ÖZEL HABER/ MAŞALLAH DAĞ
Milli Eğitim Bakanlığı, ‘Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde’ yaptığı değişikliklerle, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin sınav sistemini kökten değiştirdi. ‘Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde’ yapılan değişiklikler eğitim camiasında çeşitli tepkiler yarattı. İlkokulda sınavların kaldırılması, testlerin yerini yazılıların alması, biçimlendirici değerlendirmenin önemini bir kez daha ortaya koydu. Artık her dersten iki yazılı sınav yapılacak ve bu sınavlarda çoktan seçmeli test soruları yerine açık uçlu sorular (yazılı yoklama) sorulacak. Peki bu değişiklikler neler getirecek? Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş, bu konuda merak edilen soruları yanıtladı…
Kızıltaş, Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde yapılan değişikliği genel olarak olumlu bulduğunu, ancak bazı riskler de taşıdığını belirtti. ‘Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğindeki’ değişiklikler ile testlerin (çoktan seçmeli sınavlar) tamamen kaldırılmasının doğru bir karar olduğunu söyledi.
İLKOKULDA SINAVLARIN KALKMASI İYİ BİR HAMLE
Doç. Dr. Kızıltaş, ‘Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde’ yapılan değişiklikle ilkokul dördüncü sınıftaki sınavların kaldırılmasının çok yerinde bir hamle olduğunu söyledi.Bu sayede çocukların üzerindeki sınav baskısının kırılacağını, ilkokulun doğasına daha uygun bir eğitim alınacağını belirtti. Yapılan değişikliklerin ayrıca çocuğu bir yarış atı haline getirmekten kurtarmak için önemli bir teşebbüs olduğunu ifade eden Kızıltaş, şöyle konuştu:
"Birinci, ikinci, üçüncü sınıflarda, geçmiş yıllarda sınav zaten yapılmazdı. Bizim biçimlendirici değerlendirme dediğimiz, değerlendirmeyi sürece yayan bir yaklaşım dikkate alınırdı. Başka bir ifade ile söylemek gerekirse yazılı bir sınav/test yoktu. En azından resmiyette böyle olduğunu biliyoruz. Öte yandan ilkokul dördüncü sınıflarda ise yazılı sınavlar vardı. Benzer şekilde aynı sınıf düzeyinde testler de yapılabilirdi. Yapılan son değişikliklerle dördüncü sınıftaki sınav uygulaması da kaldırıldı. Bunun artıları ve eksileri elbette ki var. Ancak şunu kesinlikle söylemek gerekir: Değişiklikleri yerinde ve doğru olarak yorumluyorum."
"ARTILARI KADAR OLMASA DA EKSİLERİ DE VAR"
Kızıltaş, ilkokulda sınavların tamamen kaldırılmasının artıları kadar olmasa da eksileri olabileceğini de vurguladı.
Özellikle imkanı olan velilerin, çocuklara ekstradan test kitapları alabileceğini, dershanelere bir yönelimin olabileceğini ifade eden Doç Dr. Kızıltaş, bu durumun imkanı olmayan çocuklar için handikap yaratabileceğine dikkat çekmektedir. Halihazırda kırsal ve kentsel alanlardaki öğrenciler arasında bulunan farkların, dezavantajların artabileceğinin altını çizmektedir.
Kızıltaş konuşmasına şöyle devam etti:
"Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflarda sınavların kaldırılması şöyle bir handikap yaratabilir: Bazı veliler çocuklarına ekstradan, özellikle de öğretmen tavsiyesiyle test kitapları alabilirler. Yani yine test çözmeye devam edebilirler. Benzer şekilde bazı öğretmenlerimiz sınıf içerisinde de test çözmeye devam edebilirler. Bunlar, bu değişikliklerin yaratabileceği olası senaryolar arasındaki bazı risklerdir. Yine aynı şekilde, bazı öğretmenlerimiz çocukların bu açıklarını kapatmak için merdiven altı ya da ruhsatı olan etüt merkezlerine, dershanelere çocukları yönlendirebilirler. Dediğim gibi bunların her biri ihtimal dahilinde olan baz risk faktörleridir. Bir de şunu ifade etmemiz lazım: Kırsaldaki çocuklar için esasında bu değişimler maalesef çok anlam ifade etmiyor. Köy okulundaki çocukların ek kaynaklara, etüt merkezlerine, dershanelere erişim imkanları zaten kısıtlıdır. O bakımdan sınavın kalkıp kalkmaması çok bir anlam ifade etmeyebilir. Yani imkanları olan çocuklar öğrenme açıklarını kapatmak için veli desteğiyle kaynak alacak, dershaneye gidecek ama kırsalda imkanı olmayan çocuklar var olan fırsatlarla yetinecek. Dolayısıyla bu da çocuk için geriden başlamak demektir. Yine de genel anlamda yapılan değişiklikler olumludur.
Tabi şunu tekrar belirtmekte fayda var: Özellikle ilkokulun tamamında yapılacak değerlendimeler sürece yayılacak. Yani sonuç odaklı, geleneksel bir değerlendirme anlayışı kalkacak. Biz buna biçimlendirici değerlendirme diyoruz ki burada notlar esasında tamamen kalkmayacak. Sınavlar kalkıyor ama notlar kalkmıyor. Yapılan değişiklikler de ilkokulun doğasına uygundur."
ORTAOKUL VE ORTAÖĞRETİMDE TESTLER KALKTI, YAZILILAR GELDİ
Kızıltaş, ortaokul ve ortaöğretim kurumları bağlamında ‘Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde’ yapılan değişiklikleri ise şöyle yorumladı:
"Ortaokul ve ortaöğretim kurumlarına yazılı sınav zorunluluğu getirildi. Testler (çoktan seçmeli sınavlar) tamamen kaldırıldı. Ancak yasaklanmadı! Öğrenciler, yazılı sınavlar dışında elbette kendi imkanları ile test çözmeye devam edebilirler. Ama değerlendirmeler yazılı sınavlar üzerinden yapılacak sadece. Hem ortaokulda hem de liselerde artık her dersten iki yazılı sınav yapılacak. Bunun takvimini bakanlık belirledi zaten. Öte yandan ders saati altıdan fazla olan derslerde ise üç sınav yapılacak. Üçüncü sınav ise ortak sınav olmak zorunda değil. Üçüncü sınavı da okuldaki öğretmenler kendileri yapabilirler. Yani bu sınavları okullar kendisi yapacak. Bakanlık soruları hazırlamayacak. Okuldaki öğretmenler toplanıp, hazırlayacaklar."
TÜRKÇE DİL SINAVI VE OKUL TABANLI İZLEME
Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş, ‘Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde’ yapılan değişiklikler arasında Türkçe Dil Sınavı’nın da yer aldığını söyledi.
Uygulamanın amacına değinen Kızıltaş, şunları aktardı:
"Peki bu uygulamanın getirilme amacı nedir? Neden çoktan seçmeli sınavdan vazgeçilip de yazılı yoklama sınavına geçildi. Buradaki en önemli amaç Türkçe dil becerisini kapsamlı bir şekilde geliştirmektir. Yani dilin dört temel becerisini aynı anda geliştirmek… Konuşma, okuma, yazma ve dinleme. Esasında dil becerisini geliştirmeye yönelik bir yatırım söz konusudur. Yazılı yoklama yoluyla öğrencilerin yazılı anlatım becerisi gelişecektir. Benzer şekilde kendni ifade etme becerisi de gelişme gösterecektir. Diğer dil becerileri de bu değişimden payını alacaktır. Bu da biraz zaman gerektirir. Unutulmamalıdır ki yazılı yoklama sınavları çok yönlü düşünmeyi ve muhakeme gücü gerektiren, üst düzey becerileri ölçen önemli bir sınavdır. Çoktan seçmeli yani bizim test dediğimiz sınavlarda bu artılar yok."
"Türkçe dil sınavı gelecek. Sınav iki yılda bir yapılacak. Türkçe Dil Sınavı nasıl yapılacak, ölçümler nasıl olacak, bununla ilgili önümüzdeki günlerde bir yönerge yayımlanacaktır. Fakat iki yılda bir yapılacağını biliyoruz. Bu sınavda çocukların konuşma, okuma, yazma ve dinleme becerileri ölçülecek. Bakanlık bu sınavları E-sınav olarak ya da yüz yüz yapabileceğini söyledi. Öte yandan Türkçe dil sınavının ilk kez getirildiğini önemle belirtmemiz lazım. Bunun dışında okul tabanlı izleme dediğimiz yeni bir değerlendirme/uygulama süreci de getirildi ilk kez. Burada da okulların performansı ortaya çıkarılacak. Ama okullar arasında karşılaştırma yapılmaktan kaçınılacak. Esasında burada okul bazında bir değerlendirme yapılacağı için öğrencilerin kazanımları ne kadar aldıkları ve bunun düzeyi de ortaya çıkarılacaktır. Okullarla birlikte ilçelerin, illerin akademik başarı haritası çıkarılacak. Bu da çok önemli bir çalışma olarak ifade edilebilir."
SINIFTA KALMA GERİ GETİRİLDİ
Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş, ‘Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde’ yapılan değişikliklerde yer alan bir diğer husus olan sınıfta kalma uygulamasının geri getirilmesini de değerlendirdi.
Sınıfta kalmayı doğru bir adım değerlendiren Doç. Dr. Kızıltaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Sınıftan kalma geri getirildi. Ortaöğretim kurumlarında yani altı dersten başarısız olan öğrenci otomatik olarak kalacak. Devamsızlık kotası getirildi. Sayın Milli Eğitim Bakanı devamsızlık ve sınıfta kalma konusunda taviz verilmeyeceğini söyledi. Bu yerinde uygulamanın tabi bir takım nedenleri var: Akademik başarısı düşük olan öğrencilerin olası disiplin sorunlarının önüne geçmek. Okul ve eğitim kalitesini düşüren faktörleri en aza indirmek. Okulları uzun vadede disiplin noktasında daha cazip hale getirmek. Bir anlamda başarısız olanlar sistemin dışına çıkarılacak ve farklı yollara yönlendirilecek. Sınıfta kalmanın geri getirilmesi kesinlikle çok yerinde ve çok değerli bir adımdır."
Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde’ yapılan değişikleri genel anlamda olumlu bulduğunu ifade eden Kızıltaş konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğinde’ yapılan değişikliklerin neredeyse tamamı yerinde değişikliklerdir. Şöyle olsaydı, bu olsaydı diyebileceğimiz çok şey yok. Açıkçası birçok akademisyen gibi benim de çok desteklediğim değişiklikler bunlar. Eleştirilebilir mi? Şu aşamada eleştiri yapmak hem haksızlık hem de önyargı olur. Dolayısıyla uygulandıktan sonra sonuçlarını beklemek, görmek gerekir. Şüphesiz bu da uzun bir süreç gerektirir."
DOÇ. DR. YUSUF KIZILTAŞ KİMDİR?
Doç. DR. Yusuf Kızıltaş Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Eğitimi Ana bilim Dalı alanında öpretim üyesi olarak görev yapmaktadır.