Dünya Gençler Ralli Şampiyonası (Junior WRC), geçtiğimiz ay sezonunun en önemli ve zorlu yarışı olan Acropolis Rallisi ile tamamlanırken Türkiye'yi temsil eden Ali Türkkan ve co-pilotu Burak Erdener, yarış boyunca yaşadıkları aksiliklere, klasmanda geri sıralara düşmelerine rağmen yarışın beşinciliğine kadar tırmanarak sezonu dünya üçüncüsü olarak bitirdi. Ali Türkkan, gelecek hafta ise İspanya'nın Valensiya kentinde 23-27 Ekim tarihlerinde düzenlenecek 2024 FIA Motorsporları Oyunları'nda Türkiye'yi temsil edecek 15 yarışçının içinde yer alıyor. Ralli2 kategorisinde Ali Türkkan ile Burak Erdener, organizasyonda önemli bir mücadeleye çıkacak. Türkiye’nin 24 yaşında elde ettiği başarıyla en genç ralli şampiyonu ünvanını elinde bulunduran Ali Türkkan, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalarda bulundu.
2024 FIA Motorsporları Oyunları'na hazırlıkların iyi gittiğini aktaran 25 yaşındaki rallici, “Bu pazar günü uçuyoruz. Önce Barselona'ya, ardından pazartesi ve salı olmak üzere iki gün testimiz var. Yeni bir otomobile geçiyoruz çünkü Ralli2 otomobili kullanıyoruz orada. Ardından da yarışacağız. Aslında geçen senelerden aşina olduğumuz bir etkinlik. 2022 yılında ülkemize gümüş madalyayı getirmiştik. Hatta o sene kazanılan tek madalya oydu. Bu sene üç kulvarda aynı anda mücadele ediyoruz. O yüzden üç madalya kazanma şansımız var. Hal böyle olunca hedef tabii ki üç madalya kazanmak. Artık onun rengini de oradaki gidişat belirleyecek” diye konuştu.
‘BÜTÜN BİR CAMİANIN DESTEĞİNİ ARKAMDA HİSSETMEK ÇOK DEĞERLİ’
İyi bir co-pilot olmanın pilotuna iyi uyum sağlayabilmesinden geçtiğini anlatan Red Bull sporcusu Ali Türkkan, “Co-pilotun tabii ki çok iyi olması gerekiyor ama aslında burada co-pilotun iyiliğini ya da kötülüğünü belirleyen temel bir faktör yok. Biz pilotlar için kronometreye bakılır. Bir pilot bir etabı ne kadar kısa sürede tamamlıyorsa o kadar iyidir. Ama co-pilot için böyle elle tutulur bir değerlendirme olmadığından dolayı co-pilotun iyi ya da kötü olduğuna pilot kanaat getirir. Burak Erdener ağabey de bu konuda işini eksiksiz yapan, son derece disiplinli ve benle de artık herhalde üçüncü senemiz bu sene yanlış hatırlamıyorsam. Son derece uyumlu bir ikiliyiz. O sayede işimiz otomobilin içinde gayet yolunda gidiyor. Herhalde 70 gün falan birlikteyiz sadece yarışlardan dolayı. Bir 10-20 gün de dışarıda görüşsek yani ben herhalde başka bir arkadaşımı bile bu kadar sık görmüyorumdur. Yani bir baskı oluşturduğunu söyleyemem ama pozitif anlamda tabii ki beni etkiliyor, motive ediyor. Sonuçta bütün bir camianın desteğini arkamda hissetmek, büyük markaların desteğini arkama almak ve hedefime onlarla yürümek çok değerli. Zaten bu büyük markaların destekleri olmasa hayallerimize giden yol da eksik kalırız, gidemeyiz. Onlar bizi oraya taşıyor. Biz de ondan sonra üzerimize düşeni yapıyoruz. Ama bunun negatif bir baskıya dönüştüğünü söylersem yanlış olur” ifadelerini kullandı.
‘HEDEF GİTTİĞİMİZ HER YARIŞI KAZANMAK VE SONUNDA DA ŞAMPİYON OLMAK’
Yaşanılan şanssızlıklarla iki kez şampiyonluğun kıyısından döndüklerini vurgulayan genç ralli pilotu, şunları kaydetti:
Ben de bu beklenti içerisindeyim. Tabii orada şampiyon olmak dile kolay burada atölyede söylenebilen bir kelime ama beş tane çok uzun yarış. Her biri neredeyse 10 günümüzü alıyor. Yaklaşık 50 gün süren bir mücadele. Burada hem şanslı olmak hem hızlı olmak hem de doğru anda doğru yerde olmak gerekiyor. Bu üçünü bir araya getirmek her zaman bizim elimizde olmuyor. Bazen gerçekten şans faktörü büyük bir rol oynuyor ve o an sonuca doğrudan etki edebiliyor. Bu sene şans faktörü sonuca negatif olarak etki etti. O yüzden bu sene alışma senemizdi. Bunu çok üstelemedik. Aslında şanssızlığı burada atmış olduk. Seneye daha şanslı bir sezon olacağını umut ediyoruz. Aynı zamanda elimiz de çok güçlü. Gittiğimiz yarışlardan çok iyi sonuçlar aldık. İki kere neredeyse kazanıyorduk. Ucundan döndük. Ama artık seneye böyle bir lüksümüz yok. Hedef gittiğimiz her yarışı kazanmak ve sonunda da şampiyon olmak.”
‘BU SENE BİZİM İÇİN BİR ŞEYLER ÖĞRENMEK ADINA ÇOK VERİMLİYDİ’
Otomobil sporlarında performansın ön planda olmadığının altını çizen Ali Türkkan, “O yüzden günlük rutinimde tabii ki spor var ama bir futbolcu, basketbolcu veya voleybolcu kadar sık ve fazla değil. Onun yerine bizde daha çok teknik çalışmalar ön planda. Burada geldiğiniz atölyenin üst kısmında ofisimiz var. Orada her yarıştan sonra görüntüler açılır. Görüntüler üzerinden değerlendirmeler yapılır. Otomobilde bir ayar değişikliğine gidilecek mi? Bir sonraki yarışın karakteri nedir? Önceki yarıştan neler öğrendik? Özellikle de hata yaptığımız, bizim için verimsiz, daha doğrusu verimsiz demeyeyim. Kötü geçen yarışlar, en verimli yarışlar oluyor. Çünkü hata yapmadan bir şeyleri öğrenmek kolay olmuyor. Bu sene dediğim gibi hem çok şanssızlık yaşadık. Hem de ufak tefek hatalar oldu. O yüzden bizim için bir şeyler öğrenmek adına çok verimliydi. Burada çok uzun zamanlar harcadık. Aynı zamanda ben evde de kendi başıma çok çalıştım ve her yarıştan sonra üzerine koyarak bu şekilde ilerledik” şeklinde konuştu.
‘EĞER BU SPORU YAPMASAYDIM 230 BEYGİR YERİNE 1 BEYGİR ÜZERİNDE PERFORMANS GÖSTERİYOR OLURDUM’
Ailesinden gelen bir spor kültürünün olduğunu vurgulayan Türkkan, “Yani bu sporla ilgilenmeseydim bu sefer motosiklet üzerinde olurdum yani iki tekerlek üzerinde. Ama onu da kısıtlıyorsak herhalde binicilik olabilirdi. Çünkü ailemden gelen bir spor kültürü var. Bunun yarısı binicilik, yarısı da otomobil sporları. Ben ikisini de yaptım ama kader beni buraya yönlendirdi. Ama dediğim gibi eğer burası olmasaydı büyük ihtimalle şu an 230 beygir yerine 1 beygir üzerinde performans gösteriyor olurdum” dedi.
‘AKLIMDA OLAN TEK ŞEY İŞİMİ İYİ YAPMAK’
Direksiyon başındayken mesai saatleri içinde çalışan herhangi bir işi yapan bir insanla aynı düşünceler içinde olduğunun belirten Türkiye’nin en genç ralli şampiyonu, “Yani çok duygusal bakamıyorum aslında. Çünkü yılda 14-15 yarış yapıyoruz. 4-5 tane de test oluyor. Aslında sürekli otomobilin içindeyiz. O ilk günkü heves demeyeyim ama heyecan bir süre sonra kayboluyor. Orada aklımda olan tek şey işimi iyi yapmak. Bu otomobil kullanmak da olabilirdi, başka bir şey de. Ama o an ben kendimi otomobil kullanıyor, ralli sporu yapıyor gibi hissetmiyorum. Tamamen önümde bir iş var ve bu işi en iyi şekilde bitirmeliyim. Ardından tabii ki dış görüntülere baktığımda, eve gittiğimde tekrarları izlediğimde evet ben harika bir iş yapıyorum. İyi ki bu işin içindeyim diyorum ama otomobilin içindeyken aynı duyguları pek paylaştığımı söyleyemem” değerlendirmesinde bulundu.
‘CIVIL CIVIL, SOSYAL BİRİ OLDUĞUMU DA SÖYLEYEMEM’
Red Bull sporcusu Ali Türkkan, AXA Sigorta Kadınlar Şampiyonlar Kupası'nda önceki günlerde oynanan Fenerbahçe Medicana - Eczacıbaşı Dynavit mücadelesini tribünden takip ettiğini aktararak, “Önceki gün de Hande Baladın arkadaşımızın maçı vardı. Yanılmıyorsam Şampiyonlar Kupası maçıydı. O davet etti bizi. Biz de arkadaşlarımızla iştirak ettik. Güzel bir maç izledik. Genelde boş vakitlerinde spor yapmaya çalışıyorum veya dediğim gibi teknik çalışmalara ağırlık gösteriyorum. Onun dışında da sosyal hayatım var ama çok geniş ve çok büyük bir sosyal hayat ağım olduğunu söylesem yalan olur. Daha çok bu yaşımda hedefime ilerlerken o kısımları birazcık azaltıp daha çok işime yoğunlaşmaya çalışıyorum. Ama genel olarak da zaten çok cıvıl cıvıl, sosyal biri olduğumu da söyleyemem” diye konuştu.
‘BİR RALLİ PİLOTU, BİR FUTBOLCUYA BİR BASKETBOLCUYA GÖRE ÇOK DAHA AZ SAKATLANIYOR’
Dışarıdan çok tehlikeli görünen bir sporun içinde olduklarını söyleyen Ali Türkkan, “Çünkü otomobilin yaptığı kazalarda çok spektaküler görüntüler ortaya çıkabiliyor. Ama aslında dağılan tampon, cam gibi parçaların aksine işin aslı otomobilin içinde bizim dağılmamamız. Bir ralli pilotu bir futbolcuya bir basketbolcuya göre çok daha az sakatlanıyor. Hatta çok nadir sakatlanıyor. Çünkü biz bu işi bu limitlerde yapabilmek adına son derece sıkı güvenlik önlemleri ile yola çıkıyoruz. Her şeyin başında da çok biz üzerine yarışa uygun olabilmesi adına farklı materyaller de ekliyoruz. Böylece güvenliği yüzde 150'ye falan çıkartmış oluyoruz. Bu sayede de işte o izlediğiniz 200 kilometreler, 180 kilometre hızla orman yollarında gönül rahatlığıyla bu sporu yapabiliyoruz” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
DHA