Elbette aradan onlarca yıl geçti. Refik Ahmet Sevengil’in kitaplarını okumak, özellikle halk şairleriyle ilgili olanlardan yararlanmak kısmet oldu. O, genç kaybettiğimiz bir kültür emekçisiydi. Biraz daha yaşasa kim bilir ne eserler bırakacaktı. 13 Eylül 1970’de aramızdan ayrıldığında 67 yaşındaydı.
1903 yılında Bingazi'de dünyaya geldi. Babası Binbaşı Hıfzı Bey, annesi Zehra Hanım’dı. Bir asker ailenin çocuğu olarak doğmuş, büyümüştü.
Refik Ahmet, iki aylık bebekken babasının tayini Kastamonu'ya çıktı. Çocukluk döneminin ilk iki yılını burada geçirdi. Daha sonra İstanbul’a geldiler. Kocamustafapaşa'daki Gülşen-i Maarif mektebine, arkasından Menba-ül irfan Rüştiyesi'ne ve Mercan idadisine gönderildi. Darülfünun'un Edebiyat Şubesi sınavını kazandı. Babasının ölümü üzerine üniversitede okuma imkânı bulamadı. Ailenin geçim yükü onun sırtına yüklendiği için çalışma hayatına atıldı. Önce İkdam gazetesinde muhabirlik yaptı. Sonra Vakit gazetesine geçti. Kısa sürede yazı işleri müdürlüğüne yükseldi.
1927 yılında ilk kitabı “İstanbul Nasıl Eğleniyor?" yayınlanmıştı. Sevengil, kitabında ilk kalabalıklaşmanın ve eğlence odaklarının Haliç kıyılarında başladığını açıklıyordu. İstanbullulara ilk kahveyi içirtiyor, Sultan Süleyman çağındaki ünlü yosmaları, sarhoşların baskınlarına uğrayan kadınlar hamamını anlatıyordu. İlk tütünün İstanbul'a ne zaman geldiği, Kağıthane alemleri gibi pek çok konu işlenmişti. Kitabın ağırlık noktası meddahlar, orta oyuncuları, tiyatroculardı.
Sevengil, 1932'de Dolmabahçe Sarayı'nda toplanan ilk Dil Kurultayı'nda Divan (yazmanı) kâtibiydi. Aynı zamanda, İstanbul Amerikan Kız ve Alman liselerinde edebiyat öğretmeniydi. 1930-1938 yılları arasında Şehir Meclisi'nde üye olarak bulundu. 1943 yılında Tokat milletvekili seçildi.
1950 yılında, Yeni İstanbul gazetesinin ilk Ankara Temsilcisi Refik Ahmet Sevengil'di. Daha sonra Basın-Yayın Genel Müdürlüğü'ne geçti. Radyo Dairesi Müdürlüğü burada başladı. TRT kurulduktan sonra da Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Süresi bitince, ölümüne kadar, TRT Genel Müdür Müşaviri olarak görev yaptı.
Refik Ahmet Sevengil’in kitaplarından "Bizim İstediğimiz Edebiyat” 1933’de, “Çıplaklar” 1936'da, “Açlık” ve “Köyün Yolu“1937’de yayınlanmıştı. 1944’de Hüseyin Rahmi Gürpınar'la ilgili kitabı çıkmıştı.
Onun Türk tiyatrosuyla ilgili çalışmaları, alanında önemli eserlerdi. Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu" (1934), Türk Tiyatrosu Tarihi, 5 ciltten oluşmuş ve 1959-1968 yılları arasında yayınlanmıştı. Bu kaynak eserin bölüm başlıkları şöyleydi: Eski Türklerde Dram Sanatı (1959), Opera Sanatıyla ilk Temaslarımız (1959), Tanzimat Tiyatrosu (1961), Saray Tiyatrosu (1962), Meşrutiyet Tiyatrosu 1968.
Sevengil’in Ankara Radyosu'nda hazırladığı üç program, daha sonra kitap olarak da yayınlanmıştı: Eski Şiirimizin Ustaları (1964), Yüzyıllar Boyunca Halk Şairleri (1965) ve Çağımızın Halk Şairleri (1967).
Refik Ahmet Sevengil’in bestelenmiş güfteleri vardı. Refik Fersan’ın hicaz makamında bestelediği güftesinin sözleri şöyleydi:
“Gel bu yaz şöyle Fenerbahçe’de birkaç gün kal
Ağaç altında uzan, kendini hülyalara sal
Gece mehtaba sarıl, gökteki yıldızlara dal
Bekliyor bak seni sahilde şu beyaz sandal
Gezeceksen güzelim gel Kalamış’tan beni …”
Bir başka füftesini Sadettin Kaynak karcığar makamında bestelemişti:
“Tanburamın ince kıvrak beli var
Sırma saça benzer ipek teli var
Bülbül gibi söyler şakır dili var
Nakarat:
Vur tellere yanık yanık çağlasın aman
Tanburamda deli gönül ağlasın aman”
Ruhu şad olsun.