Trafikte eğitimin önemi üzerine...

Abone Ol


Dikkat edin, trafiğe her yıl binlerce araç giriyor. Buna bağlı olarak da ehliyet alan ve trafiğe çıkan sayısı artıyor. Özellikle özel günlerde karayolları adeta kan gölüne dönüyor. Alkollü araç kullanımı, hız, kural dinlememe gibi çeşitli nedenlerle meydana gelen kazaların çoğunun da ölümcül olması da ayrıca çok önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor.

Biz, yıllardır trafik konusunda yazdığımız her yazıda eğitimin önemine parmak bastık. Hiç kuşkusuz ağır para cezaları ve hapis gibi caydırıcılıklar da gereklidir. Ancak, eğitimin olmadığı, görgü kurallarının altüst edildiği, saygısızlığın ve kural tanımazlığın kol gezdiği günümüzde trafikte de eğitimin ön planda olduğunu görmekteyiz.

Geçenlerde alkollü araç kullanan sürücülerle ilgili bir kontrol vardı. Trafikçiler durdurdukları araç sürücülerine alkol promil derecesini kontrol eden üfleme cihazlarını üfletiyorlardı. Önümüzdeki sürücü ile tartışma yaşandı.

Sürücü, alkol muayenesi olmak istemiyor ve sürekli olarak itiraz ediyor. "Kardeşim üflemeyeceğim, bana ne ceza verecekseniz yazın verin, fazla konuşmayın" diyor.

Belli ki alkollü ve parası var, ceza ödeyerek işin içinden çıkmaya çalışıyor. Böyle bir anlayış içinde caydırıcılık ve ağır da olsa para cezası ile kural hataları önlenebilir mi? Öncelikle bu anlayışı terk etmeliyiz.

Sonuç ne oldu, ne bitti bilemiyoruz.

Söylemek istediğimiz şu:

Eğer, olaydaki sürücü trafik değerlerini bilse, kültür ve eğitim yapısı sağlam olsa böyle bir hareketin içine girmez. Alkol almış olsa bile, aracını kilitler, başka bir araçla gideceği noktaya gider.

Alkollü araç kullanma, sadece kendine zarar vermekle sonuçlanmıyor. Trafikteki diğer araçları, yayaları, diğer alanları da düşünmek gerekir.

Mesleğimiz gereği Budapeşte'de bulunduğumuz bir gezide bizi Buda yakasındaki bir restorana özel aracı ile akşam yemeğine götüren diplomat arkadaşımız bay Janos, yemekten sonra dışarı çıktığımızda "Necdet Bey, yemekte alkol aldık, aracımı kullanmayacağım, bir taksi alıp, otele gideceğiz. Yarın aracımı buradan alacağım" dedi.

İşte eğitim, işte kültür, işte trafikte kurallara saygı,işte insanlara verilen değer bizce bu olmalıdır. Elin adamı bunu yapabiliyorsa biz neden yapamıyoruz bu sorunun yanıtını aramamız gerekiyor. Eksiklerimiz ve hatalarımız görülecektir.

Aynı durumu hız yapan sürücülerde de görüyoruz. Hız limitini aşanlara ceza yazan trafikçilere " Cezam neyse vereyim, beni fazla meşgul etmeyin" diyenlerle de çok karşılaşıyoruz. Tartışanları da görüyoruz.

Bizi en çok üzen ve düşündüren de, ölümcül kazalara neden olanların genelde tutuksuz yargılanmaları, tutuklu olanların da bir yolunu bulup tahliye olmalarıdır. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Her sürücü, trafikteki hatalarda geri dönüşün olmayacağını baştan bilmelidir. Bu da eğitimi kültür ve bilinçle gerçekleşir.

Bir başka kanayan yara da trafikte hata yapanların, görevli trafikçilere "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" sorusunu yönetmeleridir. Tartışmaların yoğunlaştığı bazı olaylarda "Seni sürdüreceğim" tehditlerine de sıkça rastlıyoruz. Bugüne kadar bunu bunları bir türlü önleyemedik.

Trafikçiler, arkalarına bakmamalıdır. Görevlerini yaparken, korkmamalı, çekinmemelidir. Bunu onlara üstlerinin sağlaması gerekiyor. "Sürüme", ya da "hesap sorulma" endişesi ile görev yapılamaz. Eğer memura bir görev veriliyor, onun önü açılıyorsa arkasında da durmak ve korumak kollamak da gerekiyor.

Bazı olaylardan sonra görevini yapan trafikçilerin sürüldüklerini de üzülerek öğreniyoruz. Bu yanlıştan mutlaka dönülmesi gerektiğinin altını kalınca çizerek bir kez daha anımsatmak istedik.

Trafikte kim olursanız olun hata kabul edilmeyeceğini bilmeniz ve öğrenmeniz gerekiyor. Trafikte torpil olmaz.

Yazımızın sonunda şu gerçeği de vurgulayalım:

Her zaman ehliyet alma konusu tartışılır. Sistemde de büyük yanlışlar yapıldığı söylenir. Sadece aracı hareket ettirmek iyi sürücü olmak demek değildir. Trafik kurallarını da iyi bilmek, nerede nasıl hareket edilmesi gerektiğini öğrenmek, eğitim ve kültür ile bu bilgileri yoğurmak da önemlidir.

Trafikte görüldüğü gibi sadece caydırıcılık ve cezalar yeterli olmuyor.

Biz, trafikte eğitimi ön plana almadığımız süre içerisinde kural hatalarını da kazaları da azaltamayız. Bunlar da ilköğretim ile birlikte ele alınmalıdır. Trafikte sürücüler kadar yayaların da nelere dikkat etmesi gerektiği, trafik kurallarına nasıl uyması gerektiği de bu sıralarda öğretilmelidir.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen kazasız günler diliyoruz.