Beyşehir'in Huğlu Mahallesinde yaşayan hanımların sabah saatlerinde gün doğmadan önce “keşik” denilen imece usulü ile bulgur ve süzme yoğurttan yaptıkları tarhana, pişirilmesinin ardından ertesi gün tabak büyüklüğünde yuvarlatılarak elde şekil veriliyor. Huğlu’da yapılan tarhana yerleşim merkezine özgü olarak ise kamış çit üzerlerinde değil bazı aileler tarafından ladin ağacının köküne zarar vermeden kurumaya eğilimli budanan dalları üzerine serilerek güneş altında kurutuluyor. Bu yöntemle kurutma ile tarhananın serildiği daldaki pür adı verilen iğne yaprakların kokusunu da alması sağlanıyor. Çorbası yapılan tarhana, yağda kızartılarak ya da kuru şekilde üzerine salça sürülerek, istenirse yanında çerezle birlikte tüketilebiliyor. Tarhana yapan kadınlar, buğdayı getirip, yıkayıp değirmende öğüttüklerini, pişirip dağdan getirdikleri pür üzerine komşularla hazırlayıp, kurutup eve koyduklarını söyledi.
Beyşehirli fotoğrafçı Feray Bilir, Huğlu Mahallesi’nde bazı aileler tarafından ladin ağaçlarının dallarının üzerine serilerek kurutulan tarhananın yapım aşamasını dron çekimleriyle havadan görüntüledi. Bilir, Beyşehir yöresinde Huğlu Mahallesi dışında artık günümüzde görülmeyen ladin ağacı dalları üzerinde tarhana kurutulmasının havadan da güzel görüntüler oluşturduğunu belirterek, bir proje çerçevesinde bu çalışmayı yaparak gözler önüne serdiğini sözlerine ekledi.