Çocuğun içine girdiği bu yeni sosyal çevrenin beklentilerine cevap verebilmesi ve bu farklı ortama uyum sağlayabilmesi için çocuğun belli bir hazır bulunuşluk düzeyine erişmiş olması gerektiğini belirten Çocuk Gelişimi Uzmanı Prof. Dr. Nefise Semra Erkan, “Çocuğun eğitimi ve okula hazırlığı doğumla başlar” dedi.

‘Hazır bulunuşluk’ kavramını tanımlayan İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Çocuk Gelişimi Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nefise Semra Erkan, “Hazır bulunuşluk; büyüme, olgunlaşma ve öğrenme sonucunda çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyo-duygusal, dil gelişimi ve öz bakım becerileri alanında belli bir düzeye gelerek ilkokula başlayacak yeterliliğe sahip olması, ilkokulun gereklerini yerine getirmeye hazır olmasıdır” dedi.

“Çocuğun davranışları ailenin yaptıklarının bir sonucudur”

Prof. Dr. Nefise Semra Erkan, okula hazırlıkta önemi sıklıkla vurgulanan ‘hazır aileler’ kavramı ile ilgili olarak, “Hazır aileler; çocukların ilkokula geçiş sürecini kolaylaştıran, geçiş sürecine çocuğu hazırlayan, çocuğun erken dönem gelişim ve öğrenmelerini destekleyen aileler olarak tanımlanır. Farklı alanlardaki becerileri açısından belirli bir düzeye ulaşmış olan çocuklar okul yaşamlarında uyumlu, mutlu ve başarılı olabilirler. Bu açıdan bakıldığında okula hazırlık, okula başlama anına bırakılmayacak kadar değerli ve önemlidir. Okula başlama zamanı geldiğinde çocuğun o zamana kadar yaşadıklarından edindiği deneyimlerin sergilenmesi söz konusudur. Aslında çocuğun sergileyeceği davranışlar o ana kadar ailenin çocuk için yaptıklarının bir sonucudur” ifadeleri kullandı.

“Çocuğu sadece ilkokula değil hayata da hazırlar”

Çocukların okula hazır olabilmesi için belli bir yaşa ve zekâ düzeyine ulaşmalarının yanı sıra bedensel açıdan sağlıklı olmalarının da yeterli olmadığını dile getiren Prof. Dr. Nefise Semra Erkan, “Okula hazır bulunuşluk, çocuğun tüm gelişim alanlarında gerekli becerileri istenilen düzeyde kazanmasına bağlıdır. İlkokula yeni başlayacak bir çocuğun, okul süresince evden ve anneden ayrı kalabilmesi, tek başına ya da grup içinde arkadaşlarıyla çalışabilmesi, çeşitli materyalleri ve oyuncaklarını diğerleri ile paylaşabilmesi gerekir. Ayrıca sırasını bekleyebilme, sözel yönergelere uygun davranabilme, iş birliği yapabilme, kurallara uyabilme, sorumluluk alma gibi günlük yaşam ilişkilerinin de temelini oluşturan davranışları göstermesi önemlidir.” dedi. Okul öncesi dönemde kazanılan bu deneyimler çocuğun okula kolaylıkla uyum sağlamasını kolaylaştırır. Bu sosyal beceriler çocuğu sadece ilkokula değil, hayata da hazırlar” dedi.

“Çocuğun okula hazır olup olmadığını değerlendirmek için testler mevcut”

Prof. Dr. Nefise Semra Erkan, ilkokula hazır bulunuşluğun değerlendirilmesinde kullanılabilecek bazı testler olduğunu belirterek; gözlem, oyun teknikleri, anket, mülakat ve ev ziyaretleri gibi ölçmeye dayalı olmayan tekniklerle de okula hazırlıkla ilgili değerlendirme yapılabileceğini dile getirdi.

Hazır bulunuşluk testlerini detaylandıran Prof. Dr. Nefise Semra Erkan, “Çocuğun belirli bir eğitim programına katılmaya hazır olup olmadığı kısa başarı testleri ile değerlendirilebilir ve bu testler okulun başlangıcında uygulanır. Ancak, hazır bulunuşluk testleri özel eğitime ve müdahaleye ihtiyaç duyan çocukların belirlenmesinde kullanılmaz. Bu çalışmaların sonuçlarına göre, okula hazırlık sorunu yaşayan çocukları desteklemek amacıyla erken müdahale programlarının hazırlanması ve bu programların etkililiğinin incelenmesi sağlanabilir” şeklinde konuştu.

İHA

Editör: Ayşegül Keskin