Birçok üniversitede eğitim yılı, 2 Ekim itibarıyla başladı. Yükseköğretim Kurulu tarafından açıklanan üniversite yerleştirme sonuçları, bu yılki kontenjan doluluk oranlarının yüzde 99,8 olduğunu, tercih yapan toplam öğrenci sayısının yüzde 9'luk artışla 3,5 milyonu aştığını, yerleşen öğrenci sayısının ise geçtiğimiz yıla kıyasla 47 bin 393 arttığını gösterdi. Üniversite tercihlerinin, üniversitenin bulunduğu şehirle de ilişkili olduğu içgörüsünden yola çıkan İngilizce özel ders platformu Preply, üniversite öğrencilerine kucak açan şehirlerle ilgili incelemesini yayımladı.
YÜKSEKÖĞRETİM MEZUNU SAYISI 10 YILDA İKİ KATINA ÇIKTI
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Ali Sivişoğlu, “Üniversiteler, bulundukları şehirle organik bir ilişkisi olan, o şehrin dokusunu ve kültürünü iyi anlamda değiştiren yapılar. 40 bini aşkın öğrenciyle yürütülen Öğrenci Dostu Üniversite Şehirleri 2023 ÖDÜŞ araştırmasından hareketle, öğrencilerin şehirlere ilişkin memnuniyet seviyelerini ve şehirlerin öğrencilere sunduğu olanakları inceledik” dedi.
Online yabancı dil öğrenimi alanında uzmanlaşan şirket tarafından birden fazla kaynağın incelenmesiyle hazırlanan değerlendirmede, Türkiye'de yükseköğretimin genel durumuna ilişkin veriler yer aldı. Türkiye'de 129'u devlet, 75'i vakıf üniversitesi, 4'ü de vakıf meslek yüksek okulu olmak üzere toplamda 208 üniversite olduğunu kaydeden çalışmada, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Mayıs 2023'te yayımlanan 2022 Ulusal Eğitim İstatistikleri'ne de değinildi. Bu rakamlara göre 2008 yüzde 9,8 olarak ölçülen 25 yaş ve üstü nüfusta yükseköğretim mezunlarının oranının 2022 itibarıyla yüzde 23,9'a çıktığı görüldü. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) Bir Bakışta Eğitim, 2023 raporu kapsamında paylaştığı veriler ise, Türkiye'de yükseköğretim almış genç yetişkinlerin sayısının son 10 yılda iki katına çıktığını ortaya koydu.
Yerel ölçekte açılan üniversitelerin lisans eğitimini daha yaygın hale getirdiğine dikkat çeken Mustafa Ali Sivişoğlu, “Bir şehrin üniversite yaşamına alışması zaman alıyor. Öğrenciler şehirleri, şehirler ise öğrencileri her bölgede eşdeğer seviyede ve aynı sürede benimseyemiyor. Ulaşım, sosyal imkanlar, halkın tutumu, esnafla ilişkiler gibi kriterlerle örülen araştırma sonuçlarına göre 27 şehirde üniversite okuyan öğrenciler, bulundukları şehirden memnun. 38 şehirde ise memnuniyetsizlik hakim” ifadelerini kullandı.
ESKİŞEHİR VE ANKARA BAŞI ÇEKİYOR
Araştırmaya göre ortalama 91 puanla öğrenci memnuniyeti açısından ilk sıraya yerleşen Eskişehir, Türkiye'nin en öğrenci dostu şehri oldu. Anadolu, Eskişehir Osmangazi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi'ne ev sahipliği yapan şehir, uzun süredir anıldığı “öğrenci şehri” unvanını bu araştırmada da korumayı başardı. Eskişehir’in zirvede olmasının sebeplerinin açık olduğunu belirten Mustafa Ali Sivişoğlu, “Şehrin tam ortasından geçen Porsuk Çayı ve yatay şehirleşme anlayışı, Eskişehir’i kanallarıyla ünlü Avrupa şehirlerinden farksız kılıyor. Öğrenci nüfusuna alışkın olan halkın sıcak ve samimi tavrı, pek çok öğrenci için Eskişehir’i yükseköğrenim için öncelikli illerden biri haline getiriyor. Sevenin çok sevdiği Ankara da keza Bilkent, Hacettepe, Orta Doğu Teknik Üniversitesi gibi çoğunluğu kampüs okulu olan üniversiteler sayesinde ikinci sırada yerini alıyor. İstanbul ise yalnızca Anadolu yakasıyla ilk 10’da sıralanıyor, bunu da artan maliyetler ve kalabalık nüfus gibi sebeplerle açıklayabiliriz” diye konuştu.
EGE VE AKDENİZ DAMGA VURDU
Araştırmada dikkat çeken bulgulardan birinin de Ege ve Akdeniz'deki şehirlerin listede üst sıralarda konumlanması olduğunu belirten Sivişoğlu, "Aydın, Muğla, Antalya, Manisa listede öğrencilerin memnuniyet seviyesinin en yüksek olduğu ilk 10 il arasında yer alıyor. Ilıman iklimleri, denize yakınlıkları, doğal güzellikleri ve yoğun olmayan nüfuslarıyla bu şehirler, yaşam maliyetlerinin de nispeten daha düşük olduğu şehirler olarak dikkat çekiyor. Ayrıca Ege ve Akdeniz insanının öğrencilere karşı hoşgörülü tutumu, bu kentleri özellikle çevre iller için gözde eğitim şehirleri arasına yerleştiriyor. Kimileri büyükşehir olsalar dahi İstanbul ve Ankara gibi illere kıyasla hâlâ küçük kalmayı başaran bu şehirlerimiz, öğrencilere güvende ve memnun hissedecekleri bir eğitim ortamı hazırlıyor” dedi.
ŞEHİRLER, SERBEST ZAMAN TERCİHLERİNİ DE BELİRLİYOR
Sivişoğlu, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Öğrencilerin gerçekten ne hissettiğini, bulundukları şehirlere dair ne düşündüğünü öğrenmek için forum gönderilerini, paylaşım platformlarında yazılan yorumları da değerlendirdik. Bu sayede öğrencilerin serbest zamanlarında ne gibi aktivitelere yöneldiklerini de tespit ettik. Buradan çıkarımımız, kültürel olanaklar, coğrafi faktörler, üniversitenin olanakları ve iklim/hava koşulları gibi kriterlerin, öğrencilerin serbest zaman tercihlerini etkilediği yönünde oldu. Örneğin kültürel olanaklar açısından daha zayıf, karasal iklimin hüküm sürdüğü kentlerde, ev içi aktivitelerin daha yaygın olduğunu gördük. Bu özellikleri taşıyan illerde okuyan üniversite öğrencilerinin kariyerlerine yatırım yapmak için online dil kurslarından da yararlandığını gözlemledik.”