Ziyaretleri sonrası bölge hakkında genel bir değerlendirme yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Eskiden bu bölgeler akla geldiği zaman bir tehdit algısı vardı, artık bu bir fırsat algısına doğru dönüşme noktasında ama tabii fırsatları ayakta tutmak için de çalışmak lazım. Bölgedeki doğal kaynakların değerinin çok daha artacağını düşünüyorum. Eskiden ne işe yaradığı noktasında fazla düşünmediğimiz rüzgar ve güneş görüyoruz ki artık insanlığın önümüzdeki yıllarda en önemli hammaddeleri olacak. Suyun giderek azaldığı bir dünyada coğrafyanın en bol suyu olan yerdeyiz. Bunu tarıma ve farklı alanlara dönüştürmek büyük bir imkan” dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu, İSO Meclis Başkanlık Divanı ve İSO Meclis üyeleri, Şırnak-Hakkari Meclis Seyahati programı kapsamında bölgeye ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin ilk durağı Cizre Ticaret ve Sanayi Odası oldu. CTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Yıldırım ve CTSO Meclis Başkanı Mesut İverendi’nin ev sahipliğinde İSO Meclisi ile ortak meclis toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının ardından Şırnak Valiliği’nde Şırnak Valisi Cevdet Atay, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş, Şırnak İl Mili Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür’ün katılımıyla ‘İSO Mesleki Eğitim İşbirliği Projesi’ (İSO MEİP) Protokolü’nü imzaladı. Ziyaret kapsamında Gabar Petrol Kuyuları Bölgesi’nde incelemelerde bulunan heyet, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası, Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası, Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası ile ortak toplantılar gerçekleştirdi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ziyaretleri sonrası bir basın toplantısı düzenleyerek bölge hakkında genel değerlendirmeler yaptı.
“RÜZGAR VE GÜNEŞ ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA İNSANLIĞIN EN ÖNEMLİ HAMMADDELERİ OLACAK”
Ziyaretlerin ardından genel bir değerlendirme yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Seyahatimize Cizre’de başladık. Dün de Hakkari’ye geldik. Buralar Türkiye’nin çok kolay ulaşacak noktaları değil. Buralara ilk defa gelmiştim, hakikaten çok etkileyici. Şuna şükrediyorum ki; Hem kendimizi hem de bize emanet olan sizlerle gönül rahatlığıyla güvenlikli bir seyahate geldik. En ufak bir sorun olmadan, huzuru kaçıracak en ufak bir izlenim edinmeden seyahatimiz adım adım ilerliyor. Bu da bölgeye önemli ölçüde huzurun geldiğinin göstergesi, burada huzur olmazsa ne geleceğe dönük hayal ne düşünce, heyecan ne de plan olur. Öncelikle bu noktaya gelinmiş olması hiç de kolay değil. Gösterilen gayretlerden, çabalardan dolayı emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Buralar hakikaten dünya tarihine baktığımız zaman görüyoruz ki medeniyetin farklı farklı dönemlerinde çok ciddi stratejik önemi olan bölgeler ama ne yazık ki cumhuriyetin döneminin son dönemlerinde belki de tarihinin en talihsiz dönemlerini yaşıyor. Fakat binlerce yıl dahi önce buraların bir önemi varsa neden olduğunu da irdelemek lazım. O önemin önümüzdeki yıllarda tekrar bölge için hak ettiği değere ulaşacağını ümit ediyorum. Bunu da somutlaştıracak birçok farklı neden var. Bölgenin temel doğal kaynakları ve teknolojinin gelişmesiyle beraber doğal kaynaklarının değerinin çok daha artacağını düşünüyorum. Eskiden ne işe yaradığı noktasında fazla düşünmediğimiz rüzgar ve güneş görüyoruz ki artık insanlığın önümüzdeki yıllarda en önemli hammaddeleri olacak. Suyun giderek azaldığı bir dünyada coğrafyanın en bol suyu olan yerdeyiz. Bunu tarıma ve farklı alanlara dönüştürmek büyük bir imkan” dedi.
“İSTANBUL’DAN BÖLGE İNSANINA NASIL KATKILAR SUNABİLİRİZ ADINA YOLA ÇIKTIK”
Bahçıvan, “Özellikle dünya lojistiğinin farklı farklı arayışlarda olduğu dönemde Kalkınma Yolu denen bir proje var. Artık giderek somutlaşıyor biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Sayın Cumhurbaşkanı ve Katar Birleşik Arap Emirlikleri arasında imzalanan bir proje bu. Bir yerde artık sadece bizim hayalimiz değil, farklı cephelerden de desteklenen bir lojistik projesi bu. Kalkınma Yolu Projesi herhalde dünya lojistiğinin uygulamaya geçerse Uzak Doğu ile Batı arasında en önemli hatlarından bir tanesi olacak. Bütün bunların hepsini hesaba kattığımız zaman artık tabiri caizse irmik, şeker, un var, iş helvayı yapmaya geliyor. Bizlerin de amacı bu seyahate çıkarken okuduğumuz, izlediğimiz farklı yerlerden duyduğumuz, gördüğümüz bu görüntülerin bilfiil içine girip bölge insanı buna ne kadar hazır veya bizler İstanbul’dan bölge insanına bu boyutta nasıl katkılar sunabiliriz adına yola çıktık. Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki bunca yıldır İstanbul Sanayi Odası’nda farklı farklı projelere imza attık ama benim gönül huzurumun ve içindeki hesaplaşmanın en yüksek olduğu seyahatlerden bir tanesi oldu. Gelirken de çok duyguluydum ama bu tabloya şahit olduktan sonra bu duygum gelecek adına fazlasıyla arttı. Ümit ediyoruz ki Türkiye doğru planlama ve doğru stratejiyle bu fırsatı iyi kullanır” diye konuştu.
“KENDİ KADERİNE BIRAKMAMAK LAZIM”
“Eskiden bu bölgeler akla geldiği zaman bir tehdit algısı vardı, artık bu bir fırsat algısına doğru dönüşme noktasında ama tabii fırsatları ayakta tutmak için de çalışmak lazım” diyen Bahçıvan şunları ekledi:
“Kendi şansına ve kaderine bırakmamak lazım, kendi kaderine bıraktığın zaman o fırsatlar bir kuş gibi çok kolay kaçabilir. Kuşu kaçırmadan o fırsatı geleceğe doğru yönetebilmek de bizlere düşüyor. Bizler de bu ülkenin bugüne kadar elde etmiş olduğu imkanların bireyleri ve kurumları olarak bu sorumluluğumuzu sadece İstanbul’da yorum yaparak değil, bilfiil konuya el atarak değerlendirmek zorundayız. Ben bunu bir ülke ve vatandaş sorumluluğu olarak görüyorum.”
“BU TARAFLARDA İŞ YARATMAMIZ LAZIM”
Bölgenin kendine göre bir sıçrama tahtası olması gerektiğini söyleyen Bahçıvan, “Onun için bizim bu taraflarda hem iş yaratmamız lazım hem de 20-30 sene daha sürdürebilecek işleri çıkartmamız lazım. Buradaki çocukların geleceğini bir şekilde kurtarmamız lazım. Teknolojiyi farklı platformlarda her zaman konuşuyoruz ve ona dönük gelişimleri yapabilmek adına da maksimum gayretimizi gösteriyoruz ama Şırnak ve Hakkari’ye girip sadece yüksek teknoloji, IT ve yapay zeka boyutlu bir vizyon koyarsak da o zaman bu insanlara karşı da samimiyeti kaybetmiş oluruz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN PLANLANMASI GEREKEN EN ÖNEMLİ DURUM EĞİTİM”
Bahçıvan, “Biz burada bu bölgenin gelişmesi için ilk lobiyi oluşturmuş vaziyetteyiz. Ama bürokratın hayatına bir anda girip de senin yapmadıklarını ben yapacağım demeye lüksümüz yok, kabul edelim. Mesela rektörleri katalım bu lobiye. Yani artık benim Hakkari ve Şırnak'a geldiğim zaman rektörün veya rektörün ekibinin de herkesten fazla heyecanlanması lazım. Eğer o heyecanı duyamıyorsa demek ki bu üniversite üniversite değil. Türkiye’nin önümüzdeki 25-30 yılda planlanması gereken en önemli durum eğitim. Gençleri nasıl bir eğitim planlamasıyla eğiteceğimiz konusu önemli. Belki bu bölgedeki okulların yüzde 80’i meslek lisesine dönüşmeli. Türkiye’nin bu tür güçlü kararlara ihtiyacı var” diye konuştu.
DHA