İSTANBUL

Salgına neden olan kedi koronavirüsü için PCR kiti geliştirildi

Abone Ol

Dünya genelinde yaklaşık 7 milyon insanın ölümüne neden olan COVID-19 pandemisinin ardından insan hayatı normale dönse de 2023 yılı Kıbrıs’taki kediler için bu açıdan pek de iyi geçmedi. 2022’nin Aralık ayında Kıbrıs’ta yayılmaya başlayan Felin Enfeksiyoz Peritoniti (FIP) adı verilen kedi koronavirüs vakalarında olağanüstü bir artış yaşandı. 2023’te de devam eden kedi koronavirüs vakaları nedeniyle farklı kaynaklara göre Kıbrıs’ta 300 binin üzerinde ev ve sokak kedisi hayatını kaybetti. Ancak, Kıbrıs’ta sokak hayvanlarının sayısının yüksek olması ve vakaların ne kadarı için veteriner ya da hayvan hastanelerine başvuru yapıldığının takibinin yapılmasının zor olması nedeniyle net bilançoyu ortaya koyulamıyor.

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacıları, DESAM Veteriner Araştırma Grubu, Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi ve Veteriner Hekimliği Fakültesi’nde bulunan veteriner hekimlerin bir araya gelerek yürüttüğü multidisipliner çalışma ile Kıbrıs’ta salgına dönüşen kedi koronavirüsünü tespit edecek PCR kiti geliştirildi. Klinik çalışmalarına devam edilen PCR kiti, kedi klinik örneklerinden 3 saat içerisinde teşhis koyabilmektedir.

Enfekte olan kedilerinn yüzde 10’unda ölümcül FIP hastalığı gelişiyor

Kedilerde koronavirüsün bir türü olan Feline Coronavirüs (FCoV), genellikle mide ve bağırsaktan oluşan gastrointestinal sistemde enfeksiyonlara neden olan bir virüs. FCoV'un belirtileri genellikle hafif seyrediyor ve çoğu kedi virüsle enfekte olduktan sonra hiç belirti göstermeden hastalığı atlatıyor. Bazı kediler ise taşıyıcı kalarak virüsü bir başka kediye bulaştırabiliyor. Ancak, vakaların yaklaşık yüzde 10’unda Feline Enfeksiyöz Peritonit (FIP) adı verilen ölümcül bir hastalık tablosu gelişebiliyor. Kedilerde FIP, genellikle bağışıklık sistemini etkileyen bir hastalık olarak ortaya çıkıyor. Belirtileri arasında iştah kaybı, kilo kaybı, ateş, karın içi sıvı birikimi, solunum zorluğu ve genel halsizlik bulunuyor. Tabii, bu belirtiler, kedilerde başka sağlık sorunlarına da işaret edebiliyor. Dolayısıyla, doğru teşhis için veteriner kontrolü önem taşıyor.

FIP’li kedinin vücudunda enfekte hücrelerin bulunduğu batın, böbrek veya beyin gibi dokulardaki damarların çevresinde koronavirüse karşı yoğun bir reaksiyon gelişiyor. FIP olan kedilerde kesin ve önleyici bir tedavinin olmaması ise mortalite oranının oldukça yüksek seyretmesine neden oluyor.

Şu ana kadar insana bulaştığına dair herhangi bir olgu raporlanmadı!

Literatürde hastalığın sadece kediler arasında bulaş sağladığı biliniyor. Kedi ile insan veya diğer hayvan türleri arasında kedi koronavirüsünün bulaştığı herhangi bir olguya rastlanmadı. Ancak, kedi koronavirüsünün hücre içerisine girmek için kullandığı reseptörler insan hücre reseptörlerine büyük ölçüde benzerlik taşıyor. Bu durum, muhtemel bir mutasyon sonucunda virüsün insanlara da bulaşabileceği ihtimalinin de olabileceğine işaret ediyor. Bu mutasyonların gelişmesi DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacıları tarafından yürütülen projede ele alınmış ve proje sonuçlarının yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağı belirtildi.

Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “PCR Kitleri, muhtemel salgınlar için hazırlıklı olmamızın en güçlü anahtarıdır”

Yakın Doğu Üniversitesi’nin Sars-Cov-2 virüsünün neden olduğu COVID-19 pandemisinin ilk dönemlerinde geliştirerek kullanıma sunduğu PCR ve Varyant Analiz Kiti’nin, salgınla mücadelede çok önemli bir işlev gördüğünü hatırlatan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Bu alanda sahip olduğumuz uzmanlığı Dang Humması, Chikungunya Virüsü, Maymun Çiçeği, Hepatit Delta Virüsü ve Batı Nil Virüsü gibi tehlikeli salgınlara sebep olabilecek virüslerin tespiti için PCR kitleri geliştirmek için de kullandık. Kedi koronavirüsü olarak bilinen Felin Enfeksiyoz Peritoniti’nin (FIP) tespiti için geliştirdiğimiz kit de bu çalışmalarımızın değerli bir uzantısı” dedi.

Geliştirdikleri PCR Tanı Kitlerinin, insanlarda ya da hayvanlarda oluşabilecek muhtemel salgınların tespiti için çok kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Araştırmacılarımızın multidisipliner bir yaklaşımla birlikte çalışarak geliştirdiği PCR Kitleri, muhtemel salgınlar için hazırlıklı olmamızın en güçlü anahtarıdır” ifadesini kullandı.

Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel: “Klinik çalışmalarına devam ettiğimiz PCR kitimiz, önemli bir ihtiyacı karşılayacak”

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel ise Aralık 2022’de Kıbrıs’ta ortaya çıkan Felin Enfeksiyoz Peritoniti (FIP) hastalığını yakından takip ettiklerini vurgulayarak, “Evcil ve sokak kedileri arasında bir salgına neden olan ve halk arasında kedi koronavirüsü olarak anılan hastalığın teşhisi için, Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi ve Veteriner Hekimliği Fakültesi’nin veteriner hekimleri ile birlikte çalışmalar yürütüyoruz” dedi.

Yürütülen çalışmalar sonucunda geliştirdikleri PCR Kiti’nin, kedi klinik örneklerinden 3 saat içerisinde teşhis olanağı sağladığını vurgulayan Doç. Dr. Özverel, “Klinik çalışmalarına devam ettiğimiz PCR kitimiz, önemli bir ihtiyacı karşılayacak” ifadelerini kullandı.

Hastalığın doğru teşhisi kadar tedavisinin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Doç. Dr. Özverel, "DESAM Araştırma Enstitüsü olarak hastalıkla mücadelede kullanılacak olan yeni nesil önleyici tedaviler konusunda çalışmalarımız da devam ediyor" dedi.

Doç. Dr. İsfendiyar Darbaz: “FIP’e işaret eden pek çok belirti aynı zamanda başka hastalıklara da ait olabilir”

Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İsfendiyar Darbaz da DESAM Araştırma Enstitüsü’nün yürüttüğü PCR kiti geliştirme çalışmalarına Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nin veteriner hekimleri ile birlikte destek verdiklerini söyledi.

2023’te Kıbrıs’ta oldukça yaygın bir şekilde görülen Felin Enfeksiyoz Peritoniti (FIP) hastalığının kedi sağlığının yanı sıra insan sağlığını da tehdit etme potansiyeli taşıdığını söyleyen Doç. Dr. İsfendiyar Darbaz, “FIP’e işaret eden pek çok belirti aynı zamanda başka hastalıklara da ait olabilir. Kedi sahipleri, kedilerinin sağlığını yakından izleyerek ve düzenli veteriner kontrollerine katılarak potansiyel sağlık sorunlarını erken aşamada tespit edebilirler” ifadesini kullandı.

İHA