Turizmde beklentimiz şuydu:
Temmuz ve Ağustos aylarında AB ülkelerinden turist akını olacak, oteller en az % 50 oranında doluluğa kavuşacak, az da olsa turizm sektörü hedef alacaktı.
Turizm Bakanı Mehmet Ersoy da son açıklamasında "Eğer bu sezon otellerimizdeki doluluk oranı % 50 olursa bunu başarı sayacağız" demişti.
Ancak, turizmimizde kötü bir başlangıç ile tanıştık. Turizmdeki umutlarımızın başka bir bahara kaldığını söyleyebiliriz.
Zaten turizm işletmecileri ve restoran sahipleri de her geçen gün uzayan beklentilerinin bir sonuç vermeyeceği görüşündeydiler ve "Bu yıl artık kayıp yıl olarak görünüyor" diyorlardı.
Corona virüsü salgını nedeniyle kapatılan Schengen sınırlarının, zorunlu yolculuklar dışında "turizm amaçlı" yolculuklara açılması için toplanan AB Büyükelçileri, Avrupa sınırlarının ABD, Türkiye ve Rusya'ya kapalı kalmaya devam etmesine karar verdi. Birlik, ilk etapta 14 ülkeye kapılarını açacak.
Salgına karşı "dikkatli açılma" yöntemini benimseyen AB, sınırların açılabilmesi için ortak kriterler belirledi.
Buna göre öncelikle, bir ülkenin kabul edilen ülkeler listesinde yer alabilmesi için, Corona virüsü vakalarının, son 14 gün içinde, o ülkelerde AB ortalaması olan 100 bin'de 16 kişin seviyesinde ya da bunun altına olması gerekiyor. Ayrıca, bu karar alınırken, ülkelerdeki epidemiyolojik durum, virüsün yeniden bulaşma olasılığı, test kapasitesi ve yürürlükteki önlemler ve kurallar da dikkate alındı.
Brüksel'de toplanan AB Büyükelçileri (Coroper), 50 kadar ülkeye Schengen sınırlarının açılması konusunu görüştü. Uzayan tartışmaların sonunda, salgın nedeniyle kapatılan Schengen sınırlarının hangi ülkelere, hangi koşullarda açılacağı kararlaştırıldı.
Buna göre Schengen sınırları 1 Temmuz'dan itibaren, Avustralya, Kanada, Güney Kore, Japonya, Yeni Zelanda, Ruanda, Tayland, Uruguay, Cezayir, Tunus, Fas, Gürcistan, Karadağ ve Sırbistan'a açılacak. Vatikan, Saint Marin ve Monaco da AB'ye giriş yapabilecek.
Brexit nedeniyle AB'den ayrılsa da, henüz müzakerelerin devam ettiği İngiltere, üye ülke muamelesi görmeye devam edecek.
Sınırların açılacağı ülkeler listesi, düzenli olarak salgının gelişimine göre yenilenecek ancak ilk aşamada, "Salgın koşullarının Avrupa'dan daha kötü olduğu" düşünülen ABD, Rusya, Türkiye, İsrail, Suudi Arabistan listede yer almayacak.
Bu ülkeler arasında yalnızca Çin için bir ayrıcalık tanındı. Eğer Çin hükümeti Avrupalı yolculara uçuş hakkı tanırsa, AB de Çin'li turistlere sınırlarını açacak. Ancak şimdilik Çin yönetimi kısa vadede sınırlarını açmayı düşünmediğini bildirdi.
Toplantıda bazı üye devletler, Çin'in epidemiyolojik verilerinin güvenilirliğinin "sorunlu" olduğunu dile getirerek Çin'e kapıların açılmasına karşı görüş bildirdi. AB'nin sınırlarını ABD'ye kapatıp, Çin'e kapıyı "aralık bırakmasının" diplomatik bir sorun yaratabileceği kaygıları da dile getirildi.
AB Büyükelçileri tarafından alınan bu karar katılan tüm üyeler tarafından kabul edildi ancak tam olarak bağlayıcı olmayacak. Bir başka deyişle, sınır yönetimi "ulusal bir egemenlik konusu" olmaya devam edecek ve AB ülkeleri bu 14 ülkenin hepsine birden kapıları açmayabilecek. Ancak öte yandan, listede yer almayan diğer ülkelerin vatandaşlarını kabul etmeyecek.
AB'li yetkililer, son iki haftada Brezilya, Rusya ve ABD'de vaka ortalamasının AB'nin çok üzerinde olduğu ve virüsün yayılma hızının hala çok yüksek olduğunu söylüyor.
Brüksel yönetimi, hafta boyunca turistik faaliyetlerle bağlantılı nedenlerden ötürü hiçbir ülkenin "hedeflenmeyeceğini", tam tersine sınırları açmanın AB'nin de istediği bir durum olduğunu ancak sağlık koşulları elverdiğince dikkatli ve aşamalı bir açılım gerçekleşeceğini, listenin, her iki haftada duruma göre yenileceğini bildirmişti.
Az da olsa bir umut var.
Eğer kurallara uyar, virüs ile mücadelede beklenen sonuçlara ulaşabilirsek, AB ülkelerinin yasak listesi dışına taşabiliriz. Kriterler belli ve biz bu kriterlere ulaşabiliriz.
İngiltere'nin Türkiye ile uçak seferlerini başlatma ve turist gönderme kararı en azından umutlarımızın yeşermesi için de bir neden olarak değerlendirilmelidir.