Bilimle sanatın buluştuğu noktalardan biri olan sanat terapi serisinin ilk etabı olan şiir terapisi için hazırlanan “Farkında Mısın?” adlı şiir albümü dijital platformlarda dinleyicileriyle buluştu. Sanatın “anı belleğini” çalıştırmasına yönelik Yazar, Sanat Terapisti Mehmet Çağan tarafından hazırlanan eserleri; Sungun Babacan, Gülen Karaman, Uğur Taşdemir, Rıza Karaağaçlı, Arda Aydın, Ahmet Saraçoğlu, Eser Eyüboğlu, Bedia Öztep, Murat Atıl, Seyfi Dinç ve Tarkan Koç gibi usta dublaj sanatçıları seslendirdi. Usta isimlerin nefesinde hayat bulan Çağan’ın şiirleri özel olarak hazırlanan müzikler, alttan akan frekanslar ve sesler ile sinema boyutuna getirildi.
Duygu belleği aracılığıyla kişinin geçmişteki travmalarına da dokunan şiirlerle “Fark et, kabul et, harekete geç ve yönet” mottosuyla bireyin “terapiyi” daha kolay kabullenmesi sağlanıyor. Bu çerçevede bir grup üzerinde yapılan deneylerle de sanatın insan ruhundaki onarıcılığı bilimsel olarak kanıtlandı. Sanatın duygu ve düşüncelerde çok fazla etkili olduğunun tespit edildiği çalışmalar uluslararası hakem heyetli dergide de yayınlandı.
Şiirin insan duygu ve düşüncelerindeki etkisi ölçüldü
Çalışmanın bilimsel ayağında yer alan Doğuş Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Kahraman Güler, sanatın bilimle olan buluşmasını şu ifadelerle anlattı:
“Sembol ve kelimelerin insanın ruhsal deneyimlerini çokça yansıttığını söylemek mümkün. Şiirin bir insanın aşk ve duygu hayatı veya insan ilişkilerinde ne kadar çok önemli olduğunu biliyoruz. Sanatsız bir toplum, bir birey var olamaz. Şiir küçük kelimelerle cümleler oluşturma ve büyük ruhsal deneyimleri o küçük kelimeleri bir araya getirmektir. Oluşturulan albümde de güzel melodiler ve kelimelerle şiirler hazırlandı. Biz de bu çalışmanın bilimsel ayağında yer aldık. Bilimsellikten kopmadan bir grup insanla ön test, son test çalışmaları yaparak, şiirin etkisini ölçümledik.”
“Sanatın duygu ve düşüncelerde çok fazla etkisi var”
Kişinin kendisini ve çevresini anlamlandırması için sanatın olmazsa olmaz olduğunu ifade eden Güler, “Sanat insanın yaşamında çok önemli bir yer tutuyor ancak söz konusu duygular, düşünceler ve ruhsal haller olunca daha bilimsel ve sistematik davranmakta fayda var. Biz de bu çalışmada bunu yaptık ve şunu gördük ki; sanatın hangi alanı olursa olsun insanın duygu ve düşüncelerinde çok fazla etkisi var. Özellikle şiir; insanın kendi duygularını ortaya koyabilmesi, kendini tanıması, anlaması diğer insanlara karşı hissettiği şeyleri anlamlandırabilmesi için son derece önemli. Bu yüzden şiir; edebiyat ve sanat psikolojide yer almaya devam edecek ve gittikçe de etkinliğini gösterecek” dedi.
Şiirleri Yazar Sanat terapisti Mehmet Çağan oluşturdu
Terapi hedefiyle şiirleri oluşturduklarını belirten Yazar ve Sanat Terapisti Mehmet Çağan, “20 yılık sanat deneyimim ve 10 yıllık bilim çalışmaları sayesinde terapi hedefli şiirler oluşturuldu. Çağan bu şiirleri terapistler ve kendi duygu dünyasında kendisini bulmak isteyen bireyler için yazdı. İnsanları önemsiyoruz. Çünkü her insanın terapi alacak maddi gücü olmayabilir. Bir yandan da kendisine uygun terapist de bulamayabilir. Bu albüm bu kişilerin yol arkadaşı olacak” diye konuştu.
“Fark et, kabul et, hareket et geç ve yönet”
Bilim ve sanat ışığında şiir albümünü oluşturduklarını kaydeden Çağan, şiirlerle birlikte özellikle şuuraltındaki travmalara erişilebileceğini ifade ederek, “Her sanat eseri aslında şuuraltındaki ‘anı belleğiyle’ çalışır. Yani herhangi bir şiiri dinlediğinizde duygularla birlikte şuuraltının travmalı bölgesine gidebilirsiniz. Şiiri dinlerken eğer bir olumsuzluk hissederseniz şiir içeriği sizin geçmişteki bir travmanız olabilir. O yüzden bu eseri dinlediğinizde travmanızla karşılaşabilirsiniz. Bu sanat eserini diğerlerinden ayıran en büyük özellik burada başlıyor. Eserdeki herhangi bir şiiri dinlediğinizde duygu belleği aracılığıyla travmanızla karşılaşabilirsiniz. Bununla birlikte farkındalık yaşayabilirsiniz. Fark et, kabul et, hareket et geç ve yönet ile bu terapi kabullenmeyi sağlıyor. Kabullenip, umut aşılıyor” diye konuştu.
Şiirleri usta isimler seslendirdi
“Türkçeyi iyi kullanmak, müzik ve sesleri mükemmele yakın yaptığınızda şuuraltının kabullenmesi kolaylaşır” diyen Çağan, “Ayrıntıyı önemsemek, terapiyi önemsemektir. Bu nedenle de dublaj sanatçılarıyla çalıştık. Hep beraber gönülden bu yola girdik. Sungun Babacan, Gülen Karaman, Uğur Taşdemir, Rıza Karaağaçlı, Arda Aydın, Ahmet Saraçoğlu, Eser Eyüboğlu, Bedia Öztep, Tarkan Koç, Murat Atıl, Seyfi Dinç gibi Türkiye’nin önemli dublaj sanatçılarıyla çalıştık. Dublaj sanatçıları şiiri sinema boyutuna getirdi. Şiir tiyatrosu, şiir sineması oldu. Serkan Sönmezocak’ın da dokunuşuyla sanatın onarıcılığını çok net gördük” şeklinde konuştu.
“Zihin yapılarının hassasiyetlerini önemsedik”
Müzikleriyle eserlere hayat veren Müzisyen Aranjör Serkan Sönmezocak ise kolektif bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek, “Bu çalışmada müzikler, alttan akan frekanslar ve sesleri dizayn ettim. Sanatın kıymetli bir kolu olarak müziğin ve seslerin kişilerin duygu belleğine etkilemek gibi bir özelliği var. Kişilerin duygu belleğine eriştiğinizde aslında kişinin şuuraltı sahasına da girmiş olursunuz. Şuurçaltı sahasına girdiğinizde o kişinin zihin yapısını değiştirebilmek, onu etkilemek gibi bir şansınız da doğar. Psikiyatrik sahaya baktığımızda, zihin yapılarını incelediğinizde bazı zihin yapılarının farklı çalıştığını, farklı işlediğini görürsünüz. Biz de çalışmalarımızı yaparken bu zihin yapılarının hassasiyetlerini önemsedik. Bilimin çerçevesine sanatı yerleştirirken, danışanların ve dinleyenlerin hassasiyetlerini sahiplendik” dedi.