Çevredekilerin sosyal medyadaki tepkileri üzerine harekete geçen belediye ekipleri, yapıya monte edilmiş reklam panolarını ve eklentileri söktü. Özel mülk olan yapının kamulaştırılması gerektiğini söyleyen Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, "Özel kişi maddi gelirin kaybolacağından dolayı oraya ya ödenmeyecek bir fiyat biçebiliyor ya da hiç satmayabiliyor. Kültür Bakanlığı satın alıp restore edebilir” dedi. Alüminyum doğrama dükkanının sahibi Enver Duman, "Biz burada tarihi dokuya zarar verecek bir şey yapmadık. Twitter'a düşmüş, belediyeden geldiler. Vergisini verdiğimiz tabelaları geldiler, söktüler. 2018 yılından beri burada hizmet veriyoruz, daha öncesi de vardı" dedi.

Eyüpsultan, Rami Caddesi üzerinde bulunan, Öküzcü Mehmet Paşa çeşmesi ve namazgahı kaderine terk edildi. 1600’lü yılların başında 1’inci Ahmet ve 2’inci Osman döneminde Sadrazamlık yapan Öküzcü Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Çeşme ve namazgaha 2010 yılında restorasyon yapılsa da aradan geçen 14 yılın ardından bakımsız kaldı. Çeşme ve namazgaha bitişik olan ve Karagöz Evi olarak anılan bina ise yıllar önce satışa çıkarıldı ve özel mülk oldu. Günümüzde alüminyum doğrama ve oto lastik dükkanı olarak kullanılan bu yapı, tarihi çeşme ve namazgaha monte edilen reklam tabelaları ve diğer eklentiler sosyal medyada gündem oldu. Durumdan rahatsız olan vatandaşların fotoğraflarla yaptığı sosyal medya paylaşımlarının ardından Eyüpsultan Belediyesi harekete geçti. Özel mülk statüsünde olduğu için işletmelerin kapatılması yönünde bir işlem yapamayan yetkililer, tarihi yapıya ait olmayan, sonradan eklenen reklam tabelaları ve diğer eklentileri sökerek işletme sahiplerine uyarıda bulundu. Tarihi yapıda alüminyum doğrama dükkanı bulunan Enver Duman, yapıya herhangi bir zarar vermediklerini aksine koruduklarını savunurken arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay ise İstanbul’da çok sayıda bulunan ve özel mülk statüsünde olan bu tarihi yapıların devlet kurumları tarafından satın alınarak koruma altına alınması gerektiğini söyledi.

“SOKULU MEHMET PAŞA'YLA KARIŞTIRILMAMASI GEREKİYOR”

Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, “Eseri yaptıran kişi Öküzcü Mehmet Paşa'dır. Öküzcü Mehmet Paşa’yı Sokulu Mehmet Paşa'yla karıştırılmaması gerekiyor. Kendisi 1’inci Ahmet ve 2’inci Osman, Genç Osman döneminde ortalama 3 yıl 7 ay gibi bir zamanlık sadrazamlık yapmış. Babası Karagümrük'te öküz nalbantlığı yapıyordu. Oradan dolayı babasından kaynaklı bir öküzcü lakabı almış. En son olarak bu çeşmeyi yaptırmış ama çeşmenin tam ne zaman yapıldığı belli değil. Üç farklı kaynak var. 1615, 1617 bir de 1618 tarihleri. Tabii bu da bizi tarih konusunda netleştirmiyor” ifadelerini kullandı.

“ORTALAMA 400 YILLIK BİR ÇEŞME”

Eserin 2010 yılında restorasyondan geçtiğini söyleyen Yavaşçay, “Ortalama 400 yıllık bir çeşme. Maalesef çeşme şu an güncel durumu çok kötü bir vaziyetteydi. Yanında bir Karagöz Evi diye bir tarihi yapıdan bahsedilmekte, İBB haritalarında öyle geçiyor. Tabii dediğimiz gibi buranın korunmaya alınması lazım, sosyal medyada bu yüzden önemli. Bir tarihi eser zarar gördüğünde insanlar tepki gösterince yetkililer hemen harekete geçiyor. Belki Sosyal medyada tepki gösterilmeseydi bu kadar hızlı hareket edilmezdi. Tepki gösterildiğinden dolayı hemen Eyüpsultan Belediyesi harekete geçmiş ve oradaki tabelaları, çirkin görüntüye kaldırmış” dedi.

“ÖZEL MÜLKLERDE BU SIKINTI ÇOK VAR”

Tarihi yapının özel mülk olarak ne zaman satıldığının bilinmediğini söyleyen Yavaşçay, “Karagöz evi dediğimiz yer şuan da özel mülk ama çeşmeyle ilgili bir sıkıntı yok, çeşme kamuya ait bir alan. Özel mülklerde bu sıkıntı çok var. Kişiye ait olduğu için kişi ya satmak istemiyor ya da belediyeye parayı çok söylüyor. Özel kişi maddi gelirin kaybolacağından dolayı oraya ya ödenmeyecek bir fiyat biçebiliyor ya da hiç satmayabiliyor. Ayrıca Çeşme yolun altında kalmış, çeşmenin yol seviyesini yükseltilmesi lazım. Ve yüzeyinin temizlenmesi lazım, lüle kısmı kopmuş. Ayrıca üzerine yazılar yazılmış onların da temizlenmesi lazım” ifadelerini kullandı.

"KAMULAŞTIRILMASI VE RESTORE EDİLMESİ GEREK"

İstanbul’da çok sayıda örneği bulunan özel mülk statüsünde ki tarihi yapıların kamulaştırılması ve restore edilmesi gerektiğini söyleyen Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, “Kültür bakanlığının bütçesini arttırması lazım. Kültür Bakanlığı bütçesi, bakanlıkları arasında en az oranlardan. O yüzden her yere el atamıyor Kültür Bakanlığı. Kültür Bakanlığının bütçesi biraz arttırılırsa, Kültür Bakanlığı daha çok yapıyı satın alıp restore edebilir” dedi.

“TABELAYI SÖKTÜLER”

Tarihi yapıda Alüminyum doğrama dükkanı bulunan Enver Duman, “Burası tarihi bir çeşme, burada dükkanlar var. Herkes ekmek yiyor. Biz burada tarihi dokuya zarar verecek hiçbir şey yapmadık. Ama belediyeden arkadaşlar geldi, Twitter’da şikayetler olmuş. Belediye geldi yıktı, derdimizi anlatamadık. Şuan bu çatıyı sökecekler. Buranın mülkiyeti tek tapu, şahıs mal ama ben tam olarak tanımıyorum. Biz kiracıyız. Burada lastikçide 4-5 kişi ekmek yiyor. Büyükşehir Belediyesine yıllık reklam tabelası vergisi veriyor. Vergi aldıkları tabelayı söktüler. Mağduruz şuanda. Dükkan 2018 yılında bize geçti, ondan öncesini ben hatırlamıyorum. Ama bizden önce de vardı” diye konuştu.

DHA

Editör: Ayşegül Keskin