Sonuç felâket

Haberi duymuş veya okumuşsunuzdur. Bursa Karacabey’de 4 yaşındaki kızının saçının çekildiğini iddia eden veli, silahla okul bastı. Arkası dönük müdür yardımcısını silahla bacağından vurdu. Öğretmenler, müdürler ve öğrenciler sürekli şiddete maruz kalıyor.

Abone Ol

Sadece öğretmenler mi, doktorlar, sağlık çalışanları, diğer kamu çalışanları saldırıya uğruyor, hatta polis bile tokatlanıyor.

Ne yazık ki, doktor dövmeyi marifet sayan bir toplum haline geldik, getirildik.

Sokak röportajında kadın, eskiden doktorlar bize kötü davranıyordu, artık doktorları beğenmiyor ve dövüyoruz diye övünerek anlatmıştı.

Şiddet olabilir, her insanın içindeki canavarı yok edemezsiniz, engelleyemezsiniz de…

Tehlikeli olan şiddetin özendirilmesidir.

Birileri çıkıp kızının saçını çekti diye silahla okul basıyorsa, artık doktorları dövüyoruz diye övünerek anlatıyorsa şiddetten de öte çok daha büyük sorun var demektir.

Doktor veya öğretmenin önünde ceket ilikleyen bir anlayıştan, öğretmeni ve doktoru döven, hatta öldüren bir noktaya gelmişsek vay halimize…

Şiddetin artmasıyla ilgili onlarca sebep sayılabilir.

Birinci sebep, doktorlar, öğretmenler ve diğer kamu çalışanları hep hedef gösterildi. Öğretmenlerin kahvede okey oynadıkları, çalışmadıkları, hep tatil yaptıkları algısı oluşturuldu. Doktorların işini yapmadıkları, para düşkünü oldukları, kaçıp gittikleri yönünde menfi propaganda yapıldı.

İkinci sebep, siyasetteki ayrışma, kullanılan itici ve hakaret dili, karşılıklı ağza alınmayacak ifadelerle suçlamalar… Üst taraftaki sözlü kavgalar tabana şiddet olarak yansıdı.

En önemlisi de yapanın yanına kâr kalıyor. Suç işleyenler, halk tabiriyle karakolun bir kapısından girip diğerinden çıkıyor. Hatta bazıları hiç karakola bile uğramadan paçayı kurtarıyor.

Özellikle kendilerini koruma altında ve ayrıcalıklı hissedenler, fütursuzca, kanun kural tanımadan hareket ediyor. Bir siyasi parti gençlik kolları başkanının emniyette, emniyet müdürünü tokatlaması başka hangi zihniyetle açıklanabilir.

Geçmişte de polisten hesap soranlar, polisi sıraya dizenler hiç ceza almayınca bana da kimse bir şey yapamaz havasına girdiğinden olmuyor mu bu garabet?

Üst kattakiler emniyet müdürüne tokat atınca, alt kattaki de kızımın saçı çekildi diye silahla okul basma hakkı görüyor kendinde…

Öncelikle kafa yapısının değişmesi lazım…

Kafa yapısının değişmesi için de özellikle yetkililer birilerini hedef gösterme anlayışını terk etmeli…

En önemlisi de artık yapanın yanına kâr kalmamalı… Taraflı tarafsız herkes cezasını çekmeli ki toplum biraz rahat nefes alsın…

*****

Fıkra gibi olaylar

Türkiye çok ilginç bir ülke oldu. İşte fıkra gibi olaylardan bazı örnekler…

* Milli Piyango çekilişlerinde hile yapıldığına ilişkin videolar ve iddialar ortada dolaşırken, Milli Piyango Müdürü görevden alınıp, yerine piyangonun dinen haram olduğu vaazları veren vaizin oğlu müdür yapıldı.

* Kadınların çalışması haram diye vaaz veren din adamının kızı, terfi ettirildi ve müdür yapıldı.

* Çorum’da Hayvanları Koruma Derneğinin açılışında koyun kesildi.

* Ankara’da kendini peygamber olarak tanıtan 3 kişi, vatandaştan 2,5 milyon TL topladı ve kaçtı.

* Yetkililer, tarihi eserlerin yıkılıp yeniden yapılacağını açıkladı.

* Sivas’ta 700 yıldan eski mermer, plastik olup olmadığını anlamak için kırıldı ve mermer gerçek çıktı. (2005)

* Türkiye’de beyzbol oynanmadığı halde, beyzbol sopası satışları patladı. En çok beyzbol sopasını taksici ve dolmuşçular satın alırken, en çok beyzbol sopası satılan il ise Adana oldu.

* Türkiye’de 600 bin ölünün emekli maaşlarının her ay düzenli olarak çekildiği anlaşıldı ve bu konuda geniş çaplı soruşturma başlatıldı.

* Kadıköy’de intihar etmek için çatıya çıkan adamı izleyenler, “Atla atla” diye tempo tutunca, intihardan vazgeçen genç, izleyenlerin üstüne işedi.

* Uyuşturucu ile Mücadele Derneği Başkanı, bonzai kullanmak iddiasıyla tutuklandı.

* Bir vali, Coca Cola’yı protesto etmek için, aynı şirketin ürettiği Fanta meşrubatını içerek protestosunu gerçekleştirdi.

* Televizyonda yemek programı sunan Ece isimli manken, kendi yaptığı ıspanaklı krepten zehirlenerek hastanelik oldu.

* TÜBİTAK tarafından beğenilmeyen öğrenci projesi, yurt dışında, bir yarışmada, “En İyi Projeler” arasında dünya birincisi seçildi.

* TÜBİTAK’ta sahte diplomaları araştırmakla görevli birimin başındaki kişinin, diplomasının sahte olduğu anlaşıldı.
 

(Alıntıdır)


*****

TEBESSÜM

Garanti

Okulu denetleyen müfettiş, sınıfın birinde öğretmenin bir öğrenciyi fena halde dövdüğünü gördü. Öfkeyle öğretmeni uyardı:

- Ne yapıyorsunuz hocam? Biliyorsunuz ki öğrenciye şiddet yasak! Babası size dava açsa başınıza büyük bela alırsınız!

Öğretmen, müfettişe dönüp cevap verdi:

- Babasının dava açmayacağına garanti veririm!

Müfettiş şaşkınlık içinde bakarken öğretmen açıklamaya devam etti:

- Bu yaramazın babası benim!

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatta her şey ters gidiyorsa, bil ki sen ters yöne girmişsin.

Şems-i Tebrizi