çocuklar üzerindeki etkilerini şu şekilde sıraladı:

“Fiziksel olarak yaralanabilir ve/veya ölebilir.

Savaşın korku ve stresiyle başa çıkmak zorunda kalabilir ki bu da çocuğu ruhsal açıdan hırpalayabilir.
Uyku düzenleri bozulabilir, uykuları kabuslarla dolu olabilir.
Savaş okulların kapanmasına veya eğitim koşullarının kötüleşmesine neden olabilir. Bu da çocukları iyi bir eğitim almaktan mahrum bırakabilir.
Savaş çocuğun sağlık hizmetlerine ulaşmasını engelleyebilir; beslenme gibi temel ihtiyaçlara erişimi zorlaştırabilir.
Çocuk aile üyelerinde kayıplar yaşayabilir. Bu durum çocuğun duygusal sorunlar yaşamasını beraberinde getirir.”

“Çocuklara karşı uluslararası tüm toplumlar sorumlu”

Prof. Dr. Özen, tüm bu etkilerin çocukların fiziksel ve zihinsel sağlıklarını uzun vadede etkilediğini belirtti. Bu nedenle, etkilerini en aza indirmek ve savaş sonrasında hayat bir nebze olsun normale döndüğünde destek sağlamasının önemine değindi. Savaşın çocuklar üzerinde oluşturabileceği etkileri hafifletmek için uluslararası düzeyde tüm toplumların çocukları koruma, onların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimlerini sağlama sorumluluğu bulunduğuna dikkat çekti. Özen’e göre, çocuklara psikolojik destek sağlama ve kendilerini güvende hissedebilmeleri için çalışmalar yapmak önemli.

7 maddede aileler ne yapmalı

Bir de savaştan kilometrelerce uzakta olup, evlerinde çok fazla savaş haberlerinin dinlenildiği, ailelerinin devamlı savaş konuştuğu ortamlarda yaşayan çocukların da etkilendiğini göz önünde bulundurmak gerektiğini söyleyen Özen, medya aracılığıyla savaşı yaşayan çocukları da bu olumsuz etkilerden korumak için ebeveynlere önemli tavsiyeler bulundu;
“Ebeveynler, çocuklarıyla medya içeriğini konuşarak açıklamalı veya izlemelerini sınırlayarak, çocuklarını denetleyerek, onlara rehberlik etmeli.

Çocuklarının hissettikleri duyguları ifade etmelerine olanak sağlayarak, onlara duygusal destek sağlamalı.
Çocuklarının zihinsel ve duygusal sağlıklarını destekleyebilmek için onlarla olumlu aktiviteler ve oyunlar oynamalılar.
Diğer insanların yaşadığı zorlukları anlamalarına yardımcı olarak, çocuklarının empati duygusu geliştirmelerini desteklemeliler.
Çocuklarının yaşam örüntülerindeki rutinlerini devam ettirerek, onların güvende hissetmelerini sağlayabilmeleri lazım.
Çocuklarının savaş hakkındaki düşüncelerini, korkularını ve sorularını açıkça ifade etmelerini teşvik ederek, onlarla açık iletişim kurmaları gerekir.

Eğer çocukları ciddi endişeler yaşıyorlarsa ve travma sonrası stres belirtileri gösteriyorlarsa, profesyonel yardım almaları önemlidir.
Özen son olarak, “Tüm bu adımlar çocukların dolaylı savaşla temas etmeleri durumunda görülebilecek olası olumsuz etkileri hafifletmeye yardımcı olabilir. Profesyonel yardım, aile desteği ve toplumsal kaynakların etkili bir şekilde kullanılması, bu çocukların gelecekteki yaşamlarını olumlu yönde etkileyebilir. Bu nedenle, savaşın etkilerinin en aza indirilmesi ve savaş sonrası süreçlerde destek sağlanması son derece önemlidir” dedi.

İHA

Editör: Ayşegül Keskin